|
TIBBİ MAKALE VE TEZ YAZIM KURALLARI
SSK İstanbul Hastanesi Radyoloji Kliniği,
İstanbul
Bilimsel
araştırma, ancak yayınlandığında amacına ulaşır. Bilimsel çalışma ve deney,
sonuçları ne kadar göz kamaştırıcı olursa olsun, bu sonuçlar yayınlanıncaya
kadar tamamlanmış sayılmaz. Bilim adamı yeteneğiyle, zekasıyla ve sempatikliği ile
değil, yayınları ile değerlendirilir ve bilim arenasına çıkar. Bilimsel makaleler
bilimsel prensiplere ve etik kurallara uygun olarak yapılan ve bilimsel formlarda
yazılarak basılan çalışmalardır. Bu tıbbi bilimsel çalışma, öngörülen bir
hipotez çerçevesinde yeterli gözlem ve deneye dayanılarak sonuca ulaştırılıp yazı
haline getirilip yayınlanırsa, tıbbi makale olarak adlandırılır.
Tıbbi makale çeşitleri şunlardır:
a. Tıbbi araştırma makalesi (klinik ve
deneysel çalışmalar)
b. Gözlem raporları (vaka takdimi)
c. Derleme-tarama makalesi
d. Ön rapor
e. Editöre mektup eleştiri, çeviri, özet
vd.
Bir araştırmacının, araştırma konusu üzerine
hazırladığı ve tamamladığı geniş rapora ise tez denir. Tez kısaltılıp yazım
kurallarına uygun şekile getirilip makale olarak hazırlanabilir.
Bilimsel bir makalenin bazı kısımlarını tam
anlamak için bir kaç kez okuduğumuz olmaktadır. Bu durum, bizim o konudaki bilgi
eksikliğimizden çok, yazının anlaşılır olmamasındandır, daha da önemlisi, bazen
yanlış anlamaya da neden olunmaktadır. Bir yazı anlaşılır ve açık değilse, o
yazı okunamaz. Araştırıcının amacı gerçeği aramada önyargısız olmak, doğru
ilerlemek ve özünde yaratıcı olmaktır. Sağlam bir sonuca varmak için, herşeyden
önce kendi fikrini gerçek olarak kabul etme yanlışlığına düşmemesi gerekir. Amaç
bir şeyi kanıtlamaktan çok, bir gerçeği bulmak, onu ortaya çıkarmaktır.
Bir makale veya tezin ne uzunluğu, ne gayretli bir
çalışma olduğunu gösteren süslü sunuş biçimi, ne de background
diyebileceğimiz bu çalışmaya dayanak olan güvenilir bir kitap veya çalışmanın
varlığı, o makale veya tezin standart bilimsel kalitede olmasını sağlamaz. Böyle
bir çalışmada vazgeçilmez koşul orijinallik-özgünlüktür. Ancak, orijinallik
uğruna, bilimsel düşünce esaslarından uzak düşme tehlikesi de her zaman vardır.
İyi bir çalışma ortaya çıkarmak için, mutlaka belirli bir bilgi birikimi
gerekmeyebilir, yeni mezun bir araştırıcıda da, bu içgüdü vardır. Önemli olan,
gerçeği arama (truth), kanıt sağlama (evidence), doğruluğu kanıtlama (accuracy),
önyargısız olma (unbiased mind) ve tarafsızlıktır (impartial).
Bir tıbbi makaleye temel oluşturan tıbbi
çalışmalar şunlardır:
1. Gözlemsel
a. Tanımlayıcı
b. Kesitsel
- Prospektif
- Retrospektif
2. Deneysel
a. Açık, kontrolsuz
b. Kontrollü
- Randomizasyon
- Maskeleme (kör)
Tanımlayıcı çalışma: Belli bir grupta
ilginç bulguların tanımlandığı, hastalıkların tanı ve tedavisini değerlendiren
çalışmalardır. Vaka sunumları, sendrom tanımlamaları, tedavi protokolleri
çalışmaları ve vaka serileri (case series) bu grup çalışmalardır.
