Türkan Tüzün'ün Web Sitesi

Dokümantasyon ve Enformasyon Uzmanı

Ana Sayfa

   

Özgeçmişim

Bordo A.Ş.

AraBul

Kütüphanecilik

Bağlantılar

İletişim

Ana Sayfa

 

 

small logo

Graphic

 

 

 

 

 

Tarihçe

Kütüphanecilik

Kütüphane Türleri
--Milli Kütüphaneler
--Üniversite Kütüphaneleri
--Okul Kütüphaneleri
--Halk Kütüphaneleri
--Özel Konu Kütüphaneleri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tarihçe

Kütüphanecilik

Kütüphane Türleri
--Milli Kütüphaneler
--Üniversite Kütüphaneleri
--Okul Kütüphaneleri
--Halk Kütüphaneleri
--Özel Konu Kütüphaneleri


 

KÜTÜPHANECİLİK VE KÜTÜPHANELER...

TARİHÇE

          M.Ö. 3000'lerde eski Mısır'da 'tabiat evi', 'papirüs evi' gibi adlar taşıyan kütüphane niteliğinde arşivler bulunuyoilk kütüphanesi sayılabilecek derme, M.Ö. 2000'lerde Babil'deki kıl tabletlerden oluşuyordu. Mezoprdu. II. Ramses'in Teb kentinde, kapısında 'Ruhun Doktoru' yazan bir kitaplık kurduğu bilinir. Dünyanın otamya'daki kazılarda bulunan ticari resmi yazışmalar, destanlar, şiirler, dini yazıtlar ve eğitmenden bahseden birçok tablet, M.Ö. 626'da Asur başkenti ninive'de Asur Bani Pal kütüphanesi olarak bilinen bir kütüphanenin varlığını gösteriyor. Eski Yunan uygarlığına ait birçok kütüphanenin var olduğu da biliniyor. Antik çağın en ünlü kütüphanesi, hellenistik çağın bir ürünü olan İskenderiye kütüphanesidir. 

           Büyük İskender'in ölümünden sonra dağılan imparatorluk, İskender'in generalleri tarafından bölüşülmüş ve Mısır bölgesi Ptolemaios Hanedan'ının eline geçmişti. Atina'dan kovulan Aristotales'in öğrencilerinden Pnateronlu Demetrios, İskenderi'ye ye sığındıktan sonra, Kral I.Ptolemaios'a kraliyetin koruması ve idaresi altında bir kütüphane ve eğitim merkezi kurulmasını önerdi. Ptolemaios da dünyadaki bütün kitapların  , bütün ulusların el yazmalarının bulunduğu bir kütüphane kurulmasını emretti. Kurulan kütüphane de sadece var olan kayıtlar derlenip saklanmıyordu; ayrıca yazıcı köleler, elde bulunmayan eserleri de çeşitli yollardan bulup kopyasını çıkarıyordu. Kısa zamanda kütüphane duvarlarındaki nişler içine yerleştirilmiş, hepsi yazarlarının adlarına göre düzenlenmiş ve üzerlerine tomarların içeriklerini özetleyen bir not iliştirilmiş 700.000 papirüs tomarı biriktirildi. Kuruluşundan sonra İskenderiye Kütüphanesi'nin yaklaşık 300 yıl ayakta kaldığı biliniyor. Ancak kütüphanenin ne yıkılış nedeni ne de zamanına zamanına ait net bilgiler bulunamamıştır. Yalnızca M.Ö. 48'de Caeser'in Mısır'ı işgali sırasında şehirde çıkan yangında kütüphanenin büyük bir kısmının yanması güçlü bir olasılık gibi görünüyor. 

