GÜL BAHÇESİ
Delikanlı
yıllar sonra doğduğu kasabaya döner.Sabah uyandığında
aklına yıllar önce evlenmek istediği,kasabanın en güzel
kızı gelir.Kızın güzelliği çevre kasaba ve şehirlerde
bile dillerdedir ve kimler istediyse kız bir türlü
olumlu yanıt vermemiştir.Otelden çıkar ve gördüğü
yaslı adama kızı sorar.Yaslı adam az ilerde güzel
bahçe içinde bir ev gösterir, kızın orada oturduğunu
söyler.
Delikanlı merak eder,kızın nasıl biriyle
evlendiğini. Bir kösede beklemeye baslar,bir müddet
sonra yaşlıca kel pekte hoş görünmeyen bir adamı
yolcu eder kız kapıdan.Üstelik zengin bir adam da
değildir.Adam gittikten sonra delikanlı çalar kapıyı,
kendini tanıtır.Sorar niye bu adamla evlendiğini kıza.Kız:
- Söylerim der ama bir koşulla.Evin arkasında büyük
bir gül bahçesine götürür delikanlıyı ve der ki:
-
Bu bahçenin en güzel gülünü bana getirirsen söyleyeceğim
sana niye bu adamla evlendiğimi. Ama asla geri yürümek
yok bahçede, arkana bakmak yok en güzel gülü
istiyorum sadece.-Memnuniyetle der delikanlı ve girer
bahçeye.Uzatmışken elini pembe bir gonca görür az
ötede,ilerler.Ona uzanırken kadife kırmızı bir gül
ilişir gözüne ilerde.
Derken..Bir de bakar bahçenin
sonuna gelmiş.Kıza verdiği söz gelir aklına.. Geri
dönmek yok.Ne yapsın. Mecburen bulduğu alelade, hatta
solmaya yüz tutmuş bir gülü mahcup bir şekilde götürür
kıza.Kız gülümser gülü görünce. '-Bilmem aldın
mı cevabini'' der delikanlıya.Hayat bu bahçede yürümeye
benzer....
WEB
YAZILARI 2001
|