Kesitsel çalışma: Belli bir dönemde,
belli verileri inceleyen çalışmalardır. Bu çalışma ileriye dönük olarak
planlanıyorsa prospektiftir. Retrospektif çalışma ise geriye dönük olup, daha
önceden yapılmış kayıtların değerlendirilmesi veya etkin olabileceği düşünülen
faktörlerin, önceki bulgularla değerlendirilmesi ile ortaya çıkan çalışmalardır.
Vaka-kontrol çalışmaları (case-control study) bu tip çalışmadır. Örneğin:
hepatik kanserli kişiler, hepatik kanserli olmayan kişilerle (kontrol)
karşılaştırılır, her iki grupta de Hepatit B öyküsü aranır. Buna karşın vaka
serilerinde kontrol grubu yoktur.
Deneysel çalışma: Klinik veya laboratuvar
kaynaklı çalışmalardır. Bu çalışmalarda yapılan deneylerde, ya insanlar, ya da
hayvanlar, denek olarak kullanılırlar. Açık çalışma, araştırıcı ile deneğin
(doktor ile hasta gibi) yapılan işlem hakkında bilgi sahibi olmasıdır. Kontrolsüz
çalışma; deneğe uygulanan işlemin (verilen ilaç veya uygulanan yöntem) başka bir
grupla karşılaştırılmadığını ifade eder. Kontrollu çalışma ise, deneğe
uygulanan işlemin, başka bir işlem uygulanan veya hiçbir işlem uygulanmayan diğer
grup deneklerle karşılaştırılması anlamına gelir.
Randomize çalışma: Deney ve kontrol
gruplarının rastgele, tesadüfen seçildiği çalışmalardır. Randomizasyon çeşitli
şekillerde yapılabilir. Örneğin, tek numaralı deneklere “x” yöntemi, çift
numaralı deneklere “y” yöntemi uygulamak veya ilk beş deneğe “x”, ikinci beş
deneğe “y” yöntemi uygulamak gibi.
Maskelemeli (kör) çalışma: Yansızlığı
sağlamada etkin olan çalışmalardır. Tek kör çalışma, deneğin uygulanan yöntemi
bilmemesi ancak araştırıcının bilmesi anlamındadır. Çift kör çalışmasa ise, ne
denek, ne de araştırıcı, uygulanan işlemin ne olduğunu bilmez; daha açık ifadeyle
araştırıcı hangi deneğe hangi işlemin uygulandığını bilmeden değerlendirmesini
yapar.
Çapraz çalışma (cross-over) çalışma: Bu
çalışmalar, özellikle, akut olaylarla ve homojen gruplarda uygulanan farklı
işlemlerin gruplar değiştirilerek tekrarlanması ile yapılır.
Örneğin, bir salgın enfeksiyonda, bir
başka gruba rastgelen bir tedavi yöntemi, başka bir gruba farklı bir tedavi-ilaç
uygulanır. Tedavi bitiminde her iki grubun tedavileri değiştirilir, her iki gruptaki
tedavi farklılıkları karşılaştırılır.
Kohort (cohort) çalışma: Ortak bir
özellik veya özellikleri olan ve belirli bir dönemde izlenen insanlarda yapılan
çalışmalardır.
Bu tanımlamalardan da anlaşılacağı gibi,
bir makaleye temel olacak bilimsel çalışmanın kalitesi, o çalışmanın prospektif,
randomize, kontrollü ve maskelenmiş çalışma olmasıyla değer kazanır.
İnsanlarda yapılan ilaç çalışmaları ise,
dört bölümde incelenir. Bunların ilk üçü, ilacın ruhsat almasından önce,
sonuncusu ise ruhsatlandırıldıktan sonra yapılır.