             Hellenistik çağda İskenderiye Kütüphanesi dışında , bu kütüphane ile yarışan, Bergama'daki Bergama kütüphanesi de ün salmıştı. Romalılardan da günümüze pekçok kütüphane kalmıştır. Roma Cumhuiryet'inin yasaları bütün vatandaşların kullanımına açık bir kütüphane fikrini getirmiştir. Bu halk kütüphanelerinin doğuşuna kaynaklık eden fikir olarak bilinir. Hristiyanlığın yayılmaya başlamasının ardından klise ve manastır kütüphaneleri belirir. Aziz Benedictuc, benedictuc tarikatına bağlı bir papazın yaşam kuralları arasına kitap çoğaltmayı da koyar. Kitap böylece sevap düşüncesine bağlı olarak yüceltilir ve kütüphane kurulması desteklenir. Ama, bu kütüphanelerde kitabın okunması ve halka ulaştırılma çabasından çok, saklanması ve korunması ön plandaydı. Nitekim Ortaçağ'da kitaplar raflara zincirle bağlanıyordu. okuyucu istediğnde ise, kitap rahlelere zincirlerle bağlanıyor ve kitabın kütüphane dışına çıkmasına kesinlikle izin verilmiyordu. 13.yüzyılda üniversite kütüphanelerinin gelişimine tanık oluyoruz. 14. ve 15. yüzyıllarda kralları, prensleri, soyluları ve zenginleri kütüphane kurma merakı sardı. Rönesans'tan sonra canlanan düşünsel hayat ve matbaanın bulunması sayesinde kitap çoğaltmak kolaylaştıysa da, kitap paylaşımı halka fazla inmedi ve yaygınlaşmadı. Fransız Devrimi'nden sonra, bu büyük Bibliyothèque Royale'ler Bibliothèque Nationale'e dönüştürülüp, millete mal edildi.

             İslam dünyasında ise, kütüphanecilikte yöntem ve zenginlik açısından oldukça ilerlemişti. İslam kütüphaneleri genellikle, hükümdar ya da meraklılar tarafından kurulup vakfa dönüştürülerek halkın kullanımına açık duruma getirilmişlerdir. Bağdat'ta Abbasiler tarafından kurulan ve dönemin önemli halk kütüphanesi olan Dar-ül Hikmet, 1258'de Moğollar tarafından yağma edilene dek, İskenderiye Kütüphanesi gibi okul niteliğiyle varlığını sürdürmüştür. Dönemin bir diğer büyük kütüphanesi Kahire Kütüphanesi'dir. Selçuklular döneminde, üniversite kütüphanesi diyebileceğimiz medrese kitaplıkları belirir. Osmanlı kütüphaneciliği de medrese kültürüne dayanır. Kütüphane, devlet bütçesiyle değil, özel vakıfların yardımıyla kurulur. Zaman zaman kurucunun ve ailesinin mezarları, bir hayır duası beklentisiyle, kütüphane binasının yakınlarına gömülür. Bu gün bile, İstanbul'da böyle kütüphanelerin izlerine rastlanabilir. Osmanlı döneminde devlet eliyle kurulan ilk kütüphane Beyazıt Devlet Kitaplığı'dır(1882).

KÜTÜPHANECİLİK 

               Bilgi, bilginin kaydı, saklanması ve paylaşılması insanoğlu için ne kadar önemli ise, bilgi kaynaklarını derleyen, düzenleyen ve insanların kullanımına sunan kütüphaneler de o kadar önemli olmuştur. Yazının bulunmasından sonra bilgi kil, papirüs, parşömen gibi malzemelere kaydedildi. Keşfinden sonra kağıt, yaşamın vazgeçilemez bir parçası oldu. Günümüzde bu tür fiziksel kayıt ortamlarının yanı sıra, CD-Rom gibi yeni elektronik kayıt ortamları da kendilerine yer ediniyor. Kütüphaneler de bu yeni malzemelere göre yeniden biçimleniyor; kütüphanecilik işlevsel ve kavramsal olarak değişiyor. 

                'Kitapların evi' başka bir deyişle kütüphane, tarih boyunca insnalarla bilgi kaynakları arasında verimli bir ilişkinin kurulmasını sağlamak için bilgi kaynaklarının belirlenmesi, seçilmesi, elde edilmesi, düzenlenmesi  ve araştırmacıya ulaştırılması gibi alanlarda gerekli hizmetleri veren bir kuruluştur. Bu tanımıyla kütüphane eğitim, bilim, sanat ve kültür yaşamının vazgeçilmez mekanıdır. Kütüphaneler her türden bilginin tek tek insanlar, toplumlar, ülkeler arasında sürekli paylaşılmasını ve çağlar boyunca aktarılmasını sağlar. Bu hiçte kolay olmayan işlevi yerine getirmek , kütüphaneciliğin kendisinin bir araştırma alanı olmasını gerektirir. Kütüphaneinin işlevini nasıl yerine getireceği konusunda evrensel kuramların geliştirilmesi için araştırma yapılması oldukça eskiye dayanır. Fakat bu araştırmalarda bilimsel yöntemlerin kullanılması, üniversitelerde lisans ve lisansüstü düzeyde kütüphaneciliğin eğitim ve araştırma alanı olarak yer alması, ancak 19. yüzyılda gerçekleştirilebilmiştir. Kütüphaneler kuruluş amaçlarına hedef kitlelerine, gelir kaynaklarına , örgütlenme yapılarına ve yönetim biçimlerine göre farklı farklı şekillenebilirler. Farklı kütüphane türleri belli başlıklarda ele alınabilir:

