Ana Sayfa

 

 

 

 

TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ 1

KURULUŞ BİLDİRGESİ 1

Tarih: 22 TEMMUZ 2000. 1

Yer: BURSA, TAYYARE KÜLTÜR MERKEZİ 1

KASTAMONU BİLDİRGESİ 3

Tarih:3-4/Haziran/2000. 4

Yer: Kastamonu. 4

SİVAS BİLDİRGESİ 5

Tarih: (10-14 Mayıs 2000) 5

Yer: SİVAS , DİVRİĞİ 5

TARİHİ  TÜRK EVLERİ DERNEĞİ HAFTASI - SONUÇ BİLDİRGESİ 5

Barış Kültürü Bildirgesi 9

Tarih: 16-18 Ekim 2000. 9

Yer: İzmir Ege Üniversitesi, Atatürk Kültür Merkezi, 2. Kültür Kongresi 9

BURSA BİLDİRGESİ 11

Tarih: 22-23/TEMMUZ/2000- 11

Yer: Bursa ‘TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİN KORUNMASINDA.. 11

VALİLİKLERİN ROLÜ VE SORUMLULUĞU TOPLANTISI’ 11

NEVŞEHİR BİLDİRGESİ 13

Tarih: 28-29 NİSAN 2001. 13

Yer: NEVŞEHİR, “TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİN KORUNMASINDA.. 13

VALİLİKLERİN ROLÜ VE SORUMLULUĞU” TOPLANTISI 13

TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ 14

NEVŞEHİR BİLDİRGESİ 14

Tarih: 28-29 NİSAN 2001. 14

Yer: ‘KÜLTÜREL ÖNCELİKLİ TURİZM’ 14

Bursa Bildirgesi 17

Tarih: 5 Mayıs 2001. 17

Yer: Bursa , Birlik Meclisi 17

Antalya Balbey Projesi Sonuç Bildirgesi 18

Tarih:..../.../.......(Dikkat tarih!) 18

Yer: ............., Antalya. 18

BALBEY PROJESİ 18

 

 

 

 

 

TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ

KURULUŞ BİLDİRGESİ

 

Tarih: 22 TEMMUZ 2000

Yer: BURSA, TAYYARE KÜLTÜR MERKEZİ

 

 

Avrupa Birliği’nin aday ülkesi Türkiye’nin de kurucuları arasında yer aldığı AVRUPA KONSEYİ, ellinci yıldönümünü Avrupa’nın tüm kentlerinde Eylül 1999-Eylül 2000 tarihleri arasında ‘AVRUPA BİR ORTAK MİRAS’ kampanyası altında gerçekleştirilen etkinliklerle kutlamaktadır. Bu etkinliklerden birisi de 7.8.1999 tarihinde Strasburg’ta, Kültür Bakanlığı’mızın önerisi ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye adına temsilci olarak katıldığı ‘Avrupa Tarihi Kentler Birliği’ kuruluş toplantısı olmuştur. Strasburg Toplantısı’ndan sonra Kültür Bakanlığı ve İç İşleri Bakanlığı koordinasyonunda Bursa Büyükşehir Belediyesi, ‘Avrupa Tarihi Kentler Birliği’ne üye olmak üzere ‘Türkiye Tarihi Kentler Birliği’nin kuruluş çalışmalarını yürütmekle görevlendirilmiştir.

 

22 Temmuz 2000 günü Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nın çağrısı ile Bursa Tarihi Tayyare Kültür Merkezi’nde Kültür Bakanlığı’nın katkısı, İç İşleri Bakanlığı’nın teşviki, Bursa Valiliği’nin desteği ile ÇEKÜL Vakfı,Mimarlar Odası ve Marmara Boğazları Belediyeler Birliği’nin katılımıyla gerçekleştirilen TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ KURULUŞ TOPLANTISI’nda hazır bulunan Belediye Başkanları ve temsilcileri:

 

Söz konusu birliğin ekte bulunan TÜZÜĞÜ’nü kabul ederek şu kararları almışlardır.

 

Ülkemizi Dünyada ve Avrupa’da farklı ve ayrıcalıklı kılan en önemli ve eşsiz özelliği başka hiçbir ülkede bulunmayan ve elde edilmesi de mümkün olmayan tarihsel, kültürel ve kentsel mirasımızın zenginliğidir. Bu zenginliğin korunarak  yirmibirinci yüzyılı kimlikli kentlerle yaşamak ve Avrupa ailesinde de kültürel değerlerini yitirmemiş güçlü ve saygın bir üye olarak yer almak hedefinde en önemli sorumluluk da yerel yönetimlere düşmektedir. Tarihi Kentler Birliği, bu ulusal ve evrensel sorumluluğun etrafında birleşme ve bütünleşme sürecini başlatmaktadır.

Bursa toplantısına katılan ve ekte imzaları bulunan Belediye Başkanları ve temsilcileri, Tarihi Kentler Birliği’nin kurucu üyeleri olma gururunu taşımaktadırlar. Ancak, ekte tüzüğü benimseyen diğer tarihi kentlerimiz de bu birliğe üye olarak aynı gururu bizlerle paylaşabileceklerdir.

Birlik kuruluş prosedürünü tamamlamak için gerekli çalışmalar, Kültür Bakanlığı’nın katkıları, İç İşleri Bakanlığı’nın destek ve eşgüdümü altında Bursa Büyükşehir Belediyesi’nce yapılacak ve söz konusu çalışmalarda da ÇEKÜL Vakfı, Mimarlar Odası ile Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği koordinasyonu sağlayarak katkıları sürdürülecektir.

Bu kararda imzası bulunan ve Birliğe üye olmak isteyen diğer Belediyeler ilk Genel Kurula kadar ekli tüzüğün kendi Belediye Meclislerinin de onayına sunacaklar ve resmi işlemler tamamlandıktan sonra, gerçekleşecek Genel Kurul ve Organ seçimlerine kadar Birliğin Kurucu Başkanlığını Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı yürütecektir.

Tarihi Kentler Birliği Kuruluş Toplantısı katılımcıları, yukarıdaki ve ekli tüzükteki çalışma ilke ve hedefleri doğrultusunda Tarihi Kentler Birliği’nin kurulduğunu ilan ederek, ülkemizin kültür ve çevre değerlerinin korunmasından sorumlu tüm kurumları Birlik çalışmalarına destek vermeye çağırır ve bu Kuruluş Bildirgesi’ni kamuoyuna saygı ile açıklar.

 

 

SADETTİN TANTAN

İÇİŞLERİ BAKANI

(İMZA)

 

FİKRET N. ÜÇCAN

KÜLTÜR BAKANI MÜSTEŞARI

(İMZA)

 

AYTAÇ DURAK                   AHMET NURİ KÖKSAL    HASAN SİPAHİOĞLU

ADANA B.ŞEHİR BLD. BŞK. AKŞEHİR BLD. BŞK.     ALANYA BLD. BŞK

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

ALİ YILDIRIM                        MELİH GÖKÇEK              İDRİS ŞENTÜRK

AMASRA BLD. BŞK.  ANKARA B.ŞEHİR BEL.BŞK. ANTAKYA BLD.BŞK

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

BEKİR KUMBUL                    SEYHAN DURU                AHMET TÜFEKÇİ

ANTALYA B.ŞEHİR BLD.BŞK   AVANOS BLD.BŞK. AYVALIK BLD.BSK

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

M.RIZA YALÇINKAYA         AKİF ERSEZGİN               MANSUR YAVAŞ

BARTIN BLD.BŞK.             BERGAMA BLD.BŞK.   BEYPAZARI BLD.BŞK

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

AHMET KONUŞ                    İBRAHİM BOSTANLI        A.NECDET İLGÜN

BİRGİ BLD.BŞK.                  BOĞAZKALE BLD.BŞK.    BURDUR BLD.BŞK

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

ERDOĞAN BİLENSER       İSMAİL ÖZAY                 MEHMET GÜRESİNLİ

BURSA B.ŞEHİR BLD.BŞK  Ç.KALE BLD.BŞK.       DİVRİĞİ BLD. BŞK.

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

FERİDUN ÇELİK               CENGİZ VARNATOPU    HAMZA YANILMAZ

D.BAKIR BLD. BŞK.           EDİRNE BLD. BŞK.          ELAZIĞ BLD.BŞK.

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

YILMAZ BÜYÜKERŞEN     A.VAHAP KUSEN            AHMET PİRİŞTİNA

E.ŞEHİR B.ŞEHİR BLD.B.   HASANKEYF BLD.B.       İZMİR B.ŞEHİR B.B.

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

M.SEFA SİRMEN                  ZEYNEL TURAN              NAİF ALİBEYOĞLU

İZMİT B.ŞEHİR BLD.BŞK.   İZNİK BLD.BŞK.               KARS BEL. BŞK.

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

TURHAN TOPÇUOĞLU        MEHMET ÖZHASEKİ        MUSTAFA DEMİR

KASTAMONU BLD.BŞK.  KAYSERİ B.ŞEHİR B.B.    KEMALİYE BEL.BŞ

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

SELİM AŞKIN                      SÜLEYMAN CANAN          A.YAŞAR ÇELÇİ

KULA BLD.BŞK.                 KÜTAHYA BLD.BŞK.      MALATYA BLD.BŞK

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

ABDULKADİR TUTAŞI       FEVZİ TOPUZ                 HASAN AKTÜRK

MARDİN BLD.BŞK.            MİLAS BLD.BŞK.          MUDANYA BLD.BŞK.

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

KARAKOŞOĞLU              OSMAN GÜRÜN               MEHMET TALHAN

MUDURNU BLD.BŞK.       MUĞLA BLD.BŞK.          NUSAYBİN BLD.BŞK.

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

MEHMET ERİŞ                  OSMAN AKBULAK           MEHMET CEYHAN

ÖDEMİŞ BLD.BŞK.        PAMUKKALE BLD.BŞK.  SAFRANBOLU BLD.BŞ

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

F.VEFA ÜLGÜR                OSMAN SEÇİLMİŞ            AHMET BAHÇİVAN

SELÇUK BLD.BŞK.           SİVAS BLD.BŞK.              Ş.URFA BEL. BŞK.

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

ORHAN SAY                   HALİL AYDIN           BURHANETTİN KORKMAZ

TALAS BLD.BŞK.          TARAKLI BLD.BŞK.          TARSUS BLD.BŞK.

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

HÜSEYİN KARA            NİZAMETTİN AYDIN                BEKİR ÖDEMİŞ

TİRİLYE BLD.BŞK.           TOKAT BLD. BŞK.                 ÜRGÜP BEL. BŞK.

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

ŞEHABİTTİN ÖZARSLANER    TEKİN BAYRAM          METİN SÖZEN

VAN BLD. BŞK.                          YALVAÇ BLD.BŞK.     ÇEKÜL VAKFI BŞ

(İMZA)                                                 (İMZA)                              (İMZA)

 

OKTAY EKİNCİ

MİMARLAR ODASI BŞK.

(İMZA)

 

 

KASTAMONU BİLDİRGESİ

 

Tarih:3-4/Haziran/2000

Yer: Kastamonu

 

 

T.C.İçişleri Bakanlığı’nın önerisi ve Kastamonu Valiliği’nin ev sahipliğiyle, ÇEKÜL-Mimarlar Odası ve Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği’nin Kastamonu Valiliği’yle ortaklaşa düzenlediği ‘Tarihi ve Kültürel Değerlerin Korunmasında Mahalli İdarelerin Rolü ve Sorumluluğu’ konulu sempozyum, 3-4/Haziran/2000 günlerinde Kastamonu İl Özel İdaresi-Mahalli İdareler Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda yapılmış olup, İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan’ın destekleriyle gerçekleştirilen toplantıda dile getirilen görüş ve önerilerin, İçişleri Bakanlığı tarafından ‘Kastamonu Bildirgesi’ olarak ilgili kişilere, kurumlara ve kamuoyuna bildirilmesi kararı alınmıştır. Sempozyumda ayrıca, bu bildirgedeki ilke ve hedeflerin yaşama geçmesi yönünde gerekli koordinasyonun da İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmesi benimsenmiştir.

