Bodrum, Deniz ve Süha'dan sevgilerle...






İstanbul'da doğdum, yaşadım. Güzel bir kentin, tertemiz, canlı, masmavi bir denizin, canım balıklarının yok oluşunu izledim. Yenildiğimi ilk İstanbul'da hissettim, çok sevdiğim o güzel suları kaybettim.

Ne acıdır ki; eski sevgilimi (İstanbul) yitirip, Bodrum aşkıyla tanıştım. Hala içimde; burukluk, ihanet hissi ve tekrar kaybetmenin korkusu var...

Zaman, bir gün batımı telaşıyla uçup gitmekte ve ben Bodrum'da oniki senemi deniz üzerinde bir yelkenin çırpınışında, deniz altının, o muhteşem yalnızlığında, dinginliğinde, dağında, güneşinde, gecesinde, yakamozunda, bütün güzelliklerinin sarhoşluğuyla doyasıya yaşadım, teşekkür ederim güzel ülkem !

Çok isterdim; sizlere de bu güzelliklerden tattırabilmeyi, anlatmaktan gayrı, yaşatabilmeyi.

Lütfen çevrenize daha duyarlı olun! Daha çok sevin, hissedin tabiatı! Daha çok koruyun, daha sıkı sarılın birbirinize ! O kadar azsınız ki; taa bu satırlara kadar sabredebilmiş, anlayabilmiş...

Sizleri çok seviyorum, sağlıkla, sevgiyle, aşkla yaşayın, mutluluk sizi hiç terkedemesin !



"deniz_adamı" ile güzel bir dalış sonrası...
Karaada/1999


D - A - L - M - A - K
İ S T İ Y O R U M M M
:)





Motor... Özgürlük, Gülmek, Hissetmek, Yaşamak...




Sevgili Bodrum Herşeye, Bizlere Rağmen Yine de Güzelsin...








Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında,
Budak budak , şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
Koparıver, gözlerinin gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
N.H.Ran


Denizin üstünde ala bulut
Yüzünde gümüş gemi
İçinde sarı balık
Dibinde mavi yosun
Kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
Bulut mu olsam,
Gemi mi yoksa,
Balık mı olsam,
Yosun mu yoksa?
Ne o, ne o, ne o,
Deniz olunmalı, oğlum,
Bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.
N.H.Ran


Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin;
Gideceksin ırıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden,
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı?
Heeeeey..!
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyormusun her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere.
O.V.Kanık


Sezon sonu Gökova "Sarhoşlar turu"
Balık, deniz ve sarhoşlar... :)




Türkbükü ve İskeleler,
keyif...keyif...keyif
Güneşi hissetmek,
Denizi dinlemek,
Bu bir müthiş bahtiyarlık...
Sizler de bu güzellikten,
Dinginlikten,
Kendinize bir pay çıkarın,
Yazın ve kışın, özellikle de,
Baharda gelin,
Gerisini Bodrum'a bırakın...
O , sizin için en güzel,
En sihirli,
En romantik atmosferi,
Hazırlamıştır bile...


Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bir iş var bu işin içinde.
O.V.Kanık
Kadehlerin biri gelir, biri gider;
Mezeler çeşit çeşit;
Bir sevdiğim şanoda şarkı söyler;
Biri yanıbaşımda;
İçer içer, ötekini kıskanır.
Kıskanma, güzelim, kıskanma;
Senin yerin başka,
Onun yeri başka.
O.V.Kanık


Güzeller güzeli Orhaniye !

Seninle 1988 de tanıştık, hala çok güzelsin. Marmarisi taçlandıran, nadide koylardan en güzelisin...

O güzelim ada, üzerinde antik kalesi, Kızkumu...

Sen başlı başına güzelin tarifisin...

Seni, bozulmadan muhafaza eden "Çevre Korumaya" teşekkürler...




Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin , bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşisıra.

Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.

Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...

Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur, başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...

O.V.Kanık





..........C.O.U.N.T.E.R..........

Sevgili arkadaşım Barış Ertan (BODRUMLU) diyor ki;
"Sayfama 'Counter' koymadım, zira benim için bu sayfayı ziyaret edecek olanların sayısı değil; kim oldukları önemlidir...
Ziyaretçilerimin büyük bir kısmı; hiçbir iz bırakmadan, geldiği gibi sessizce terk eder burasını.
Bazıları, ortak noktalar bulur ve bana dostça bir mesaj bırakarak, varlıklarını belli ederler.
Bunların içinde beni listelerine alarak onurlandıranlar da vardır...
Çok az bir bölümü; ya yazdıklarımı beğenmez, ya da bu yazıyı buraya kadar bile okumaz...
Ama bu sayfa yine de görevini fazlasıyla yaparak, bana çok değerli kişilerin ulaşmasını sağladı ve onlar da yaşamımda yerlerini aldılar bile..."
Çok doğru diyorsun sevgili Barış, insan misafirlerini adetleriyle değerlendirmemeli !





.......... S E S S İ Z ..... D Ü N Y A ..........




