SEVGİ
İÇİN DOĞMAK
Sevmek için o kadar fırsatımız olmasına karsın dünyada o
denli az sevgi vardır ki. İnsanlar yalnız ağlamakta,
yalnız yaşama veda etmekteler. Çocuklara kötü davranılmakta,
yaşlılar son günlerini sevecenlik ve sevgiden uzak geçirmektedirler.
Sevgi gösterisine bu kadar çok gerek olan bir dünyada, yaşamımızdaki
insanlara yalnızca sıcak bir kucaklama ya da uzatılan bir
elden daha karmaşık olmayan bir hareketle yardim edecek büyük
bir gücümüz olduğunu anlamak çok önemlidir.
Avilali Teresa söyle yalvarmaktadır: "Pek çok sevgi
eylemine alıştırın kendinizi, çünkü bunlar ruhu tutuşturur
ve eritir." Dünyayı daha iyi, daha sevgi dolu bir yer
yapmak için neler yaptığımızı düşünmek için en uygun
zaman günün sonudur. Geceler boyunca aklımıza hiçbir şey
gelmiyorsa, dünyayı daha iyiye doğru nasıl değiştirebileceğimizi
düşünmek için de uygun bir zamandır bu.
Öyle çok büyük boyutlu şeyler yapmamıza da gerek yoktur;
var olan basit şeyler üzerinde bir şeyler yapmak da
yeterlidir: Etmediğimiz bir telefon, yazmayı ertelediğimiz o
not, takdir etmediğimiz o iyilik. İş sevgiyi vermeye gelince
fırsatlar sonsuzdur ve bunu hepimiz yapabiliriz. Anlayış karsısındakinin
görüşünü anlamaktır.
Başkalarına kendine davranılmasını istediğin gibi davran
kuralı, anlayışın bir örneğidir. Bu, kişisel ilişkilerimizi
güçlendirmeye yarayan çok güçlü bir insan huyudur. Anlayış,
başkalarının görüşünü kabul etmemiz gerektiği demek değildir.
Yalnızca onu anlamaya çalışmaya hazır olduğumuz
demektir.
Herkesin, bizimkilere uymayan, kendileri için geçerli olan
kendi deneyimleri olduğunu kabul etmedikçe, bunu yapamayız.
Herkesin dünyayı bizim gibi görmesini bekleyemeyiz. Gerçek
anlayış, ancak kendi dışımıza çıkabildiğimiz ve
nesnelerin öteki insanlara nasıl göründüğünü anlamaya çalıştığımız
zaman gelecektir.
Birçok kez ilk görüşte kolaylıkla umursanmayacak ve
unutulacak insanlara rastlamışımdır. Ancak, onlar hakkında
daha çok bilgi edinmek için zaman ayırdığımda, hemen hemen
her zaman onların davranışlarını kabul edilebilir bulmuşumdur.
Bu da bana olumsuz önyargılarımın çoğu zaman ne kadar yanlış
olabileceğini öğretmiştir.
Anlayış bir huy haline dönünce, artık o anin tutkusunun
esiri değilizdir ve sevme yeteneğimiz sınırsıza ulaşacaktır
Karsılaştığımız güçlükler eylem gerektirir. Sevgi
eylemi çözüm getirir. Sevgimizin gücü, sorunlarla ve düş
kırıklıklarıyla nasıl başa çıktığımızda kendini gösterir.
Yaşamımız da her şey güzelce akıp giderken hoş ve olumlu
olmak kolaydır. Ama yaşamın akışı değişip de geçici
olarak bizi güçsüz bırakırsa, o zaman gerçek gücümüz
ortaya çıkar.
Sevgi bize "Neden ben?" diyerek zaman kaybetmemeyi,
onun yerine, "Şimdi ne yapmalı?" demeyi öğretir.
Birinci soru gereksiz ve anlamsız bir çatışmaya götürür,
ama ikincisi kendine acımanın ve anlamsız suçlamanın yükünü
taşımayan bir eylemi akla getirir.
Eğer sevgi varsa, güçlükler bozulan ilişkilerin nedeni değildir.
Aslında bu durum bizim değişip ayakta kalmamızı sağlar.
Leo
Buscaglia - "Sevgi İçin Doğmak"
|