Faz 1: Özellikle gönüllüler başta olmak
üzere, sağlıklı kişilerde yapılır, fazla deneğe gerek yoktur (20-80 kişi). Bu
dönemde ilacın doz ayarlaması, etkinlik değerlendirilmesi ve istenmeyen yan
etkilerinin ortaya çıkarılması gibi farmakokinetik çalışmalar yapılır.
Faz II: Bu dönemde hasta grubu kullanılır.
Belirli bir hastalık grubunda ilacın etkinliği değerlendirilir; doz aralıkları ve
tedavideki değeri araştırılır. 100-200 kişilik hasta gruplarıyla yapılır.
Faz III: Büyük hasta gruplarında etkinlik ve
emniyet profili değerlendirilir, ilacın terapötik etkileri, yan etkileri yarar /zarar
oranları değerlendirilir. Birkaç yüz hasta gereklidir ve merkezli yapılır.
Faz IV: Yan etkileri belirleme, yüksek risk
gruplarını saptama, yeni bir endikasyon veya kullanım şekli ortaya koymak için
yapılır. Pazarlama dönemi çalışmaları da bu grup çalışmalardır.
Bir tıbbi çalışmanın
kurgulanması şöyledir:
1. Konunun seçimi
2. Ön taslağın yapılması-planlama
3. Çalışma bibliyografisinin hazırlanması
4. Eldeki verilerle çalışmanın ana
hatlarının belirlenmesi
5. Çalışma protokolünün yapılması
6. Çalışmaya başlama ve sonlandırma
7. Yazım, redaksiyon ve basım
Böyle bir çalışmanın
planlanması yapılırken şu sorular sorulmalıdır.
1. Akla gelen fikir veya soru değerli midir?
2. Pratik midir?
3. Yeterli zaman ayrılmış mıdır?
4. Bu çalışma veya benzeri daha önce
yapılmış mıdır?
5. Ne gibi bir sonuca ulaşılması
umulmaktadır?
6. Konu hakkında çalışma arkadaşları ne
düşünmektedir?
7. İstatistik desteği gerekmekte midir?
Bu aşamalardan sonra çalışmaya
geçildiğinde, en sık karşılaşılan aşağıdaki hatalardan kaçınılmalıdır.
1. Denek sayısının yetersizliği
2. Kontrol grubunun yokluğu veya
uygunsuzluğu
3. Çalışma dışı bırakılanların
bildirilmemesi
4. Yanlış yorumlama
5. Yanlış istatistiki kullanımı
TIBBİ MAKALE YAZIMI
Çalışma sonucunda hazırlanacak olan
tıbbi makalenin ana yapısı şöyledir.
a. Başlık
b. Yazarlar
c. Özet
d. Metin (text)
e. Kaynaklar
Bu bölümleri tek tek incelemeden önce, birkaç genel
yazım kuralını hazırlamakta yarar vardır. Bir makale yazımında en önemli husus,
basit kelime ve yapılar ile cümle kurmaktır. Makale bir edebi eser değildir.
Shakespeare diliyle yazılan makale bilimsel olarak ne kadar sağlam olursa olsun bir
kabusa dönüşebilir. Bir kaç anlam ifade eden kelimelerden kaçınmak kısa bir
kelimeyi uzunca olan eş anlamlısına tercih etmek, yabancı kelime ve terimleri tercih
etmek dilimize girmiş olan yabancı kelimeleri Türkçe okunuşları yazmak aynı
kelimeyi sıkça tekrarlamamak dikkat edilmesi gereken noktalardır.