Sessiz Dünyaya adım atmadan önce;
"Sadece, bir tek sigara izmariti; 160m3 deniz suyunu kirletir."
biliyormuydunuz ?




Sizlere; çok sevdiğim, aşık olduğum bir dünyadan ve oranın sakinlerinden bahsedeceğim...

Balıklar, kabuklular, mercanlar, yosunlar ve deniz memelileri...
Sessiz, meraklı bir renk cümbüşü. Bonkör, verici bir anne. Hırçın bir kadın.
Duygusal, romantik bir aşık.
Sonsuz, eğlenceli, öğretici bir arkadaş.
Bazen çılgın, bazen sımsıcak bir dost.
Her zaman varoluşun sebebi...

En iyi arkadaşım, en iyi dostlarımın annesi; deniz...





ANEMONLAR
"Denizin en güzel süsleri"






Anemona sığınmış bir karides...
(Anemonların dokungaçları genellikle zehirlidir. Sadece bazı deniz canlıları, içlerinde barınabilir.













Bir şanslı, mutlu karides daha...










Çok nadide bir balık "Anemone Fish" Sadece anemonların içinde yaşar ve düşmanlarından kolayca korunur...




"Melek Balıkları"
Tropik suların en gösterişli balıkları...

































"NUDY BRANCH"
Tropiklerin makro şöleni...
























Bu güzelliğin altında, zehirli bir beden olmasa; Nudy'lerin yok olması çok kısa sürerdi...




DENİZİN KRALLARI
"KÖPEKBALIKLARI"















"MAKO"Tehlikeli türlerin başında gelir...







En çok bilinen, en tehlikeli köpekbalığı "Büyük Beyaz"
(Carcharodon Carcharias)
"JAWS" adıyla, sinemalarda yıllardır oynayan; başrol oyuncusu...
Milyonlarca yıldır, on binlerce köpekbalığı türü gelişmiş ve yok olmuş. Evrimleri o kadar uzun süredir gelişmekte ki; dünya üzerinde yaşayan en mükemmel varlık demek, pek yanlış olmaz. Bütün korkularımıza karşın, bizim denizlerimizde bir köpekbalığı saldırısı şansı; plajda kamyon çarpmasından daha düşük bir olasılık. :)










MERCANLAR
"Denizdeki birçok oluşumun beşiği..."


















Tropik denizlerde; mercan ada ve resifleri hayatın kaynağıdır. Bütün canlılar, mercan hayvan kolonilerinin milyonlarca yıldır üreme ve ölmesinden oluşan katmanlar arasında, üzerinde yaşar, beslenir, korunur...
Mercanlar, denizlerin olmazsa olmazlarıdır !




YUNUSLAR
"Denizde insana en yakın, en gelişmiş zekaya sahip deniz memelisi."






Dünyamızda, zevk için seks yapan iki canlıdan biridir...

















"KABUKLULAR"
Çok lezizdirler ama kollestrol oranı da çok yüksek, ona göre !















"RENKLER"
Keşke; bütün balıkları bu sayfada tanıtabilsem...
...belki teknoloji biraz daha gelişirse... :)






Bu kadar meraklı olmasaydınız; şimdi burada olmazdınız !




"Jackfish"
(Bizdeki Akya'nın çok yakın bir akrabası.)




"Vatos"
Son derece uysal fakat zehirli iğnesinden dolayı; korkulan Ufo...




"ASLAN BALIĞI"
Yüzen bir zehir deposu ama son derece zararsız ve estetik...




"BALON BALIĞI"
(puffer)
Korkutulduğunda; içine su alarak şişen ve normalde derisine yapışık dikenlerini çıkaran, çok sevimli ve zararsız bir balık.




"BARACUDA"
Meraklı, tehlikeli, estetik. Tek dolaşan bu büyük balığın yanı sıra, binlerce fertten oluşan; çok büyük sürüler halinde de dolaşır. Genellikle sürü olanlar tehlikesizdir. Tek ve yalnız dolaşan büyük Baracuda ise ancak tahrik edildiğinde tehlikeli olabilir.




Bizde "ORFOZ" adıyla bilinen Hanibalığıgiller familyasından bir fert...
(Coral Grooper)




Mahsun, utangaç, güzel...
"Deniz Atı"




"Deniz Çıyanı"
Güzel, yumuşacık, estetik ama sakın ola ki bir tarafınıza değmesin, epeyce yakar ve kaşındırır :)
( Dikkat! bizim denizlerde çok var ! )




"GOBY"
Bay Gobi, sevimli, ciddi, kişilikli, küçük...




Güzel bir "Orfoz"




Değişik bir "Orfoz" cinsi...




"MÜREN"
Zararsız ama korkutucu. Yanlış anlaşılan bir mağdur.
(Müren balığının nefes almasını sağlayan solungaçları; çok az gelişmiştir ve nefeslenmesine yetmez. Ağzını, sürekli açıp kapayarak; yeterli oksijeni alabilir. Görüntüsü çok tehditkar ama kalbi temizdir :)




Bizim sularımızda çok görülen bir Orfoz cinsi...