 

 

Ekli listede isimleri ve ünvanları belirtilen sempozyum katılımcıları, fikir ve ilke birliği içinde ilan ederler ki:

 

1-     TARİHİ VE KÜLTÜREL ÇEVRENİN KORUNDUĞU VE YAŞATILDIĞI ORTAMLAR, YURTTAŞLIK BİLİNCİNİN GELİŞMESİNİ, TOPLUMSAL AYDINLANMANIN GÜÇLENMESİNİ DE SAĞLARLAR...

 

Tarihi ve kültürel mirasın ve bu mirası kucaklayan doğal çevrenin korunması, çağdaş ülkelerin ve toplumların öncelikli ulusal ve evrensel görevleri arasındadır.

 

Ancak bu çabalar, sadece bir mirasın gelecek kuşaklara aktarılması açısından değil, yurttaşlık bilincinin gelişmesi ve toplumsal aydınlanmanın güçlenmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.

 

Nitekim, İçişleri Bakanlığı’nın da bu konuyu sürekli gündemde tutarak; asli görevi olan iç güvenliği tehdit edici unsurlara karşı gerekli önlemleri almaya paralel bir program içinde kültür ve çevre değerlerinin de özellikle yerel kamu otoriteleri ve sivil toplum birlikteliği içinde korunması çalışmalarını başlatmış olması, esas itibariyle yine iç güvenliğin temel güvencesini ve kaynağını da oluşturan; ‘bilinçli ve kimlikli yurttaşlardan oluşmuş, kültürüne ve geleceğine duyarlı bir toplumsal gelişmeye’ katkıda bulunmak içindir.

Örneğin, Avrupa Konseyi ve UNESCO çalışmalarında, kentsel ve toplumsal asayişle ilgili dünya istatistiklerinde ortaya çıkan ve ‘suç işleme oranının en düşük olduğu kentlerin tarihsel ve kültürel mimari dokusunun en iyi korunduğu kentler olduğu’ şeklindeki sonuçların da Türkiye açısından önemle değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan toplantı katılımcıları, bu nedenle Kastamonu’da başlatılan ve ülkenin diğer bölgelerinde de benzer etkinliklerle sürdürülmesine karar verilen bu çalışmaların sadece İçişleri Bakanı Sayın Tantan ile konuya duyarlı Valiler ve diğer yerel yöneticilerin ‘kişisel özlem ve tercihlerine’ bağlı değil, daha da temelde tüm kamu kurum ve yöneticilerinin öncelikli ‘kurumsal görevleri’ olduğunu özellikle vurgulamaktadırlar.

 

2-     TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİN KORUNMASINA YÖNELİK KAYNAKLARIN VE OLANAKLARIN DAĞINIK DEĞİL, TOPLUCA VE BİR ÖNCELİKLER PLANLAMASI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ DÜZENLEMELER YAPILMALIDIR.

 

Türkiyemiz, tarihi ve kültürel mirası ile çevre değerleri bakımından dünyanın en zengin ülkesidir. Buna karşın, aynı zenginliğin korunması, yaşatılması ve geleceğe aktarılması yönünde kullanılabilecek kaynaklar ise son derece kıt olduğu gibi, aynı kaynakları kullanmakla yetkili otoriteler arasında da dağınıklık ve eşgüdüm eksikliği yaşanmaktadır.

 

Kültür ve çevre mirasımızın korunması çabalarını olumsuz yönde etkileyen ve birçok çabanın da sonuç almasını zorlaştıran bu durumun düzeltilmesi ve kaynakların belli bir öncelikler planlaması içinde verimli değerlendirilmesi için gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması, sempozyum katılımcılarının ortak ve acil talebidir.

 

Bunun yaşama geçirilmesinde ise tarihsel, kültürel, doğal ve kentsel değerlerin korunması çabalarında ‘kamu yönetimi-yerel yönetimler-özel sektör-sivil toplum güçleri’ arasında güçlü, yaygın ve üretken bir kalıcı birlikteliğin inşa edilmesi gerektiğine dikkat çeken katılımcılar, böylesi bir birliktelik içinde temel yönlendirici ve harekete geçirici dinamiklerin ise 'yerelde’ olduğunu, dolayısıyla öncü ve girişimci güçlerin yerelde örgütlenerek diğer kurumlarla eşgüdümün sağlanmasında da katılımcı süreçlere ivme vermelerini önemle dile getirmektedir.

 

3-     TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASINDAKİ YEREL POTANSİYELLERİN BÜTÜNLEŞMİŞ OLARAK YAŞAMA GEÇİRİLMESİ İÇİN KURUMSAL VE YÖNETSEL ÇALIŞMALAR KENT ÖLÇEĞİNDEN ‘HAVZA BOYUTLARINA’ TAŞINMALIDIR.

 

Tarihi ve kültürel değerler ile çevre zenginliklerinin korunabilmesi için gerekli kurumsal ve yönetsel merkezler ile ekipman ve kaynak planlamasının her kent için ayrı ayrı düzenlenmesi yerine, ‘havza ölçeğinde’ koruma stratejileri ve eylem programlarının planlanmasının çok daha verimli ve başarılı sonuçlar yaratacağına dikkat çeken sempozyum katılımcıları:

 

a-     Rölöve, restorasyon vb... amaçlı eğitim ve teknik hizmet birimlerinin havza içeriğinde belirlenerek yer seçimlerinin yapılması,

b-     Koruma Kurulları vb... örgütlenmesinde havza boyutunda koruma ilişkilerinin gözetilerek bölgesel tanımlamaların getirilmesi,

c-      Yine, aynı kültür ve çevre coğrafyası içindeki komşu kentlerde sürdürülecek kimlikli kentleşme ve mimari kentsel dokunun doğal değerlerle birlikte ve bütünleşik olarak korunması için havza ölçeğini gözetecek planlama birimlerinin benzer bölgesel sınırlar içinde oluşturulması,

 

gibi süreçlerin başlatılması gerekliğini de vurgulamaktadırlar.

 

4-     KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI, GELİŞMEYİ İÇEREN BİR DEĞİŞİMİN ENGELİ DEĞİL, ESİN KAYNAĞI VE ÖN KOŞULUDUR. BU NEDENLE GELECEĞE DÖNÜK TÜM STRATEJİLERDE TEMEL HAREKET NOKTASI DA ‘TARİH İÇİNDEKİ DEĞİŞİMİN BELLEK DEĞERLERİNİ’ KORUMAK OLMALIDIR.

 

Tarihsel ve kültürel miras ile eski kent dokularını korumanın ‘değişen dünya süreci’ ile çatıştığı ve ‘değişimle de çeliştiğini’ ileri süren kimi görüşlere karşı da bilinçli ve kararlı bir söylemin yükseltilmesi gerekliğine dikkat çeken sempozyum katılımcıları,

 

a-     Tarihin her çağında olduğu gibi günümüzde de değişimin herhangi bir değişim olarak değil, gelişmeyi ve ilerlemeyi içeren bir değişim olarak savunulması gerektiğini,

b-     Tarihsel ve kültürel mirasın da esas itibariyle yüzlerce ve binlerce yıllık uygarlık tarihindeki sürekli gelişime ve ilerlemeye dönük bir değişimin belgelerini ve belleğini oluşturduğunu,

c-      Bu nedenle de değişimin gelişmeyi de içerebilmesi için korumanın ön koşul ve hatta sağlıklı değişimin güvencesi olduğunu

 

ilan ederler.

 

Bütün bu nedenlerle, ‘turizmin’ de tarihi ve kültürel çevre korunmasında bir neden değil, verimli bir sonuç olarak görülmesi gerektiğini önemle vurgulayan sempozyum katılımcıları, yine aynı fikir ve görüş birliği içinde kamuoyuna şu çağrıyı yapmaktadırlar:

 

‘Kastamonu’da başlatılan süreç, herhangi bir koruma kampanyası değil, 2000’leri kimlikli, kültür değerlerine yabancılaşmayan ve uygarlık sürecinde geçmişin tüm birikimlerinden güç alarak daha ileriye ulaşma hedefini kucaklamış bir ülke ve toplum olma yürüyüşüdür. Bu yürüyüşe herkesin katılmasını bekliyoruz...’

 

 

 

 

 

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

 

Enis Yeter               Prof.Dr.Metin Sözen    Oktay Ekinci            Fikret Toksöz

Kastamonu Valisi   ÇEKÜL Vakfı Bşk.   Mim.Odası Bşk.       MBBB Genel Sek

 

(Yukarı)

SİVAS BİLDİRGESİ

Tarih: (10-14 Mayıs 2000)

Yer: SİVAS , DİVRİĞİ

TARİHİ  TÜRK EVLERİ DERNEĞİ HAFTASI - SONUÇ BİLDİRGESİ

 

 

Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği’nin gelenekselleştirdiği ‘Tarihi Türk Evleri Haftası’nın 2000 yılı etkinlikleri 4 Mayıs 2000 tarihinde İstanbul’da Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumu’nda düzenlenen açılış töreni ve panelle başlamış; 10-12 Mayıs günlerinde Sivas’ta, 13-14 Mayıs günlerinde de Divriği’de gerçekleştirilen tören, toplantı, görüşme ve çevre gezileriyle sürdürülmüştür.

 

18. Tarihi Türk Evleri Haftası, başta ÇEKÜL Vakfı ve Mimar Sinan Üniversitesi olmak üzere, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Sivas Valiliği ve Belediye Başkanlığı, Divriği Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı, Divriği-Hekimhan Madenleri Genel Müdürlüğü, Mimarlar Odası'yla Divriği kültürüne hizmet amaçlı derneklerin katkılarıyla desteklenmiştir.

 

Etkinliklere, dernek üyelerinin yanı sıra çok sayıda bilim adamı, öğretim üyesi, mimar, arkeolog, sanat tarihçisi, hukukçu, uzman, yazar ve basın mensubu katılmış; vatandaş ilgisi ve katılımı ise umulanın üstünde yoğun olmuştur.

 

Toplantı, panel ve toplu inceleme gezilerinde, görüş ve önerilerin ‘Tarihi evler, çevre ve kültür’ konseptleri kapsamında ‘koruma ve işlevsellik’ doğrultusunda gelişmesi hedeflenmiştir.

 

Bu bildirge aracılığıyla tüm ilgililere ve kamuoyuna duyurulması gerekli görülen saptamalarla, görüş ve öneriler aşağıdadır:

 

Ortak Görüş ve Yaklaşımlar:

 

Son elli yılda giderek ivme kazanan çevre kültür varlıklarına yönelik tahrip olgusunun yeni bir yüzyıla taşınması, ulusal olmaktan öte evrensel bir ayıptır. Kurtarmak ve korumak gibi bir kaygısı olmayan ve bu konuda sorumluluk duymayan, geçmişe, doğal ve kültürel varlıklarımıza saygısı laftan ibaret olan kimi yöneticilerin bu aymazlığının tarihe yansıyışı kuşkusuz ‘vahim’ olacak; kimin neleri yok ettirdiği, ya da yok edilişine seyirci kaldığı yargıç önünde olmasa da tarih önünde mutlaka yargılanacaktır. İnsanlığın kendi bireylerine verebildiği en ağır ceza da budur.

 

Sivas’taki birkaç bin yıllık kentleşme sürecinin, Cumhuriyet dinamizmiyle doruğa ulaştığı 1930’lu, 1940’lı yıllardan sonra hızla kabuk değiştirmesine, buna koşut olarak toplum yapısının, yüzlerce yıllık kent kültürünün tükenme noktasına gelişine neden olanların tarihin yargısından kurtulabileceklerini düşünmek aldanmaktır. Buna karşılık tarihin, imar ve korumacılık bilinciyle hareket edenleri de aynasının onurlu yüzünde yansıtmayı ihmal etmediği açıktır.