KÜTÜPHANE TÜRLERİ

MİLLİ KÜTÜPHANELER:Ülke içinde yerli yayınları eksiksiz toplamak, ulusal bibliyografyalar yayımlamak, ülkedeki bibliyografik enformasyon hizmetlerini planlamak ve yurt dışında ülke üzerine yazılmış yayınları toplamakla görevli milli kütüphaneler, genelde yayınlar üzerine bilgi veren ulusal bir merkez konumundadır. Yurtdışındaki kütüphanelerle bağlantıda olan milli kütüphane, ülke kütüphanelerine kütüphanecilikle ilgili her konuda öncülük etmeye çalışır. Dünyadaki ünlü milli kütüphaneler arasında 12 milyon cilt kitabı, 400 bin dergiyi barındıran Bibliothèque Nationale(Fransa), 15 milyon cilt kitaplı British Library(İngiltere), 20 milyon cilt kitap yanında müzik notaları, fotoğraflar, arşiv belgeleri ve özgün baskılarla 80 milyon dokümanı barındıran Library Of Congress(ABD) başta gelir. 

1946 da Ankara'da kurulan Milli Kütüphane'de ise, bir milyona yakın kitap bulunmaktadır. Milli Kütüphane, Almanya'da kütüphanecilik eğitimi almış, yurda döndükten sonra kütüphane kurma, geliştirme ve kütüphaneci eğitimi üzerine çalışmalar yapmış değerli kütüphaneci Adnan Ötüken'in çabalarıyla kurulmuştur. 

ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANELERİ:Her geçen gün yeni yayınlarla zenginleşen bilim dünyasının son ürünlerini izlemek ve bünyesindeki araştırmacılara sunmakla görevli olan üniversite kütüphanelerinden öğrencilere ders için gerekli malzemeyi sağlaması da beklenir. Üniversite kütüphaneleri, üniversitenin öğretim elemanları ve öğrencileri için kurulur ama bünyesindeki yayınlara diğer araştırmacıların ulaşabilmesine de olanak verir. 

OKUL KÜTÜPHANELERİ:İlk ve ortaöğretim okullarında ders programlarını desteklemek, kütüphaneyi kullanmayı öğretmek ve bireysel okuma gereksinimine cevap vermek için kurulur. 

HALK KÜTÜPHANELERİ:Her yaşta, her düzeyde ve her meslekten okuyucunun, her konudaki düşün ve sanat ürünlerinden parasız ve özgürce yararlanmasını sağlamaya çalışan kütüphanelerdir. Cumhuriyet tarihinde yurt çapında örgütlenen en eski kütüphane türüdür. Çoğunda özel bir çocuk bölümü bulunur. İl, ilçe ve kasabalarda örgütlenen halk kütüphaneleri gezici kütüphaneler yardımıyla her yere hizmet vermeye çalışmaktadır. 

ÖZEL KONU KÜTÜPHANELERİ:Bu tür kütüphaneler, sınırlı bir çalışma alanıyla ilgili, çok ayrıntılı bilgi ve yayın gereksinmelerini karşılamak üzerine kurulan kütüphanelerdir. Sanayi kuruluşlarının, fabrikaların, bankaların ya da kişilerin özel kütüphaneleri vardır. Bunlar yalnız kendi konularına yönelik her türlü yayını toplarlar. 



Kaynak: "Geleceğin Kütüphaneleri" Gökhan Tok. Bilim Teknik Dergisi, Ekim 1995 
"
Bilgiye Erişmede Yeni Yöntemler: Değişen Kütüphaneler" Saadet Koç. Bilim Teknik Dergisi, Haziran 1996