Başlık:
İyi bir başlık makaleye iyi bir
başlangıçtır. Başlık bir etikettir, cümle değil. Bu nedenle kısa, anlaşılır ve
tanımlayıcı olmalıdır. Yazının daha az kişi tarafından okunacağı buna
karşın başlığın belki de, binlerce kişi tarafından okunacağı göz önünde
tutulmalıdır. Başlık da kelimelerin kısaltılmış şekilleri, kimyasal formüller ve
ticari adlar kullanılmamalıdır. Sadece uluslararası kabul edilen DNA, BCG, AIDS gibi
kısaltmalar kullanılabilir. “Çalışmalar, incelemeler, araştırmalar vb” gibi
kelimelerle başlık gereksizce uzatılmamalıdır. Başlığın soru şeklinde olması da
uygun değildir.
Örnek:
• Antibiyotiklerin bakteriler üzerine
etkileri (kısa ancak tanımlayıcı ve açık değil)
• Streptomycin’in mycobacterium
tuberculosis üzerine etkisi (net olarak tanımlayıcı değil)
• Streptomycin ile mycobacterium
tuberculosis’in büyümesinin engellenmesi (yeterince net ve açık)
Bir diğer örnek
• Meniskus lezyonlarında artrografi (kısa
ancak net değil)
• Meniskus lezyonlarının tanısında
artrografi (açık, düzgün ifadeli)
• Meniskus lezyonlarının tanısında
artrografinin önemi (tanımlayıcı, kısa, net bir başlık
Yazarlar:
Çalışmada kimin isminin yer alacağı veya
hangi sırada olması gerektiği konusunda anlaşmazlığa düşen araştırmacı
sayısı, azınsanmayacak kadar çoktur. Bir makalenin yazar grubunda yer almak için
çalışmanın planlanması, verilerin toplanması, sonuçların değerlendirilmesi ve
yorumlanması, yayına son şeklinin verilmesi ve onaylanması aşamalarında aktif olarak
görev almak gerektir. Sadece kaynak toplamak, mali destek sağlamak ya da çalışmanın
genel danışmanlığını yapmak, metinleri yazmak, yazarlar arasında yer alma
gerekçesi olamaz; bu kişiler ancak teşekkür bölümünde yer alırlar. Yazarlar
konusunda bazı yanlış uygulamalar vardır. Örneğin, bazı bölüm
başkanları-yöneticileri çalışmada aktif olarak yer almasa da, yazıda yer almak,
hatta birinci isim olarak yazılmak istemektedirler. Bir başka yanlış ve yaygın
uygulama da , bu kişilerin veya kıdemli , deneyimli kişilerin çalışmanın en son
ismi olarak yer almasıdır. Bilimsel makalede, böyle prestij yeri diye bir kavram
yoktur. Diğer bir yanlış istek de, kıdemli-deneyimli kişiyi ilk isim, çalışmayı
gerçekleştiren esas araştırıcıyı ise ikinci isim olarak yazmaktır. Peki, doğru
olan nedir? Doğru olan, ünvanı ve deneyimi ne olursa olsun, çalışmayı yapan
kişinin birinci isim olması, çalışmaya verdikleri emeğe göre diğer isimlerin
sıralanması, hatır için, listeye kimsenin konmamasıdır. Yazarlarda isimden sonra,
ünvan ya da derecenin yazılmaması da artık genel kabul gören bir uygulamadır. Hatta
unvanlar için bazı editörler ironik yakıştırmalarda bulunmaktadırlar. Örneğin; MS
(master of science) için More of the Same (çoğu aynı), PhD için “Piled higher and
Deeper (daha derin ve yüksek birikim) MD için ise “Much Deeper” (çok daha derin).
Özet:
Çalışmanın en çok okunan
bölümlerindendir. Derginin özet için istediği özel bir form yoksa, bu bölüm
150-250 kelimeyi içermeli, çalışmanın amacını belirtmeli, konuyu anlatan kısa bir
temel bilgi cümlesi kapsamalı, yöntem ve elde edilen sonuçları, çalışma sonucunda
varılan neticeyi belirtmelidir. Özet içinde kaynak belirtilmez. Kısaltmalar bu
bölümde yapılmamalıdır. Elde edilen bulgular geniş bir liste halinde değil
çalışma için yönlendirici olanların dizilmesi şeklinde verilir. Özet sonunda
çalışmayı en iyi ifade eden ve Index Medicus’ta yer alan anahtar kelimeler (2-6
tane) verilmelidir.