 

Örneğin, Sivas’ın tarihsel çehresine hükümet konağı, idadi, muallim ve sanayi mektepleri gibi anıtsal ve sanatsal yapılarla güzellik katan Osmanlı valilerini, Fahrettin Başel şöyle tanıtıyor:

 

‘Halil Rıfat Paşa, Sivas’ı dört yanından komşu vilayetlerle ve Karadeniz’e bağlayan şoseleri ve Hükümet Konağı’nı yaptırmıştır. Bu zatın bu büyük hizmeti ulusumuzun bayındırlık tarihinde değer ve kıvançla söylenecektir. Vali Mehmet Memduh Paşa’nın yaptırdığı lise binası da güzel bir eserdir. Vali Reşid Akif Paşa, Sivas çevresinde sosyal bir varlık göstererek halk ruhuyla çok yerinde güzel ve iyi bir idare çığırı açmış ve sanayi mektebiyle Soğuk Çermik kaplıcasını yaptırmıştır. Sivas, ekonomi, kültür,sosyal ve bayındırlık sahalarındaki varlığı en ziyade Muammer Bey’in valiliğinde göstermiştir. Vali Muammer, Sivas’ta hükümet önündeki meydanı ve Selçuk eserlerine giden yolları açtırdığı gibi Belediye bahçesini, vilayetteki bütün mektep binalarını yaptırarak halkın okumasına hizmet etmiştir. Tarımın inkişafı için orak ve harman makineleri getirmiş,yolların tamir ve inşasına çalışmıştır.’

 

Bu bir tarih yargısıdır ve yüzyıllık bir süreçteki 93 Osmanlı valisinden dördünün anılmaya değer görüldüğünü göstermektedir.

 

Divriği’ye gelince, Doğu Anadolu’nun eşiğindeki bu sakin kent, demir cevheri ve Ulucami’siyle tanınıyor. Bunlardan ilki, ulusal ekonominin can damarlarından, diğeriyse evrensel değerde bir tarih, inanç, mimarlık ve aydınlanma anıtıdır. Bu eşsiz yapıt, sekiz yüzyıl önceki koşullarda, stratejik değeri çok yüksek olan demir yataklarından sağlanan yüksek geliri sanatsal ve kalıcı bir yatırıma dönüştürmeyi hedefleyen bir anlayışın eseridir. Bu anlayış sayesindedir ki, Mengücek şahları, küçük ülkelerinin payitahtı olan Divriği’yi, kalesi, Ulucamii, Darüşşifası, medreseleri, kümbetleri, hamamları, bedesteniyle dört dörtlük bir kent konumuna ulaştırmayı başarmışlardır. Bu  bakımdan, Divriği’deki anıt yapılar ve kalıntılar, akılcılığın,erdemin ve yüksek bir kültür düzeyinin simgeleri; bu sürecin uzantısı olan Divriği evleri de yeni keşfedilmiş bir sanat, mimarlık ve kültür zenginliği olarak mutlaka korunmalıdır.

 

Divriği’deki uyanışı ve uygarlığı başlatan Mengücük şahları, elde ettikleri gelirleri, kimi çağdaşları gibi savaştan savaşa koşarak insanları helak etme yolunda harcayabilir; savaş tarihlerinin baş kahramanları arasında ünlenirler; veya yaşamlarını av ve aşk peşinde geçirirlerdi. Oysa Divriği’nin kutlu ve aydın egemenleri Şahin Şah, Süleyman Şah, Ahmet Şah, Fatma Hatun, Melike Turan Melek, Melik Müeyyed Salih, Hacip Kamereddin, Hacip Nureddin, akıl, erdem, hayır ve özveri yolundan ayrılmayarak bayındır bir kentin, erdemli bir toplumun oluşumuna hizmet etmişlerdir.

 

1938’de ilk kez keşfedildiği gibi garip bir savla işletmeye açılan ve 60 yıldan beri Cumhuriyet Türkiyesi’nin kalkınmasına milyonlarca ton demir cevheriyle katkıda bulunan Divriği’nin giderek sönüşü ve buradaki mimari mirasın tahribi; bu sönüşe ve tahribe ilgililerin seyirci kalmaları, sekiz yüzyıl önceki öngörü ve bakışla bugünkü bakış arasındaki çelişkiyi düşündürmektedir.

 

Cumhuriyetin, Anadolu’nun başlıca kültür merkezlerinden olan Sivas’a ve Divriği’ye dönük birer projesi ve hedefi mutlaka olmalıydı. Çünkü Selçuklulara, Danişmendlilere başkentlik eden, Osmanlılar döneminde eyalet merkezi olan Sivas, Milli Mücadele kararının somutlaştığı, yeni devletin temelinin atıldığı yerdir. Ulusal sanayimizin bir atardamarı olan Divriği ise bir zamanlar, Selçuklu Anadolusu’nun önemli bir kültür merkezi, Mengücükoğullarının payitahtıydı.

 

Darüşşifası, dört medresesi, sarayları, hamamları, hanları, büyük bir çarşısı, arastaları, bedesteni, 30 mahallesi, 43 cami ve mescidi olan bayındır ve zengin bir kentti. Osmanlı döneminde sancak, yani il merkeziydi. Oysa Cumhuriyet döneminde giderek gerilemiş ve dördüncü sınıf bir ilçe olmuştur. Bu derli toplu kentin, Selçuk uygarlığının özgün bir örneği olarak yaşatılması için, Kale-Ulucami-kümbetler arasındaki eski kent dokusu, bir ‘kent müzesi’ olarak Cumhuriyetin çağdaş bir projesi olmalı, buradaki tüm eski eserlerin ve evlerin restorasyonları yapılarak yüzyıllar önceki aydınlığımız sergilenebilmeliydi. Oysa bunun tam tersi yaşanmış; son derece çirkin ve kontrolsüz bir yapılaşmaya terk edilen söz konusu alan, gecekondularla dolmuş, esaslı bir kurtarma projesine layık görülmeyen Ulucami de sorumsuz onarımlarla tahrip edilmiş, defalarca soyulmuş; ahşap parçaları New York’a kadar götürülmüştür. Kale surlarının yıkılması, Kale Camii’nin ağıl olarak kullanılması, türbelerin, camilerin talan edilmesi, eski evlerin hızla tüketilmesi, Sivas’taki binlerce özgün yapıdan geriye hemen hepsi harap sadece 21 yapı kalması ise bir kültür korumacılığı politikamızın olmayışının ve bundan güç alan aymazlığın acı sonuçlarıdır.

 

2000 yılında, Tarihi Evleri Koruma Haftası için Sivas ve Divriği’nin seçilmesinin bir amacı, bu gerçeklerin 21. yüzyıl başında bir kez daha vurgulanması olduğundan, Sivas’a ve Divriği’ye gidilmeden önce İstanbul’da bir dizi toplantılar yapıldı. Hafta etkinliklerinin somut sonuçlara bir başlangıç olabilmesi için, koruma konusunda doğrudan halka gidilmesi, yöneticilerle sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin halka yardımcı olmaları öngörüldü. Bu doğrultuda bir ilk adım ve katkı olmak üzere Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden, dekanlıkça seçilen beş öğrenci, Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği’yle Divriği Tabiat Varlıklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Dernekleri’nin parasal yardımları, Divriği Belediyesi’nin kalacak yer temin etmesi, Divriği halkından Ömer Çalapverdi’nin de kişisel desteği ve katkıları sayesinde Şubat 2000’de Divriği’ye giderek her an yıkılabilir, yanabilir durumdaki Abdullah Paşa, Ayan Ağa Konakları’nın, Cumhuriyet İlkokulu binasının, Alanlı Evi’nin ve Kürtül Camii’nin rölövelerini hazırladılar.

 

Yaklaşık üç ay süren tüm bu hazırlık ve çalışmalar sonunda 26 Nisan 2000 tarihinde ÇEKÜL Vakfı merkezinde Prof. Dr. Metin Sözen’in başkanlığında yapılan toplantıda ‘Doğal ve Kültürel Miras Buluşması: Divriği’ imajının bir projeye dönüştürülmesi için hafta boyunca işlenecek konseptin içeriği şöyle belirlendi:

 

Divriği gerçeğinin önemli üç boyutu olan;

Dünya çapındaki değeri,

Anadolu kültüründeki yeri,

Kurtarma ve koruma önceliğiyle kamuoyu gündemine taşınması,

 

Kültür mirasının, o mirası benimseyenlerin çoğunluk oluşturmalarıyla korunabileceği, bu açıdan Divriğili’lerin bir dayanışma sözleşmesini fikren benimsemeleri;

 Divriği için ertelenmiş bir durumun söz konusu olduğu, daha 1970’lerde ses veren kentler arasında Divriği’nin de yer alması ve Ulucami çevresinde bir Selçuklu kent müzesinin oluşturulması kolayken o zaman bu fırsatın kaçırıldığı,

Kurtarma çalışmalarının Ulucami’yle ve onun evrensel yüceliğini besleyip zenginleştirecek diğer mimari öğeleri, önemli eski evleri, çarşı dokusunu ve doğal çevreyi kapsayacak bir bütünlükte algılanması, önceliklerin bu çerçevede belirlenmesi; ‘DEYAP’, ‘Divriği Evlerini Yaşatma Projesi’nin de bu kapsamda tasarlanması ve kurtarılan her eski ev için, akılcı, anlamlı, onurlu yeni işlevsellikler öngörülmesi; acil müdahale bekleyen birkaç konağın pratik çözüm ve önlemlerle onarılması;

 Kurtarma çalışmalarında, doğrudan veya dolaylı ilgisi olan kurum ve kuruluşların sorumluluk yüklenmeleri;

İçişleri Bakanlığı’nın, Mahalli İdareler, Vakıflar, Kültür Varlıklarını Koruma Genel Müdürlükleri’nin sürekli uyarılması ve bilgilendirilmeleri, ödenek tahsisi ve aktarımların sağlanması;

Stratejik dosya hazırlanması; bu dosyanın küçük boyutlu, kolay, özendirici plan- projeler içermesi; ‘tümevarım’ yöntemiyle ve pilot bölge yaklaşımıyla çalışılması; bu ilke doğrultusunda, bir evin doğru onarılıp, bir sokağın doğru onarılması yoluyla herkesin aynı olumlu kanıda buluşturulması;

Öngörülecek sistemin çalışması için ‘sahiplenme’ ilkesinden hareket edilmesi, ÇEKÜL Vakfı’nın inisiyatifinde Mimarlar Odası ile ilgili derneklerin devreye sokulması;

Para talebinden çok, emek ve işgücünden yararlanılması ve bu bağlamda Üniversite Yaz Okulu faaliyeti başlatılması;

Yerel yönetimlerin her zaman aynı sıcaklıkta ve etkinlikte yardımcı olmayabileceği gerçeğinin kabul edilmesi, uzlaşı ve dayanışmaya özen gösterilmesi, yöneticileri zor durumda bıraktıracak dayatma ve isteklerden kaçınılması,yerel yönetimle ve halkla dayanışma sağlanması;

Koruma Kurulu kararlarının gecikmesinden doğan erteleme ve olumsuzlukların önlenmesi;

Mevcut bilgi birikiminin bir bilinç oluşumuna hizmet etmesi için, bir üniversite ve konuyla ilgili başka eğitim kuruluşlarıyla işbirliği yapılması.

 

Hafta Etkinlikler Sürecinde Belirlenen Görüş, Öneri ve Kararlar

 

Sivas’la İlgili Olarak

 

Selçuklu ve Osmanlı dönemi taş-tuğla anıtları ve yapıları bir yana bırakılırsa tarihi dokusunu tamamen yitirmiş bulunan Sivas’ta, çoğu harap yirmi dolayındaki ahşap-yarı kargir ev ve konak, ivedilikle restorasyon ve koruma kapsamına alınmalıdır. Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ferit Koçoğlu’nun ‘Tarihi yapılardan birini üniversiteye kazandırmak ve bir bütünü korumak, hem borcumuz, hem amacımızdır’ sözü, Sivas’taki başka kurum ve kuruluşlar için de geçerli olmalı, kentsel potansiyelin organizasyonu ve harekete geçirilmesiyle henüz ayakta olan yapılar kurtarılarak belediyenin restore edip işlevsellik kazandırdığı Susamışlar Konağı gibi, değişik işlevlerle kent kültürüne kazandırılmalıdır. Bu konu, bir Sivaslı’nın ifadesiyle ‘yerel idare’ye değil, ‘yerel irade’ye muhtaçtır.