KIZILDERİLİNİN MEKTUBU

Gökyüzünün parlaklığının, toprağın sıcaklığının, doğanın cömertliğinin nasıl satılıp alınacağını anlamıyorum.

Bize ait olmayan suların berraklığını, rüzgarın tazeliğini size nasıl satabiliriz?

Bu toprakların her zerresi, ağaçlardaki yaprakların her biri, ormanlardaki hayvanlar, ağaçlar ve böcekler benim halkım için kutsaldır. Fakat bize ait olduğunu hiç düşünmedik.

Beyaz adam doğup büyüdüğü toprakları çabuk unutuyor. Fakat benim halkımın ölüleri bile, çok sevdiğimiz bu topraklardan hiç bir zaman ayrılmazlar. Bu topraklar bizim değil ama biz bu toprakların malıyız. Güzel kokulu çiçekler bizim kız kardeşlerimiz, atlar, geyikler, kartallar ve buffalolar bizim kardeşimizdir. Yalçın kayalar, akar sular, ormanlar ve benim halkım, toprağın sıcaklığından hayat alan bir bütün ailedir.

Washington'daki büyük şef, bizim toprağımızı satın almak istemekle bizden ne istediğini bilmiyor, buna rağmen istediğini yapmaya çalışacağız, çünkü kaderin anlayamadığım bir oyunu onu kuvvetli yaptı bizi zayıf.

Eğer bu toprakları sana satacak olursak, çocuklarına bu akan suların kutsal olduğunu bütün doğaya hayat veren bu derelerin ne pahasına olursa olsun temiz tutulması gerektiğini öğretmen lazım.

Beyaz adamın bizim gibi düşünmediğini biliyoruz. Onun için bir toprak parçasının, diğerlerinden hiçbir farkı yok. Çünkü beyaz adam doğaya gecenin karanlığında gelip eline geçen her şeyi alıp götüren hırsızlar gibi davranıyor. Beyaz adam toprakla kardeş değil, toprağın düşmanı. Beyaz adam kendisinin doğanın malı olduğunu bilmiyor, doğayı kendi malı zannediyor. Babasının mezarını bırakıp çocuklarının nerede doğacağını düşünmeksizin ufak çıkarlar peşinde koşup duruyor. Beyaz adam anası olan doğayı alınıp satılan taş parçaları zannediyor. Korkarım doymaz iştahı birgün toprağı çöle çevirecektir.

Beyaz adamın şehirleri, bizim gözlerimizi tırmalıyor. Bu belki de bizim vahşi, sizlerin uygar olmanızdandır.

Beyaz adamın şehirlerinde hiçbir sakin yer yok. Ne rüzgarın sesini, ne kuşların cıvıldayışlarını duyabiliyorsunuz. Gürültünüz insan kulağı için bir hakaret bence, ama belki de haksızım, çünkü vahşiyim ben.

Benim halkım için hava kutsaldır. Çünkü herkesin malıdır hava. Ağaçlar, hayvanlar, bitkiler ve insanlar hepsi nefesleri ile ortaktır havaya.

Beyaz adam uzun zamandan beri komaya girmiş bir hasta gibi nefes aldığı havanın bile farkında değil bence.

Toprağımızı size satacak olursak, çocuklarınıza bütün canlılara ilk nefeslerini havanın verdiğini ve son nefeslerine kadar havaya ihtiyaçları olduğunu öğretmeniz gerek.

Geçen yıl bir trenden bir buffalo sürüsüne ateş açarak yüzlercesini öldüren beyaz adamlar gördüm. Karın doyurma gerekçesinin dışında; hayvan öldürmenin nedenini bir türlü anlayamadım. Belki ben vahşiyim de ondan.

Çocuklarına hayvanlar olmazsa, insanların yaşayamayacağını öğretmelisin. Hayvanların başına ne gelirse sonra insanlarında başına aynı şeylerin geleceğini bilmeniz lazım.

Bizim bildiğimiz toprak insanların değildir. İnsanlar toprağındır. Doğadaki her şey kardeştir ve birlikte bir aile gibi yaşamalıdır. Bütün doğa canlıların vücudundaki kan damarları gibi birbirine bağlıdır. Biri kesilirse tümünün sonu olur. Tanrının, kendisi gibi olan ve onunla bir arkadaş gibi konuşan beyaz adamın bile kaderi doğadaki diğer canlılardan ayrı olamaz. Yarın, bu toprakların sahibi olduğunuzu zannedebilirsiniz, fakat toprağın malı olduğunuzu öğrenemezseniz bir gece yataklarınızda pislikten boğularak öleceksiniz. Sizin için hayatın sonu gelmemişken kendinizi kurtarmaya bakın.
- Y O R U M S U Z -


Sanırım şimdilik bukadar yeter. Zaten, bu sayfanın açılması; yeterince uzun sürüyor, daha da zorlaştırmanın bir anlamı yok ! :)
Sağlıkla, sevgiyle kalın, hep mutluluk sizinle olsun...





Sign Guestbook View Guestbook