Metin (text):
Fransız Ingelfinger’in yıllar önce ortaya
koyduğu ‘IMRAD’ formatı halen ana hatlarıyla benimsenmektedir. Burada “giriş”
bölümünde konuyla ilgili temel bilgiler, “materyal metod” (yöntem-gereç)
bölümünde konudaki soruları yanıtlamak için uygulanan işlemler ve kullanılan
malzeme veya gereçler, “bulgular” bölümünde bu sorulara cevap olarak nelerin
bulunduğu ve “tartışma” bölümünde ise bu bulgular ışığında sorulara alınan
cevaplar yer almalıdır.
Bir tıbbi makale metninin temel başlıkları:
I. Introduction (Giriş): Hangi problem
incelendi
M.Method (Yöntem): Problem nasıl incelendi
R. Results (Sonuçlar): Neler bulundu
A. And
D. Discussion (Tartışma): Bunlar ne anlam
taşıyor
Fransız Ingelfinger’in yıllar önce
ortaya koyduğu bu formül, halen ana hatlarıyla benimsenmektedir.
Giriş:
Bu bölümde araştırıcı, okuyucuyu ortaya
atılan soruya hazırlamalıdır. Araştırıcı, okuyucunun konuyu en az kendisi kadar
iyi bildiğini zannetmemeli; okuyucuya konunun açık bir tanımından da fazlasının
gerektiğini, sorunun neden sorulmaya değer olduğunu, kaynak bilgiler desteği ile
açıklamalıdır. Ancak, bunu yaparken ne kadar engin bilgiye sahip olduğunu göstermeye
kalkmamalı ve konuyu derinlemesine ne kadar iyi bildiğini, kanıtlamaya
çalışmamalıdır. Bu bölümde yapılan en büyük hata, araştırıcının
araştırmayı haklı ve güçlü göstermek için, okuyucuyu zorlamasıdır. İyi bir
giriş bölümü başlıkla bütünleşen, sadece amacı açıklayan, ayrıntılara
girmeyen, konunun özünü anlatan, bu nedenle de, önemli kaynakların kullanıldığı
bölümdür. Kısaltmaların yapılacağı ilk bölüm de giriş bölümüdür.
Materyal-metod (gereç ve yöntem):
Bu bölümde çalışmanın yapıldığı yer
ve zaman açıkça belirtilmelidir. Araştırmayı bir başta araştırıcının da
tekrarlayabileceği düşüncesiyle, çalışmada kullanılan klinik veya laboratuvar
yöntemler açık olarak yazılmalıdır. Gözlem veya deney yapılan denekler
tanımlanmalıdır. Örneğin ........ tipi, ........... gr sıçanlar gibi. Yaş,
cinsiyet kullanılan drogların doz ve veriliş yöntemleri, kullanılan cihazların
isimleri hem ticari hem de jenerik adlarıyla belirtilmelidir. Deneklerin nasıl
seçildikleri verilerin nasıl değerlendirildikleri ve çalışma programları
açıklanmalıdır. Etik komite izni ve isteniyorsa “bilgilendirilmiş onam” kaydı bu
bölümde yer almalıdır. Çalışmada kullanılan istatistik yöntemi de bu bölümde
belirtilmelidir. Çok yaygın olmayan bir istatistik kullanılmışsa ayrıntı verilmeli,
bilgisayar kullanılmışsa programın adı yazılmalıdır. Bu bölümde sonuçlar
yer almaz. Bu hata, sıkça yapılmaktadır.