 

Sivas İli’nin alan genişliği, bu genişlik içinde bulunan 420 tescilli kültür ve tabiat varlığı, 300 de tespit edilerek tescili gerekli olan kültür varlığı bulunduğu, ayrıca Sivas’a mücavir Yozgat, Tokat, Amasya ve  Erzincan illerindeki kültür ve tabiat varlıklarının yoğunluğu da dikkate alınarak Sivas’ta Koruma Kurulu oluşturulmasının, çalışmaların ivedilikle sonuçlandırılması bakımından isabetli olacağı saptanmıştır.

 

Kangal’la İlgili Olarak

 

Sivas-Divriği güzergahında önemli bir durak olan ve hızlı bir kentleşme süreci yaşayan Kangal merkezinde korunması gerekli geleneksel ev bulunmamakla birlikte, Havuz köyündeki Mihri Ali Bey Konağı, plan tipi,mekansal özellikleri, oda, sofa tavanlarıyla başlı başına bir sanat ve kültür ögesi olup ivedilikle kurtarılması gerekmektedir. Yine bu ilçe sınırları içinde bulunan eski Osmanlı derbendi Alacahan’daki kervansaray ile arkasında kalan derbend palangası içindeki, 17. yüzyıl Osmanlı yapısı mescit de özgün ahşap-kargir karakteri bozulmadan onarılıp kurtarılmalı, Mihri Ali Bey Konağı, Alacahan Kervansarayı ve söz konusu mescit, bölgedeki diğer turizm olanaklarını zenginleştiren birer öğe olarak değerlendirilmelidir.

 

Divriği’yle İlgili Olarak

 

Öncelikle vurgulanması gereken, Divriği’nin, Türkiye ve Dünya ölçeklerinde arz ettiği önemdir. Anadolu’nun 12. ve 13. yüzyıllarda yaşadığı aydınlık çağın simgesel baş yapıtı kabul edilen Ahmet Şah Ulu Camii ve bitişiğindeki Melike Turan Melek Darüşşifası bu kenttedir. Anadolu’nun bu baş yapıtının anlamı ve değeri bugüne kadar tam algılanamadığı gibi, korunması konusunda da aymazlık denecek boyutlarda hatalarla yapıta zarar verilmiştir. UNESCO tarafından ‘İnsanlık Mirası’ kapsamında, dünyadaki en önemli 440 doğal ve kültürel varlık arasında ve aynı kapsamdaki yedi ulusal varlık, I. İstanbul Tarihi Yarımada, II. Göreme Milli Parkı, III. Divriği Camii ve Darüşşifası, IV. Hattuşaş, V. Nemrut Dağı, VI. Hierapolis, VII. Pamukkale travertenleri arasında üçüncü sırada yer alan bu yapıt ve çevresi için daha fazla gecikilmeden ulusal bir proje hazırlanması kaçınılmazdır. Ulucami ve Darüşşifa, Divriği Kalesi’nden çarşıya kadar yayılan ve eski Mengücek payitahtının merkezini oluşturan alanda olup önünde, aynı dönemden kalma bir dizi kümbet ile hamam, bedesten, medrese ve benzeri harabeleri bulunmaktadır. Mevzi onarımlardan sürekli zarar gören ve vakıflara ait pek çok dar bir tapulu arsada sıkışıp kalan eserin çevresindeki plansız ve çirkin yapılaşma ise insanlık mirası olarak dünyaca önemsenen bir anıtı bile çevresiyle koruyamayacak durumda olduğumuzu sergilemektedir. Divriği Ulucami’sinin, çok geniş bir çevre bütünlüğü bakışıyla ve bu çevredeki kültür izleri de dikkate alınarak hazırlanacak bir koruma projesiyle kurtarılması tüm dünyaya karşı Türkiye Cumhuriyeti ‘nin bir görevidir.

 

Bu ulusal-evrensel sorumluluğun bir boyutu da yüzyıllar önceki Selçuklu ev mimarisinin plan tipi, yapı malzemesi ve teknik açılardan pek çok özelliğini günümüze taşıyan Divriği’deki sivil mimari dokunun külliyeyle birlikte ve farklı bir korumacılık anlayışıyla kurtarılıp dünya turizmine açılması olmalıdır. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun biçimde gelmesini engelleyen konaklama yetersizliğine çözüm de bu farklı koruma anlayışıyla bulunmalı, geleneksel evlerin birer konaklama tesisi ve pansiyon olması hedeflenmelidir.

 

Bu girişime bir başlangıç olması ve çok harap ve terkedilmiş durumda oldukları için öncelikle ve ivedilikle kurtarılması gereken Abdullah Paşa Konağı, Ayanağa Konağı, Edegil Evi ve Cumhuriyet İlkokulu binasının restorasyon çalışmaları hemen başlatılmalı; bu amaçla düşünülebilecek bir kampanyanın tüm Anadolu için bir ilk örnek olması öngörülmelidir.

 

Plan, rölöve, proje çalışmalarında, Divriğili mimarlar ve inşaat mühendisleriyle Divriği’deki mimari zenginlikten çok yönlü yararlanacak üniversiteler görev üstlenmeli, bu maksatla bir ‘teknik komite’ oluşturulmalıdır.

 

Divriği Belediyesi’nin, çevre ve kültür korumacılığı açılarından asgari önümüzdeki on yıl zarfında aşama aşama neler yapacağını gösterir koruma amaçlı bir ‘hedef plan’ ve ‘kentsel tasarım projeleri’ olmalıdır. ÇEKÜL Vakfı’nın girişimiyle ‘Avrupa Kültür Kentleri Birliği’ne katılan Divriği için gerekli olan bu plan, zorunlu masraflar karşılandığı takdirde ilgili bir üniversite ile ÇEKÜL Vakfı tarafından hazırlanabilir. Buna koşut olarak halktan gelecek, rölöve, proje, kredi ve yardım başvurularını karşılayabilmek için de belediyede özel bir büro ve ‘destek servisi’ kurulmalı, fon oluşturulmalıdır.

 

Divriği’deki kültür dokusuyla demir cevheri servetinin, birbiriyle çelişen ya da biri ötekine zarar veren olgular olması bir yana, ulusal ekonomiyi besleyen, buradaki yeraltı servetlerinin yörenin doğal, çevresel ve küresel yapısına da azami ölçüde yarar sağlaması yolları bulunmalıdır.

 

Sonuç

 

Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği, ÇEKÜL Vakfı yönetimleri, Mimar Sinan Üniversitesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, ayrıca 18. Türk Evleri Haftası etkinliklerine katılan öğretim üyeleri, uzmanlar, yerel yöneticiler yukarıda açıklanan ortak görüş ve saptamaların tüm ilgili ve sorumlu kişi ve kurumlara, basınımıza yazılı olarak duyurulmasını bir sorumluluk saymaktadırlar.

 

 

İmzalar

 

Perihan Balcı (Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği Başkanı), Prof. Dr. Metin Sözen (ÇEKÜL Vakfı Başkanı, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi), Prof. Dr. Cengiz Eruzun (Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı), Doç. Dr. İsmet Okyay (Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi), Doç. Dr. Nadide Seçkin (Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi), Dr. Necati Yüksek (Divriği Tabiat Varlıklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı), Aycar Gürol (Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği Genel Sekreteri), Necdet Sakaoğlu (Tarihçi-Yazar), Beyhan Şekerci (Arkeolog), Ali Hacıhaliloğlu (Mimar), Nazan Güçlü (Restoratör-Mimar), Orhan Çınlar (Mimar), Firdevs Sayılan (Sanat Tarihçisi), Resmiye Çilli (Yönetici), Tolunay Timuçin (Arkeolog), İhsan Çalapverdi (Kimya Mühendisi) ve Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Divriği Rölöve Grubu Öğrencileri Yusuf A Aldırmaz, Ömer Devrim Aksoyak, Barış Ulus, Gökçe Güneren, Barış Çilman.

 

 

(Yukarı)

 

 

Barış Kültürü Bildirgesi

 

Tarih: 16-18 Ekim 2000

Yer: İzmir Ege Üniversitesi, Atatürk Kültür Merkezi, 2. Kültür Kongresi

 

Birleşmiş Milletler’in (BM) 1998 yılı sonbaharındaki Genel Kurul toplantısında, 2000 yılının tüm üye ülkelerinde “Dünya Barış Kültürü Yılı” olarak kutlanması ve bunun aynı temalı etkinliklerle uygulanması için de UNESCO’nun görevli olması kararı alınmıştı.

İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın ( İKSEV) bir gurup aydınımızca oluşturulan “ kültür girişimi”nin desteği ve aynı girişimin üyelerinden Hıfzı Topuz’un genel yönetimi altında gerçekleştirdiği 2. Kültür Kongresi’nin konusu, işte bu “ evrensel sorumluluğu” da yerine getirmek üzere “ Barış Kültürü” olarak belirlendi.

Yabancı katılımcılarla da birlikte 16-18 Ekim 2000 günlerinde İzmir- Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’inde  “ uluslararası” bir nitelikle düzenlenen kongrenin ev sahipliğini üstlenen İKSEV Yönetim Kurulu Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarper açılış konuşmasında diyordu ki: “ Ortadoğun’dan savaş sesleri gelirken biz bu kongreyi yapıyoruz. Barış Kültürü şiddet ve savaşa baskın gelirse barış da sağlanabilir. Çünkü kültür sevgi gibidir, ancak paylaşıldıkça çoğalabilir...”

Hıfzı Topuz’un da kongre sunuşunda söylediği gibi; 20. yüzyıl boyunca barış savunan insanların başlarına gelmedik bela kalmadı.” Baskılar, işkenceler, hapisler.. barış isteyenlerin yakasını hemen hiç bırakmadı. Bunun bir nedeni, çoğu ülkede iktidarda olanların hep savaş ve şiddet yanlısı olmaları ise diğer bir  önemli nedeni de “ Barış Kültürü’nün ” siyaset  üzerinde “ etkin” kılınamamasıydı.

İzmir Kongresi bildirileri, sanırım tartışma kayıtlarıyla birlikte yine İKSEV tarafından bir kitapta derlenecek. Yaklaşık 1000 kişinin izlediği kongre sonunda yayımlanan ve toplam 50 bildiri sunan katılımcıların ortak saptamalarını yansıtan “ sonuç bildirgesini” ise bu köşede “ “kısaltılmış” şekliyle yayımlayarak , “ Barış Kültürü Savaşçıları”nın bilgi ve değerlendirmelerine sunuyorum;

 

 

Sonuç Bildirgesi

 

 

Barış Kültürü, barıştan değişik bir kavramdır. Barış Kültürü; eşitlik ,adalet,demokrasi, insan hakları, hoşgörü ve dayanışma ilkelerine dayanan ve birlikte yaşamayı ve bölüşmeyi destekleyen bir kültürdür. Bu kültür şiddete karşıdır,anlaşmazlıkların kökenine inerek önlem almaya çalışır.

UNESCO 1947’de Mexico’da, sonra 1986’da Peru’da, aynı yıl Sevilla’da düzenlediği toplantıda; psikoloji, genetik antropoloji ve beyin araştırmaları uzmanları,modern biyolojinin insanları savaşa mahkum etmediğini ve savaşı yaratan insanın barışı da yaratabileceğini belirtmişlerdir.

Yine bu kongrede ve UNESCO Genel Kurulu’nda vurgulandığı gibi, savaş bize atalarımızdan kalıtımla geçmemiştir. Savaş, yada her hangi bir şiddet davranişi genetik olarak insanların doğasında yoktur. İnsanlığın evrimi içinde saldırgan davranışların öteki tür davranışlara üstün geldiğini söylemek yanlıştır. İnsan beyninin şiddet taşıdığı doğru değildir. Nörofizyolojide insanı şiddete zorlayan etmenler yoktur. Savaş, içgüdü ve bu tür motivasyonlardan kaynaklanamaz. Barış , silahlı çatışmaların sona ermesi demek değildir.

Barışı tehdit eden etmenler şunlardır:

Ekonomik dengesizlikler, işşizlik, sosyal eşitsizlikler, sanayileşmiş ülkelerle gelişme yolundaki ülkeler arasındaki dengesizlik, doğanın yağma edilmesi, toprakların çöle dönüşmesi, çevre kirlenmesi, silah üretimine ve satışlarına sınır konulması, silah kaçakçılığının önlenmemesi, uyuşturucu ticareti, mafya ve yolsuzluklarla savaşımların güçsüzlüğü.

