Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili F E T V A L A R  Müellifi 

 

ÖMER ZİYÂUDDİN

(K.S.)

Dağıstan 1849 - İstanbul,1921

 

Ömer Ziyâuddin Efendi Hazretleri (H. 1266) 1849 yılında

Dağıstan'da Çerkay'a bağlı Miatlı köyünde doğmuştur.

Babası ulemâdan Abdullah Efendi olup Avar Türklerindendir.

Ömer Ziyâuddin Hazretleri gençlik yıllarında Şeyh

Şâmil ve onun oğlu Gazi Mehmed Paşa'nın maiyetinde,

Ruslara karşı yıllarca savaşmıştır. Daha sonra İstanbul'a

gelmiş ve tahsiline burada devam etmiştir.

 

Bu sırada Gümüşhaneli Ahmed Ziyâuddin Hazretleri

ile tanışmış ve onun irşâd halkalarına dahil olarak kendisinden

mânevi ilimlerde de «irşâd selâhiyeti» ve Râmûz

el- Ehâdis'i okutma «icâzeti» almışlardır.

Mürşidinin kendisine «Hâfız Ömer» hitabı üzerine,

kendi kendine çalışarak 6 ayda hıfzını tamamlamıştır.

Altı saatte hatim ile teravih namazı kıldırdıkları gibi, iki rek'-atlık namazda dahi Kur'an'ı hatm ettikleri olurdu.

Kur'an'ı Fâtiha okur gibi okurdu.

Kendilerinin hadîs hâfızlığı da vardı. Zübdetü'l-Buhârî

ve diğer bazı hadîs kitaplarını ezber bilirlerdi.

 

Ömer Ziyâuddin Hazretleri dinî ilimlerde icâzet aldıktan

sonra (15 Muharrem 1297) 1880'de, alay Müftüsü olarak Edirne'de 16 yıl görev yapmış,

daha sonra 13 yıl da Malkara Kaza Kadılığında bulunmuştur.

Burada Nazife Hanım'la evlenmiş ve kendisinden 8 çocuğu olmuştur.

Daha sonra 2.5 yıl da Tekirdağ kadılığında görev yapmıştır.

 

Meşrutiyetin ilânından sonra tekrar İstanbul'a gelmiş,

bir müddet sonra da Medine'ye gitmiştir.

Orada Mısır Hidivi Abbas Halim Paşa ile tanışıp, kendisinin daveti üzerine

Mısır'a gitmiştir. O sırada Birinci Dünya Harbi devam etmekte idi.

Bir ara Mısır'da İngilizler tarafından hapse de atılmıştır.

Mısır'dan İstanbul'a döndükten sonra,

«Dârü'l-Hilâfe Medresetü'l-Mütehassisın'de Mezhebler ve Hadîs İlmi»

derslerini okutmuştur.

 

İsmail Necati Efendi Hazretleri'nin vefatı üzerine ise,

Gumüşhaneli Hazretleri'nin üçüncü halefi olarak irşâd göreviniüstlenmiştir.

Bu arada Râmûz el-Ehâdis kitabını da okutmaya devam etmişlerdir.

 

Sultan Vahdettin'in bizzat gelip yaptıkları «Şeyhülislâmlık» teklifini ise,

«işgal altında bulunan bir memlekette Fetva makamı işgal edilmez»

diyerek kabul etmemiştir.

 

Hazret (H. 18 Rebiülevvel 1339) 1921 tarihinde bir

Cuma gecesi 72 yaşlarında iken vefat etmişler ve

Süleymaniye Camisi haziresindeki makberelerine defn olunmuşlardır.

 

Şahsiyeti ve Eserleri:

Kendileri uzunca boylu, beyaz yüzlü, beyaz sakallı, vakur ve son derece cömert idiler.

Arapça, Farsça, Rusça'dan başka. Orta Asya Türkçeleri diyalektleri uzmanı idiler.

 

Eserleri arasında: Zübdetü'l-Buhârî Tercümesi, Lezgi dili ile mevlûd (1000 beyitiik), Lezgi dili ile Kısas-ı Enbiyâ,

Buhârî-i Şerîfden Süneni Ekval-i Nebeviyye (4541 Hadîs),

Kırâat-ı Aşare, Miftâhü'l-Kur'an ve daha birçokları vardır.

 

(Bu bilgilerin çoğunluğu «Zübdetü'l-Buhârî Tercümesi» adlı kitabdan alınmıştır.)

 

Rahmetullahi Aleyh.