Bulgular (sonuçlar):
Bu bölümde çalışmanın bulguları veya
elde edilen veriler yer alır, ancak kolay anlaşılabilmesi açısından bunların
tablolar halinde verilmesi uygundur. Daha anlaşılır ve çarçıpı olacaksa grafikler
kullanılır. Tablo halinde verilen bulgular, metin içinde tekrar edilmemelidir. Bu
sonuçlar, tartışma bölümünün de başlangıcı olduğundan, araştırıcı
kullanacağı verileri iyi seçmelidir. Genellikle, tek tek deneklerden elde ettiği
veriler yerine, toplu sonuçları vermelidir. Bu bulgular verilirken, abartılı yorumlar
yapılmamalıdır. Örneğin bir ilacın etkisi 1000/2 den 1000/1 e düşüyorsa ilacın
etkinliğinde % 50 azalmadan söz edilmemelidir. Tablolar, metindeki geçiş sırasına
göre numaralandırılmalı ve tablonun üst kısmına açıklayıcı başlık
yazılmalıdır. Keza resimlerde bu bölümde yer almalı, ancak açıklamalar tabloların
aksine resim altına yazılmalıdır.
Tartışma:
Bu bölüme en önemli bulgu veya sonuçla
başlamalı, bunlar mevcut kaynaklar ile karşılaştırılıp tartışılmalıdır. Bu
tartışmada, sunulan sonuçların veya bulguların, ileride yapılacak çalışmalar
için değerli olup olamayacağı belirtilmeli, benzer sonuçlarla olan
birliktelikleri veya ayrılan noktaları vurgulanmalıdır. Eğer, elde edilen sonuçlar
üzerinde, yeni bir varsayıma varılmışsa, bu net olarak belirtilmelidir. Burada
Condon’un Tip III hatasına düşülür. Bilindiği gibi Tip I hata (yalancı
pozitiflik) doğru hipotezin yanlışlıkla reddedilmesi Tip II hata (yanlış
negatiflik), yanlış hipotezin kabul edilmesi, Tip III hata ise elde edilmeyen bir sonuç
için yorum yapmaktır.
İyi bir makalenin tartışma bölümünde
elde edilen sonuçlara ilişkin zıt düşünceler de yer alır. Böyle zıtlıklar varsa,
araştırıcı bu delillerin gerçekten zıt olup olmadığını veya araştırma
protokolü veya deneklere bağlı farklar ya da değişkenliklere bağlı zıtklıklar mı
olduğunu tartışmalıdır. Bunlar yapılırken tartışma bölümü bir kaynaklar deposu
haline getirilmemelidir. Kısacası bu bölümde genel bir bilgi sunumu değil gerçek bir
tartışma yapılmalıdır.
Teşekkür:
Çalışmaya sağlanan teknik ve maddi
yardımlar için kısa cümlelerle kişi veya kurumlara teşekkür edilir. Polemiğe yol
açacak mali ilişkilere ait cümlelerden kaçınılmalıdır.
Kaynaklar-literatür:
Yayın kurulunca aksi belirtilmedikçe,
kaynaklar, metinde geçiş sırasına göre numaralandırılmalıdır. Kaynaklarda
“özetler-abstract” “basılmamış gözlemler” “şahsi görüşmeler”
kullanılmamalıdır. Basımı kabul edilmiş makale ise, “basımda-in edition”
ibaresi ile kullanılır. Kaynak kullanımı standart dergi, kitap içi bölümü vb. gibi
çok farklı şekillerde olabilir. Bunun için Uluslararası Tıbbi Dergi Editörleri
Kurulunun saptadığı 35 ayrı kaynak kullanımı kabul görmüştür (Ek 1). Kaynak
kullanımında temel bir kural da, elde bulunmayan kaynağın kullanılmamasıdır. Yani
tümü okunmamış bir kaynak asla kullanılamaz. Kaynak sayısının çokluğu değil,
yeni olması önemlidir. Genelde son 5 yılın kaynaklarını kullanma gayreti içinde
olunmalıdır. Tabii ki, klasikleşmiş kaynaklarda bu husus söz konusu değildir. Kaynak
numarası yazarın isminin yanına yazılır. Yazar adı belirtilmemişse, cümle
içindeki ilgili bölümde veya konu bütünlüğünü bozuyorsa cümle sonunda
kullanılır. Birden fazla kaynak numarası verilecekse, küçükten büyüğe doğru,
kaynaklar ardıl ise, en küçük ve en büyük kaynak numaraları yazılır.