Savaş Kültürü’nden Barış Kültürü’ne geçilebilmesi için özgürlük, adalet, demokrasi, hoş görü, ve dayanışma ilkelerinin üzerine oturmuş bir paylaşma kültürü yaratılmalıdır.

İnsanlar birbirlerini tanımak için dinlemeye yönelmelidirler.

Tüketimde sorumluluk duyulmalı ve doğal kaynakların kullanılmasında denge bulunmalıdır.

Kadınlar tüm haklardan yararlanmalı ve insanlar arasında yeni dayanışma biçimleri oluşturulmalıdır. Okul kitapları ve özellikle tarih kitapları yabancı düşmanlığından, şövenlikten, ırkçılıktan, kadınların aşağı görülmesinden ve “ patlayıcı maddelerden” arındırılmalı ve bu uğurda Birleşmiş Milletler, UNESCO ve Avrupa Konseyi Belgeleri’nden yararlanılmalıdır. Ders kitaplarında Barış Kültürü, bireye saygıya ve dayanışmaya yer verilmelidir. Okullarda Barış Kültürü’nün ders olarak okutulması ele alınmalıdır; okul kitaplarının tümü gözden geçirilmelidir.

Yoksulluğun, açlığın, işsizliğin, eşitsizliklerin, sınırsız bir globalleşme eyleminin, enflasyonun, silah kaçakçılığının, inanç ticaretinin,sömürü düzeninin, mafyanın egemen olduğu ve barışı savunanların coplandığı, tutuklandığı ve işkence gördüğü toplumlarda barış kültürü gerçekleşemez.

Bugün, ülkemizde medya, sürekli şiddet öğesi içeren yayınları ile Barış Kültürü’nün oluşması karşısındaki önemli engellerden biridir. Kitle iletişim araçları; yayınlarını demokratik, insancıl, barışcıl ilkelere göre düzenlemelidirler. Bunun için gerekli yasal düzenlemeler gecikmeden gerçekleştirilmelidir.   

Sağlıksız kentler, sağlıksız insan ilişkilerini de birlikte getirmekte; bu nedenle kentlerin doğal ve tarihsel dokularının korunması, insansal yapılaşmalarının sağlanması toplumlarda Barış Kültürü’nün gelişmesine katkıda bulunacaktır.

Sivil toplum kuruluşları, barışın korunmasında kamusal bir görev yaparak toplumların sorunlarının çözülmesinde ve demokratik kararlar sürecinde görev yaparlar. Bu kuruluşların çalışmaları engellenmemelidir.

Güvenlik güçlerinin, toplumsal olaylarda davranış biçimleri, toplumdaki Barış Kültürü için büyük önem taşımaktadır. Güvenlik güçlerinin demokratik, insan haklarına saygılı, eğitimli kadrolardan oluşturulması, Barış Kültürü için yaşamsal değerdedir.

Edebiyat ve tüm öteki sanatlar içerdikleri İnsan özelliklerini ve hayatın her alanına getirdikleri barışçıl yaklaşımları ile bireylerin ve toplumların Barış Kültürü ile donanmalarında önem taşımaktadırlar. Sanat ve edebiyatın toplumların tüm katmanlarınca ulaşılabilir olması, Barış Kültürü’nün yaygınlaşmasını sağlayacaktır.

Türkiye’nin komşu ülkelerle arasındaki dostluk bağlarını güçlendirmesi için şu 4 proje desteklenmelidir.

Kaya Köyü’nün bir dostluk, barış ve mimarlık köyü olarak canlandırılması.

Gelibolu’daki ulusal parkın bir dünya barış parkına dönüştürülmesi.

Sarıkamış Allahuekber dağlarında 90.000 kişinin yitirildiği bölgede bir barış parkı yapılması.

Türk- Ermeni sınırında yer alan tarihsel Ani kentinin bir dostluk kenti olarak yaşama geçirilmesi.

Güneydoğu Anadolu’da Barış Kültürü’ne geçilebilmesi için alınması gereken ekonomik ve kültürel önlemlerin uygulanmasına hız verilmelidir.

Kültür turizminin Barış Kültürü’nün hizmetinde olması için uluslar arası ortak projeler üretilmeli ve turistlere  Türkiye’nin barışçı eğilimleri tanıtılmalıdır.

Barış Kültür’ünün yerleşmesi büyük ölçüde her alanda demokrasi kültürünün gelişmesine bağlıdır. Demokrasi ilkeleri, yazılı kurallar olmaktan çıkıp hayatın her alanında uygulama olanağı bulduğunda Barış Kültürü’nün yer yüzünde kök salabileceğine inanıyoruz. 18.Ekim.2000, İzmir.

 

 Kongre Katılımcıları ;

İzmir’deki kongre katılımcıları, Türkiye’nin “ barış kültürü savaşçıları” arasında kuşkusuz küçük bir dilimi oluşturuyorlardı... Ancak “ ulusal barış özleminin” sözcüleri olarak büyük bir görevi de yerine getirmiş oldular.

 

 

Oktay Ekinci

26. Ekim. 2000

(Yukarı)

 

BURSA BİLDİRGESİ

Tarih: 22-23/TEMMUZ/2000-

 

Yer: Bursa ‘TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİN KORUNMASINDA

VALİLİKLERİN ROLÜ VE SORUMLULUĞU TOPLANTISI’

 

 

SONUÇLAR/KARARLAR

 

İçişleri Bakanlığı’nca başlatılan ve birincisi 3-4/Haziran/2000 günlerinde Kastamonu Valiliği’nin ev sahipliğinde; Mimarlar Odası, Çekül Vakfı ve Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği’nin de destek ve katılımıyla gerçekleştirilen bölgesel toplantıların ikincisi 22-23/Temmuz/2000 günlerinde Bursa Valiliği’nin ev sahipliğinde ve aynı kuruluşlarla birlikte Bursa-Tayyare Kültür Merkezi’nde yapılmış olup; İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan’ın katılımıyla süren değerlendirmeler sonucunda belirlenen ortak görüş ve önerileri de İçişleri Bakanlığı tarafından ‘Bursa Bildirgesi’ olarak ilgili kişilere, kurumlara ve kamuoyuna bildirilmesi ve bu bildirgedeki ilke ve hedeflerin de yaşama geçmesi yönünde gerekli koordinasyonun İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nce yürütülmesi kararı alınmıştır.

 

BİLDİRGE

 

Ekli listede isimleri ve ünvanları belirtilen toplantı katılımcıları,

3-4/Haziran/2000 günlerinde Kastamonu’da gerçekleştirilen birinci toplantı sonuçlarına ait ‘Kastamonu Bildirgesi’nde belirlenen ilke ve hedeflerin ülke düzeyinde yaşama geçmesi için gerekli çalışmaları yoğunlaştırmaya karar vererek, aşağıdaki saptama ve değerlendirmelerin de bu çalışmalara eklenmesini ve ‘Kastamonu ile Bursa Bildirgelerinin bir bütün olarak’ rehber alınmasını benimsemişlerdir.

 

Bu çerçevede, 22-23/Temmuz/2000-Bursa Toplantısı katılımcıları fikir ve karar birliği içinde ilan ederler ki;

 

1-     TARİHİ VE KÜLTÜREL ÇEVRENİN KORUNMASINDA, VALİLİKLER VE TÜM YEREL YÖNETİMLER ARASINDA ‘HAVZA BOYUTU’NDAKİ ORTAK DAVRANIŞ VE İŞBİRLİĞİ SÜRECİ BURSA-GÜNEY MARMARA BÖLGESİNDE DE BAŞLATILACAKTIR.

 

Kastamonu Bildirgesi, Tarihsel ve Kültürel Mirasın korunmasında valiliklere düşen görev ve sorumlulukların önem ve önceliklerini belirtmiş; bu görevin aynı zamanda toplumda yurttaşlık bilincinin ve kimlikli bir sosyal yaşam ortamının gelişmesine olan köklü ve kalıcı katkılarının da altını çizerek, söz konusu çabaların kentsel ölçekten havza boyutuna taşınması gereğini vurgulamıştır.

 

Bu karardan hareketle Bursa Toplantısı’na katılan Afyon, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Bursa, Çanakkale, Düzce, Eskişehir, Kastamonu, Kütahya, Sakarya, Yalova valileri de; görev yaptıkları bölgenin ortak tarihsel ve kültürel kimliğinin bir bütünlük içinde korunması ve yaşatılması hedefinde ilk adımları atmak üzere, ‘Havza’ ölçeğinde önem taşıyan ve etkili olan koruma projelerine yatırım ve hizmet programlarında öncelik vermeyi kabul etmektedirler.

 

Belirtilen amaç doğrultusunda öncelikleri ve stratejileri saptamak üzere, söz konusu illerdeki tarihsel ve kültürel mirasın envanter çalışmasını da içerecek şekilde ortak bir eylem ve uygulama planı hazırlıklarına başlanacak; bu çalışma Mimarlar Odası, ÇEKÜL ve Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği ile Üniversite temsilcilerinden oluşacak uzmanların katılımıyla da yürütülerek ilgili valiliklerin uygulamalarına rehber oluşturulacaktır.

 

2-     HER KENTTE VE TARİHSEL DOKUSU KURTARILMAYI BEKLEYEN İLÇE, BELDE VE KÖY MERKEZLERİNDE ÖRNEK MİMARİ MİRAS RESTORASYONLARINA VE BELİRLENECEK TARİHİ SOKAKLARDA KORUMA VE DÜZENLEME PROJELERİNE HIZ VERİLECEKTİR.

 

Bursa Toplantısı’na katılan valiliklerin kendi sorumluluk alanlarında kültürel mirası korumaya yönelik somut projeler için belli adımlar atmış olmaları ve bu konuda önemli çalışmaların gözlemlenilmeye başlanması memnuniyet vericidir. Ancak, bu gibi çalışmaların, yukarıda belirtilen havza ve bölge ölçeğinde, birbirini tamamlayan ve kültürel etkisini güçlendiren yeni örneklerle daha da zenginleştirilmesi katılımcıların ortak dileğidir.

 

Bu çerçevede hem kent merkezlerindeki hem de korunması ve kurtarılması gereken tarihsel dokulara sahip ilçe, belde ve köylerdeki mimari miras ile özgün sokak ve ortak yaşam alanlarından örneklerin koruma ve düzenleme projelerine hız verilecektir.

 

3-     VALİLİKLER, ‘TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ’NİN KURULUŞUNU GERÇEKLEŞTİREN BELEDİYELERE BU YÖNDEN DESTEK OLACAKLAR VE BİRLİĞİN HEDEFLERİNE ULAŞABİLMEK İÇİN ONLARI TEŞVİK EDECEKLERDİR.

 

Valiliklerin Bursa Toplantısı, aynı zamanda yine Bursa’da ‘Tarihi Kentler Birliği’ni kurmak üzere buluşan tarihi kentlerimizin Belediye Başkanları toplantısı ile eşzamanlı ve müşterek program içinde gerçekleştirilmiştir.

Bu birliktelik bir rastlantı olmayıp, İçişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Başkanlığı ve bu çalışmaların destekleyicileri olan sivil toplum kuruluşları olan Mimarlar Odası ile ÇEKÜL’ün ortak karar ve tercihleriyle gerçekleşmiştir.

 

Böylesi bir anlamlı zamanlama, birlikteliğin, tarihsel ve kültürel mirasın korunmasında valilikler ile belediyeler arasında kalıcı ve sürekli bir işbirliğine de önderlik etmesi gerektiğini belirten toplantı katılımcıları Avrupa Konseyi’nin ‘Avrupa Ortak Kültür Mirası Programları’ ile entegrasyonunu sağlamak üzere ulusal önem taşıyan ‘Tarihi Kentler Birliği’nin kuruluşunu sağlayan ve bu birliğe üye olan tüm belediyelere ilgili valiliklerin desteklerini arttırmaları ve kültürel mirasın korunması çabalarının teşvik edilmesi kararını almışlardır.

 

Bu bağlamda, Bursa Valiliği’nin ev sahipliğinde gerçekleşen: ‘Tarihi ve Kültürel Değerlerin Korunmasında Valiliklerin Rolü ve Sorumluluğu Toplantısı’ ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ev sahipliğinde ve eş zamanlı olarak gerçekleşen ‘Tarihi Kentler Birliği Kuruluş Toplantısı’na ait kararlarının ve sonuçların da İçişleri Bakanlığı’nca kamuoyuna müştereken duyurulmasını benimseyen katılımcılar, her iki toplantıyı da teşvik eden ve destekleyen İçişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı ile ev sahipliklerini üstlenen Bursa Valiliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ve yine her iki çalışmaya ortak katkılarını koyan Mimarlar Odası, ÇEKÜL ve Marmara ve Boğazları Belediyeleri Birliği’ne teşekkür ederler.

 

 

 

 

 

SADETTİN TANTAN

İÇİŞLERİ BAKANI

(İMZA)

 

FİKRET N. ÜÇCAN

KÜLTÜR BAKANI MÜSTEŞARI

(İMZA)

 

AHMET ÖZYURT                 ALAADDİN YÜKSEL            BATTAL ÖNDER

AFYON VALİSİ                     BALIKESİR VALİSİ              BİLECİK VALİ V.

(İMZA)                                              (İMZA)                                   (İMZA)

 

NUSRET MİROĞLU             ALİ FUAT GÜVEN                 EKREM ÖZSOY

BOLU VALİSİ                        BURSA VALİSİ              ÇANAKKALE VALİSİ

(İMZA)                                              (İMZA)                                   (İMZA)

 

FİKRET GÜVEN                   SAMİ SÖNMEZ                        ENİS YETER

DÜZCE VALİSİ                  ESKİŞEHİR VALİSİ         KASTAMONU VALİSİ

(İMZA)                                              (İMZA)                                   (İMZA)

 

UTKU ACUN                     MEHMET HAMURCU             NİHAT ÖZGÖL

KÜTAHYA VALİSİ            SAKARYA VALİSİ              YALOVA VALİSİ

(İMZA)                                              (İMZA)                                   (İMZA)

 

Prof.Dr.METİN SÖZEN         OKTAY EKİNCİ                FİKRET TOKSÖZ

ÇEKÜL BAŞKANI              MİMARLAR ODASI       MARMARA VE BOĞ.

(İMZA)                                   GENEL BAŞKANI         BELEDİYELER BİR.

(İMZA)                  GENEL SEKRETERİ

(İMZA)

 

 

 

(Yukarı)

 

 

NEVŞEHİR BİLDİRGESİ

 

Tarih: 28-29 NİSAN 2001

Yer: NEVŞEHİR, “TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİN KORUNMASINDA

VALİLİKLERİN ROLÜ VE SORUMLULUĞU” TOPLANTISI

 

 

İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan’ın öneri ve teşvik edici girişimleriyle başlatılan, ÇEKÜL Vakfı ve Mimarlar Odası’nın destek ve katılımlarıyla Kastamonu, Bursa, Antakya, Van’da sürdürülen ‘Kültür Mirasının Korunmasında Valiliklerin Rolü ve Sorumluluğu’ başlıklı bölgesel toplantıların beşincisi, Nevşehir Valiliği’nin ev sahipliğinde yapılmıştır. İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan ve Aksaray, Karaman, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Niğde valilerimizin katılımıyla gerçekleşen toplantıdaki değerlendirmeler, alınan kararlar, kamuoyunun bilgi ve dikkatine sunulmaktadır:

 

Adları ve ünvanları belirtilen katılımcılar, ilke ve düşünce birliği içinde ilan ederler ki:

 

Anadolu’nun doğal yapısının ve kültürel tarihinin çok özel sonuçları dikkate alınarak, geçmişteki deneyimlerin ve birikimlerin ışığında bu bölgenin tüm değerlerinin yeniden irdelenerek, kısa-orta-uzun dönemli ortak bir plana bağlanması zorunludur. Bu süreçte gereken sağlıklı bilgi akışını sağlamak üzere bir ‘koordinasyon merkezinin’ hızla yaşama geçirilmesi, bu sürenin gerekli önlemlerle birlikte desteklenerek kısaltılması, temel hedeflerimizin arasında yer almalıdır.

Dünyanın yıllardır varlığını çok yönlü değerlendirdiği bu özel coğrafyada; bölge insanının çevresini koruyarak yaşatmasını ve geliştirmesini sağlamamız, öncelikli gündemimizin içinde yer almalıdır. Bu hedefe uygun bir yaşam biçimine ulaşmak için, eğitime-dayanışmaya-tanıtıma dayalı bir örgütlenmeyi gerçekleştirmek durumundayız. Bölge insanının yaşam düzeyini yükselterek ortak mirasımızın sürekliliğine bilinçli katılmalarını sağlayacak politikaları üretmek, ayrıca hepimizin ortak amacı ve sorumluluğu olarak görülmelidir.

Bu bölge, uygarlık tarihinin ve buna bağlı ekonomik gelişmelerin evriminin temel verilerini içeren birikimlerin yoğun örneklerini varlığında taşımaktadır. Arkeolojik araştırmalardan başlayarak günümüze uzanan özlü değerlerin doğal ve kültürel tanıtımın gündemine taşınması, ‘kültürel turizm’ öncelikli yeni politikaların oluşturulmasında ana girdi olmalıdır.

2000 yılında Kastamonu’da başlayan ‘havza boyutunda’ koruma çalışmalarının böylesi bir özel coğrafyada ‘bölge boyutuna’ taşınması ise, buna uygun farklı yasal düzenlemeleri kaçınılmaz kılmaktadır. Yıllar önce bu alanda başarıya ulaşamayan iyi niyetli girişimlerin yeniden gündeme getirilmesinin, içinde bulunduğumuz yeni koşullarda çok daha fazla haklı gerekçeleri olduğu açıktır.

Bu süreçte bölgede doğal yaşamın, tarihsel ve kültürel varlıkların bir bütünlük içinde ele alınması ve tasarlanması da gerekmektedir. Böylesine büyük sorumluluk gerektiren çalışmaların, bilimin ve geçmiş deneyimlerin yol göstericiliğinde hazırlanması, herkesin katılımı ile gerçekleşmesi, olumlu ve somut sonuçlara ulaşmada kaçınılmaz güç kaynağı olacaktır.

Kuşkusuz bu çabalar sonucunda elde edilecek sağlıklı-gerçekçi birikimler, ulusal-uluslar arası kültür politikaları için de anlamlı bir yol gösterici nitelik taşıyacaktır.

 

Sonuç olarak; bilimsel verilere dayalı, özgün tasarımları hedefleyen, bilgiyi bilince dönüştüren çok yönlü katılımlara ve hukuksal düzenlemelere yer veren bir yaklaşımın, ülkemizde bölge ölçeğinde somut bir örnekle gündem oluşturması ve doğru sonuçlara ulaşılması, bu toplantıya katılanların ortak dileğidir. Böylesine önemli ve arzulanan bir hedefin gerçekleştirilebilmesi ise, yıllardır özlediğimiz kamu-yerel-özel-sivil birlikteliğinden güç alan yaklaşımlarla mümkündür.

 

 

 

 

SADETTİN TANTAN

İÇİŞLERİ BAKANI

 

KADİR ÇALIŞICI                                                                  ALİ AKAN

AKSARAY VALİSİ                                                      KARAMAN VALİSİ

 

NİHAT CANPOLAT                                                          BEHİÇ ÇELİK

KAYSERİ VALİSİ                                                         KIRIKKALE VALİSİ

 

İRFAN KORUCU                                                               AHMET KAYHAN

KIRŞEHİR VALİSİ                                                            KONYA VALİSİ

 

DOÇ.DR. YUSUF ERBAY                                            REFİK ASLANTÜRK

NEVŞEHİR VALİSİ                                                            NİĞDE VALİSİ

 

PROF.DR. METİN SÖZEN

ÇEKÜL VAKFI BAŞKANI

 

 

 

 

TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ

NEVŞEHİR BİLDİRGESİ

Tarih: 28-29 NİSAN 2001

Yer: ‘KÜLTÜREL ÖNCELİKLİ TURİZM’

 

 

İçişleri Bakanlığı’nca başlatılan ÇEKÜL ve Mimarlar Odası’nca desteklenen, birincisi 3-4 Haziran 2000’de Kastamonu’da, ikincisi 22-23 Temmuz 2000’de Bursa’da, üçüncüsü 30 Eylül 2000’de Antakya’da, dördüncüsü 8 Ekim 2000’de Van’da gerçekleştirilen ‘Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması ve Yaşatılması’ konulu ve İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan’ın katılımları ile gerçekleştirilen toplantıların beşincisi Nevşehir ilinde ‘Kültürel Öncelikli Turizm’ başlığı altında yapılmıştır.

 

Avrupa Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri Mr. Brian Smith, Avrupa Konseyi Tarihi Kentler Birliği Başkan Yardımcısı Mr. Calin Catalin Chritsa, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Kültür ve Eğitim Komisyonu Sekreteri Mr. Jean Paul Chauevet’in katılımlarıyla gerçekleştirilen bu toplantı, bundan kısa bir süre önce kuruluşu tamamlanan ‘Türkiye Tarihi Kentler Birliği’nin ‘Avrupa Tarihi Kentler Birliği’ ile buluşması anlamına da gelmektedir. Hızla ulaşılan bu mutlu süreç, tüm katılımcılar tarafından takdirle karşılanmıştır.

 

Adları ve ünvanları belirtilen üyeler, düşünce ve ilke birliği içinde ilan ederler ki:

Türkiye’de turizm potansiyelinin temel kaynağı kültür ve çevre zenginliğidir. Bu nedenle; doğal-tarihsel-kültürel değerlerin korunması ve yaşatılması önceliğine dayalı olmayan bir turizm politikası, sadece ülkeye ve gelecek kuşaklara değil, doğrudan turizme de zarar vermektedir.

Ayrıca yine son yıllarda Anadolu kültür tarihi üzerinde yapılan araştırmaların da ortaya koyduğu gibi, ülkemiz dünya uygarlığının yarattığı değerlerin pek çoğunun ana kaynağıdır. Böylesine zengin kaynakların tanıtımını ve ekonomik boyutlara taşınmasını göz ardı eden, kültür boyutu olmayan turizm; geleceği de olumsuz etkileyecek demektir.

İşte bu nedenlerle yöresel mimari dokuyu ve peyzajı yok eden, estetikten yoksun turizm yapılaşmalarıyla kimlik kaybına uğrayan yerleşmelerimizde, son yıllarda yaşanan olumsuz gelişmelerin nedenlerini başka yerlerde aramak kendimizi yanlışa itmektir. Kısa vadeli çıkar hesaplarına dayalı imar anlayışı, bu çok yönlü zenginlikler içeren yerleşmelerimizi özgün kimliklerinden uzaklaştırarak tek boyutlu betonlaşmanın tutsağı haline getirmiş; turizmin kazandıracağı olumlu katkıları zedelemiştir.

‘Doğal ve kültürel havza’ ölçeğinde, gerçekçi bir planlama yapılmadan, sadece parsel ya da dar bölge ölçeğinde uygulamaya dönüştürülen imar yoğunlukları, yörelerdeki peyzajı, dokuyu ve derinlikli tarihi zedeleyen yapılaşmalara neden olmaktadır. Bu durum, Kapadokya’yı da ileride dönüşü mümkün olmayan yanlışlıklara götürebilecek boyutta ve niteliktedir.

Türkiye’nin hem bu bilinen eşsiz kimliğini koruyup yaşatabilmesi, hem de dünya turizminde saygın ve güçlü bir yer alabilmesi için yapılması gerekenler açık ve nettir. Bunun için, yine kısa vadeli imar rantı ve çevre ile barışık olmayan noktasal yatak yoğunlukları yerine, ‘kültürel öncelikleri gözardı etmeyen planlama-koruma ve halkın turizm ile buluşturulması’ ilkesinin temel alınması gereklidir.

Doğal-tarihsel-kültürel çevreyi gözeten bir turizm yapılaşması için ‘planlama’ ilk koşuldur. Ülkemizde bu alandaki potansiyeli yüksek olan bölgeler ‘daraltılmış alanlar’ şeklinde değil, ‘turizm ve çevre havzaları’ şeklinde geniş zonlar halinde planlanmalıdır. Bu planlarda; doğal, tarihsel, kültürel ve ekolojik dengelerin azami ölçüde korunabileceği imar, yer seçimi, tür seçimi ve yoğunluklara da karar verilmelidir.

Özellikle kentsel SİT’lerde ve tarihi kent merkezlerinde korumanın temel prensibi turizm konaklamalarının, yörenin sivil mimarlık örneği yapılarının ‘pansiyon’ olarak da kullanılmaları ile mümkündür. Böylelikle, hem kültürel mirasın korunup yaşatılması, hem de bu değerlerin sahibi olan insanlarımızın turizme ev sahibi olarak hizmet vermeleri ve bu kaynaktan gelir elde etmeleri mümkün olabilecektir. Diğer yandan aynı bölgelerdeki yeni yapılaşmalarda, uyumlu bir mimari ve yoğunluk dengesi içersinde pansiyon türü konaklamayı özendirmek, kültür öncelikli turizmin gelişmesini de sağlayacaktır.

Tüm bunlarla birlikte, günümüz turizm sektörünün uluslar arası profesyonel ilişkilerinin gerektirdiği yoğun turizm kullanımlarında, ortaya çıkan çok yıldızlı otel ve tatil köyleri türleri için ise, özellikle yer seçimi ve imar koşullarının belirlenmesinde, havza ve bölge boyutunda yapılacak koruma ağırlıklı fiziksel planlama çalışmalarına bağlı kararların üretilmesine büyük özen gösterilmelidir.

 

Sonuç olarak tüm katılımcılar, yukarıdaki değerlendirmelerin ışığında; ülkemizin doğal, tarihsel ve kültürel birikiminin kazanımları ile birlikte, geçmişteki olumlu olumsuz deneyimlerini de dikkate alarak bu bölgelerin tüm varlıklarının gerçekçi bir yaklaşımla yeniden gözden geçirilerek sağlıklı bir sonuca ulaşılmasını, ortak bir hedef olarak benimsemektedirler.

 

 

 

Katılımcılar Listesi

 

 

 

 

ABBAS ATAMAN                       SKAL BŞK.                   GÖREME

ABDULLAH ÇEKİÇ                    BAŞKAN                        KAYMAKLI BLD.BŞK.

AHMET BAHÇEVAN                  BAŞKAN                        ŞANLIURFA BLD.

AHMET KAYHAN                        KONYA VALİSİ              KONYA

AHMET OKUR                             KARAMAN VALİ YR     KARAMAN

AHMET TOK                                BAŞKAN                        KAPTİD

ALİ KILIÇ                                      BAŞKAN                        GÖRE BLD.BŞK.

ALİ SAĞLAK                                BAŞKAN                        KAVAK BLD.BŞK.

ALPER ORKUN                          KAYMAKAM                  GÜLŞEHİR

ARİF PARMAKSIZ                      TİCARET OD. BŞK.     NEVŞEHİR

ARİF ŞENTEK                             MİMARLAR OD.SEK   ANKARA

AYŞE BAHAR ÇEBİ                   BAŞKAN YRD.              ORDU BELEDİYESİ

AYŞE SESLİ                                UNESCO TEMS.          ANKARA

BEHİÇ ÇELİK                              KIRIKKALE VALİSİ       KIRIKKALE

BEKİR ÖDEMİŞ                          BAŞKAN                        ÜRGÜP BLD. BŞK.

BİLAL ÖLMEZ                             KAYMAKAM                  KOZAKLI

BURHANETTİN ÖKSÜM            AĞIR CEZA REİSİ        NEVŞEHİR

BÜLENT TANIK                           MİMAR-ŞEHİR PL.       KAP.AR.MER.ÜYESİ

CENGİZ UZGÖREN                    MUHASİP                      KAPTİD

CENGİZ VARNATOPU               BAŞKAN                        EDİRNE BLD.

ÇİĞDEM MERCAN                     İ.G.M.Ü.                          İSTANBUL

DASHNOR R. DERVISI              BÜYÜKELÇİ                  ARNAVUTLUK

DOÇ.DR.KEMAL BÖRMEZ      K.A.M.K.                         KAB.ARŞ.MER.KOR.ANK

DOÇ.DR.YUSUF ERBAY           NEVŞEHİR VALİSİ       NEVŞEHİR

DOÇ.DR.EMRE MADRAN        ÖĞRETİM ÜYESİ          O.D.T.Ü.

DR.AHMET UZEL                       KUR. BŞK.                     KOR.KUR.NEVŞEHİR

DR.BENJAMİN LUKMAN           BÜYÜKELÇİ                  SLOVENYA CUM.

EKREM KARAAESLAN            JAND.ALAY. KOM.       NEVŞEHİR

ERDOĞAN BİLENSER              BAŞKAN                        BURSA BÜY.ŞEH.BEL.

ERKAL YANDI                             BAŞKAN                        ORTAHİSAR BLD.BŞK.

EROL ÜNLÜSOY                        BAŞKAN                        GÜLŞEHİR BLD.BŞK.

FAİK FİDAN                                 BAŞKAN                        KARABURNA BLD.BŞK.

FEVZİ GÜNAL                             BAŞKAN                        GÖREME BLD.

HASAN TÜVEN                           BAŞKAN                        GÖYNÜK BEL.

İBRAHİM ERTAŞ                         BAŞKAN                        DERİNKUYU BEL.

İBRAHİM PEKŞEN                     BAŞKAN                        SULUSARAY BLD.

İRFAN KURUCU                         KIRŞEHİR VALİSİ         KIRŞEHİR

İSMAİL ÇATAKLI                         KAYMAKAM                  ACIGÖL

İSMAİL KÜRECİ                          KAYMAKAM                  AVANOS

İSMAİL ÖZELGE                         BAŞKAN                        ÇAT BELEDİYESİ

IŞIK KESKİN ÖZBAY                  CUM.BAŞ SAVCISI     NEVŞEHİR

KADİR ÇALIŞICI                          AKSARAY VALİSİ        AKSARAY

KAYHAN KAVAS                        GEN.MÜD.YRD.            MAH.İD.GN.MD.YR.ANK.

KEMAL BAYRAK                        EMNİYET MÜD.            NEVŞEHİR

KEMAL ÇOKAKOĞLU               GEN.MÜD.YRD.            MAH.İD.GN.MD.YR.ANK

KUDRET ARSLAN                     GEN.MÜD.YRD.            YAT.GEN.MD.TUR.BAK.ANK.

MEHMET ALİ SATILMIŞ            BAŞKAN                        KALABA BEL.BŞK.

MEHMET BİLGİN                        ÇEKÜL                           DİŞ DOKTORU

MEHMET DEMİR                        KÜLTÜR MÜDÜRÜ      NEVŞEHİR

MEHMET ÖZHASEKİ                 BAŞKAN                        KAYSERİ BÜY.ŞEH.BEL.

METİN ÇOBANOĞLU                 BAŞKAN                        KIRŞEHİR BEL.

MEVLÜT ATBAŞ                        GEN.MÜD.YRD.            İÇİŞLERİ BAK. ANK.

MR. CHAUEVET                         SEKRETER                   AV.KON.Y.B.Y.KÜL.EĞ.

MR. C. CATALİN CHRITSA       BAŞKAN YRD.              AVR.KON.TAR.ŞEH.BİR.

MR. BRIAN SMITH                      GENEL SEKRETER    AVR.KON.TAR.ŞEH.BİR.

MUSA ŞSHİN UĞUR                  BAŞKAN                        ÖZKONAK BEL.

MUSTAFA ARIKAN                    BAŞKAN                        GÜMÜŞKENT BEL.

MUSTAFA EKİZ                          BAŞKAN                        NAR BEL.

MUSTAFA KAYA                        ÖĞRETMEN                  ÇEKÜL BÖL. TEM.NEV.

MUSTAFA ÖZCİVAN                 BAŞKAN                        HACIBEKTAŞ BEL.

MUSTAFA ÖZDEMİR                 BAŞKAN                        MAHMATLAR BLD.

MUSTAFA ÖZER                        BAŞKAN                        MUSTAFAPAŞA BEL.

MUSTAFA YILMAZ                     KAYMAKAM                  DERİNKUYU

NAZİF DEMİR                              GENEL SEKR.              KAPTİD

NECDET TÜRKER                     KAYMAKAM                  ÜRGÜP

NİHAT CANPOLAT                     KAYSERİ VALİSİ          KAYSERİ

NİL AYHAN                                   DANIŞMAN                   GÜNDEM 21 SEKR.

NİYAZİ YÜCE                               BAŞKAN                        SUVERMEZ BLD.

NURETTİN ORUÇ                       İ.G.M.Ü.                          BURSA

NURİ BİÇER                                 BAŞKAN                        ACIGÖL BLD.

NURİ CİNGİL                                YÖN.KUR.ÜYESİ           KAPTİD

ORHAN SAY                                BAŞKAN                        TALAS BEL.

OSMAN ERTUĞRUL                  BAŞKAN                        AKSARAY BLD.

PROF.DR.FERHAT ECER        REKTÖR                        NİĞDE ÜNİVERSİTESİ

PROF.DR.HAŞİM KARPUZ       ARKEOLOG                  ÇEKÜL BÖL.TEM.KONY

PROF.DR.RACİ BADEMLİ        ÖĞR.ÜYESİ                   ODTÜ ANKARA

PROF.DR.RIFAT YILDIZ             DEKAN                          İK.TİC.BİL.FAK.NEVŞEH

PROF.DR.ZEKİ YILMAZ             REKTÖR                        ERCİYES ÜNİVERSİTESİ

PROF.DR.A. AYDINURAZ         BAŞKAN                        UNESCO ANKARA

PROF.DR.MAMED ALIYEV      BÜYÜKELÇİ                  AZARBEYCAN

PROF.DR.METİN SÖZEN          ÇEKÜL BAŞKANI        İSTANBUL

PROF.DR.REFİK DURU            DANIŞMAN                   TÜR.SEY.AC.BİR.İST.

PROF.DR.YILMAZ ÖZKAN        K.A.M.K.                         KAB.ARŞ.MER.KOR.ANK

PROF.DR.Z.BAYBURTOĞLU   SAN. TAR.                     ÇEKÜL BÖL.TEM.KAYS.

RAGIP ÖZALTIN                          BAŞKAN YRD.              KAPTİD

RECEP YÜKSEL                        KAYMAKAM                  HACIBEKTAŞ

REFİK ASLAN ÖZTÜRK            NİĞDE VALİSİ               NİĞDE

REMZİ ÇİÇEK                              BAŞKAN                        TATLARİN BEL.

SADIK AFACAN                         YÖN.KUR.ÜYESİ           KAPTİD

SAİM ÇOTUR                              VALİ MÜST.                   İÇİŞLERİ BAK.ANK.

SAİT SARIASLAN                       İ.G.M.Ü.                          ANKARA

SAVAŞ TAŞKIN                          BAŞKAN                        UÇHİSAR BEL.

SEYHAN DURU                          BAŞKAN                        AVANOS BEL.

STOİMENOV OGNEMİZ             BÜYÜKELÇİ                  BULGARİSTAN

TUNCER GÖK                             TİC. BORSASI BŞK.    NEVŞEHİR

TURAN GENÇ                             GENEL MÜDÜR           EMN.GEN.MD.ANK.

TURGAY YENİDÜNYA                GENEL MÜDÜR           TÜR.SEY.AC.BİR.ÜRGÜP

ÜLKÜ SAYGILI                             GEN.MÜD.YRD.            K.T.V.K.GEN.MD.ANK.

VAHDİ KARTBOĞA                    BAŞKAN                        İNALLI BEL.

YALÇIN DEMİR                           BŞK.YRD.                      NEVŞEHİR BLD.

YAŞAR DUMAN                          İ.G.M.Ü.                          ANKARA

YAVUZ MİLDON                          İ.G.M.Ü.                          ÇANAKKALE

ZEKİ ŞANAL                                VALİ                                MAH.İD.GEN.MÜD.ANK.

 

 

 

(Yukarı)

 

 

Bursa Bildirgesi

Tarih: 5 Mayıs 2001

Yer: Bursa , Birlik Meclisi

 

*  TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ MECLİSİ’NDEN KAMUOYUNA

* 

* 

*  Türkiye’nin ulusal ve evrensel kimliğindeki en güçlü ve tarihsel değerleri oluşturan kentsel kültür mirasımızı bir yerel yönetimler dayanışması içersinde korumak ve geleceğe aktarmak üzere; yurt düzeyinde işbirliğini geliştirmek ve bu birliğin potansiyelini uluslar arası platformlara da taşımak üzere; bir ‘Belediyeler Birliği’ şeklinde örgütlenen TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ’miz kuruluş sürecini tamamlamış ve 05/mayıs/2001’deki (Bursa) Birlik Meclisi Toplantısı’nda da bir yıl görev yapacak organlarını seçerek faaliyetlerini yoğunlaştırma kararı almıştır.

* 

*  Meclis toplantısında yapılan değerlendirmeler sonucunda ise aşağıdaki saptama ve görüşlerimizin ilgililer ve kamuoyu ile de paylaşılması oybirliği ile kabul edilmiştir.

* 

*  TÜRKİYE’NİN UYGARLIK GÜCÜ TARİHSEL KİMLİĞİNDEDİR

* 

*  Ülkemiz, dünyadaki en zengin tarih ve kültür birikimine sahip bir uygarlıklar merkezidir... Başka hiçbir ülkeye ve ulusa nasip olmayan böylesine tek ve çok değerli bir zenginliğin, Türkiye’nin bugünkü ve gelecekteki çağdaş ve gelişkin kimliğiyle de bütünleştirilmesi, öncelikli ve yaşamsal bir ulusal görev olarak tüm kişi, kurum ve sektörlerin omuzlarındadır.

* 

*  AB ÜYELİĞİ SÜRECİNDE ‘KİMLİKLİ BİR ORTAKLIK ESASTIR

* 

*  Bu çok önemli ve ‘rakipsiz’ özelliğimize dört elle sarılarak Avrupa Birliği üyeliği sürecinde ilerlememiz ise; Türkiyemiz’i çok daha güçlü, etkin ve ihmal edilemez bir ülke konumuna yükseltecek; Avrupa’nın kimlikli, kişilikli ve uygarlık birikimleri en zengin ortağı olmamızı sağlayarak, diğer tüm olumsuz faktörlerin sıkıntılarını geri plana itecek bir ayrıcalığı ulusumuza kazandıracaktır.

* 

*  ‘KRİZİ’ AŞMANIN YOLU DA ULUSAL DEĞERLERİMİZDİR

* 

*  Nitekim TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ, yukarıdaki saptamamızın ışığı altında bugünlerde yaşanmakta olan ‘ekonomik krizi’ aşmanın temel ve kalıcı yolu da, yine başka hiçbir ülkede olmayan tarihsel ve kültürel zenginliğimizin, toplumsal gelişme ve ulusal kalkınma kaynakları olarak korunup yaşatılmasında görülmektedir... Tarihin engin birikim ve deneyimlerini kucaklayarak ve bu mirasın kimlikli ve karakterli bir topluma çağdaş yaşamın coşku ve kişiliğini kazandıracak değerlerini sahiplenerek geleceğe hazırlanmak, kalıcı bir istikrarın ve üretken/gelişkin bir ulus olma vizyonunun da en sağlam güvencesini yaratacaktır.

* 

*  BU NEDENLE TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ MECLİSİ;

* 

*  Tüm ulusal güçlerimizi ve kurumlarımızı, Türkiye’nin kimlik değerlerini oluşturan tarihsel ve kültürel zenginliklerimizi koruma ve yaşatma yönündeki çabalarını daha da artırmaya;

* 

*  Her türlü imar, kalkınma, yatırım ve planlama politikalarında, öncelikle ülkenin ve kentlerin tarih ve kültür potansiyelini değerlendirecek ve geleceğe korunarak taşınacak bir genel ve ulusal ilkeyi koşulsuz benimsemeye;

* 

*  AB sürecinde, Avrupa’nın en güçlü uygarlık değerlerine sahip ülkesi olarak yer almak ve bu tarihsel ortaklığa kimlikli ve kişilikli bir büyük ülke olarak katılmak yönünde, tüm ilgilileri öncelikle bu yönde politika geliştirmeye ve davranmaya davet etmektir. (05/Mayıs/2001 - Bursa)

 

 

Antalya Balbey Projesi Sonuç Bildirgesi

 

Tarih:..../.../.......(Dikkat tarih!)

Yer: ............., Antalya

 

BALBEY PROJESİ

 

 

Kentimizin kültür varlıklarının korunması, değerlendirilmesi ve kullanılarak yaşatılmasında doğru ve gerçekçi planlama konusu, koruma olgusu ile ilgili tüm kurumların ortak sorunu haline gelmiştir. Odamız da bu sorumluluğun bilinci ile; kentimizin gelişme sürecinde belli bir kesiti tanımlayan Balbey Mahallesi dokusunu ve bu dokunun eski ve yeni Kent Merkezi ile olan ilişkilendirilmesinin tanınması ve tartışılmasında yarar görmektedir.

 

Antalya’nın eski kent dokusu olarak Kaleiçi belirlenmiştir. Bu dokuyu ise Kaleiçi’ni saran sur duvarları sınırlamaktadır. Doğaldır ki kent, Sur Duvarları dışında da gelişimini sürdürmüştür. Antalya’da Kaleiçi çevresi bugün bile eski dokunun izlerini taşımaktadır. Ancak bu doku ne gereği gibi korunarak gelebilmiş, ne de korunagelebilenlerde sağlıklı bir Kent Parçasına dönüştürülebilmiştir.

 

Çünkü, kullanılagelen imar planı teknikleri, bir kent dokusunun korunmasında yetersiz kalmaktadır veya imar planları kent dokularını koruyarak, geliştirmek yerine, yükselen rantı maksimize etmekte, kentsel yenilemeyi de bu yaklaşımla realize etmektedir. Sonuçta, mahallelerimiz, hatta kentlerimiz son yıllarda, KAKS-TAKS uygulamaları ile oluşmuş, katlı binalar dizisine dönüşmüştür.

 

Bu durumda korumanın yasal aracı olan SİT Alanları tespitlerinin bilimsel olarak, zamanında ve bir kentin tarihsel gelişimi içerisinde oluşan dokularını koruyabilecek şekilde tespiti çok önemlidir.

 

Ancak bu şekilde, kentimizin konut kültürünün devamlılığı sağlanabilecektir.

 

Bugün Antalya, eski kent dokusunu koruyarak, çağdaş bir Kent Merkezi oluşturabilme şansına sahiptir.

 

Çok eski uygarlıklardan beri yerleşmelere sahne olan kentimizde bu süreç günümüze kadar uzanmıştır. Ancak kentimizde, özellikle son yıllardaki hızlı nüfus artışı ve fonksiyon değişimi, Kaleiçi dışındaki geleneksel dokunun da bu gelişmelere ve yürürlükteki imar planına göre giderek değişmeye ve doğal olarak yok olmaya başladığı görülmektedir.

 

Kentimizde, Kaleiçi’nin sur duvarları dışına taşarak, geleneksel ticaret merkezi ile bağımlı, organik bir doku ve sivil mimarlık örnekleri bulunmaktadır. Bu doku henüz bozulmamıştır.

 

Antalya Kaleiçi dışında, geleneksel ticaret merkezi ile bağımlı, 19. yüzyıl yerleşme dokusuna ve sivil mimarlık örneklerine sahip Balbey, Yüksekalan ve Tahılpazarı Mahallelerini kapsayan bölgelerin korunması gerekli kentsel alan niteliği taşımaktadır.

 

Bu alandaki mimarlık örneklerinin birçoğunun 19. yüzyılda yapıldığı, mimari üslubundan ve binalar üzerindeki kitabelerden anlaşıldığı üzere; 2863 sayılı yasanın 6. maddesi (a) şıkkı gereği, zaten korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıdığından, yerinde tek yapı ölçeğinde yapılan incelemelerde de bu yapılar aynı zamanda döneminin özgün örnekleri olarak tespit edilmiş, diğer yandan bu alanın sokak ve mahalle bütünlüğü olarak da döneminin özgün yerleşme karakterine sahip olduğundan ve doku içinde de aykırı yapılaşma başlayıp, yerleşme bütünlüğü bozulmadığından;

 

Balbey, Yüksekalan ve Tahılpazarını kapsayan bölgelerde korunması gerekli sokaklar belirlenmiş ve taşınmazlardan bazıları tescil edilmiştir.

 

Bu alandaki kentsel dokuyu yok eden yürürlükteki imar planının 2863 ve 3386 sayılı yasalar uyarınca iptal edilmesine, Antalya Koruma Kurulu’nca karar verilerek, Koruma İmar Planının hazırlanması istenilmiştir.

 

Kentsel doku üzerindeki yapılar genellikle Kalaiçi’ndeki taşınmazlar gibi 2 katlı, tek veya çift cumbalı, cumba altı silmeli veya ahşap kaplamalıdır. Pencere oranları genellikle ½’dir. Yapı malzemesi bağdadi ve sıvalıdır. Bazı geç dönem örnekleri ise yığma yapıdır. Yapıların birçoğunda ahşap süslemeli ve renkli ahşap tavanlar bulunmaktadır.

 

Kurul kararı ve Kentsel TasarımProje Yarışması sonucu müellif tarafından 1/1000 ölçekli imar planları ile çevre düzeni planları hazırlanmış ve onaylanmak üzere Antalya Koruma Kurulu Büro Müdürlüğü’ne gönderilmiştir.

 

Müellifin önerisinde, Kentsel Sit Alanı sınırlaması getirilmiş ve bu alanın içerisinde tescilli yapılara ek mimari özellikli yapılar belirlenmiştir. Belirlenen bu Kentsel SİT Alanı’nın çevresindeki adalar ise SİT Bölgesi Etkileme Alanları olarak isimlendirilmiştir.

 

Mimarlar Odası’nın girişimi ile düzenlenen ve tüm tarafların katılımı sağlanan, Balbey Mahallesi Paneli sonuçları değerlendirilmeli, katılımcı planlama modeli ile Koruma-Geliştirme İmar Planı yapımına hız kazandırılarak sonuçlandırılmalıdır

 

*  Geniş katılımla, tartışmalı yapılan planlar, uygulamada gerçekleşme şansına daha çok sahiptir.

*  Sadece ekonomik gelişme ve refah düzeyinin arttırılması yeterli değildir. Temel eksiklik olarak, kültürel sürekliliğin eksikliği görülmektedir. Bu eksiklik ancak çeşitli kesimlerin katılımıyla giderilebilir.

*  Antalya; Türkiye ölçeğinde turizme ve kültüre dayalı bir rol oynamaktadır. Gelecekteki kazancı ve refahı, bu rolü iyi oynamasına bağlıdır.

*  Kültürel süreklilik sağlanmasıdır. Bu kültürü yaratmış insanlar, bütün toplumsal ilişkileriyle beraber bu kültürü yarattıkları mekanlarda tutunabilirler.

*  Kültürel sürekliliği, sağlamanın bir bedeli vardır. Bu bedel, orada kalmalarını istediğimiz insanların üzerine yıkılamaz. Bu konu yalnızca Balbey’lilerin değil, tüm Antalya’lıların meselesidir.

*  Balbey’li çoğunlukla apartmanlaşmaya karşıdır. Yerinin ticari olarak değerlendirilmesini  istemektedir. Balbeyde amaç; birkaç önemli yapıyı kurtarmak değil, oranın tadını, lezzetini alıp,ileriye götürmektir. Buna “ GELİŞME PLANI” diyoruz.

*  Yerel yönetim bünyesinde, bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır. Koruma Kurulunun  kompozisyonu bu tür denetime yeterli olmayabilir.

 

Ana Sayfa