* Kişisel not: Bir yazının aklanmasının en
somut kanıtı, o yazının kaynak olarak başka bir araştırmada kullanılmış olması
yani site edilmiş olmasıdır. Bu nedenle, yerli kaynakların kullanımında daha özenli
ve istekli olunması gerektiğine inanmakta, bunu bir kural değil; dilek olarak
belirtmekteyim.
Metin
içinde bütün ölçümlerde SI (systeme internationale) birimleri kullanılmalı (cm, kg
gibi). Şekil ve tablo sayısı genelde 7-8 ile sınırlanmalı, yazıda standart
kısaltmalar (AIDS, ALT, Hct, MR gibi) açıklama yapılmadan başlık dahil her yerde
kullanılabilir. Standard olmayan kısaltmalar mutlaka ilk kullanıldıkları yerde
(başlık ve özet hariç) açıklama yapılarak kullanılırlar.Örnek: Hepatik arter
embolisi-HAE, veya ince barsak tümörleri-İBT.
Bir araştırma yazısının 2500, derleme yazısının
4000 kelimeyi geçmemesi arzu edilir. Metinde satır başları, tarih dışında rakam ile
başlamaz. Uzun ve karışık cümlelerden ve teknik dilden (jargon) kaçınmak
gereklidir. Mülkiyet ifade eden kelimeler kullanılmamalı (yaptım, bulduk
çalışmamızda gibi). Bunun yerine, üçüncü şahıs veya edilgen ifadeler tercih
edilmelidir. (yapıldı, bulundu, çalışmada gibi).
Bir genel yanlış düşünce de, bir makalenin
istatistiki değerlendirilmesinde “p” değeri yoksa, o makalenin değersiz olduğu
düşüncesidir. “p” değeri “olasılık-probability” değeridir. Elde edilen
sonuçların ölçümlerinin, kontrol veya bir başka grupla etkilerinin
değerlendirilmesinde ortaya çıkan farkın tesadüfi olup olmadığını belirtir.
Halbuki, bu etkinin olup olmadığının belirtilmesi daha da önemlidir ki, bu
“güvenilirlik aralığı-confidence interval” ile tanımlanır. Bu aralık sonucun
hakiki olasılığını veya iki sonuç arasındaki sıklık farkını gösterir.
Yukarıdaki görüşlerden yola çıkarak bazı istatistiki terimleri ve bilgileri Ek-2 de
sunulmuştur.
TEZ YAZIM KURALLARI
Tıbbi tez, kapsamlı bir makale olarak kabul
edilebilir. Büyük emekler sonucunda hazırlanan bir tez ancak 8-10 kişilik dar bir
kurulca okunmaktadır. Bu nedenle, bu tezin tıbbi makale haline getirilip geniş
kitlelere ulaştırılması gereklidir. Bilimsel makaleden farklı olarak tez, birden
fazla konuyu ve bazı konularda da, birden fazla yaklaşımı anlatabilir; bu nedenle,
daha geniş ve uzundur. Tıbbi tez yazımı, tıbbi makale yazımından bazı
farklılıklar gösterir. Tezin başında içindekiler bölümü yer alır. Bu sayfada her
ana bölüm başlangıç sayfası ile birlikte belirtilir. Bir sonraki bölüm
önsöz’dür. Çalışmanın ana amacı ve genel karakteri hakkında kısa bir
açıklama içerebilir. Bu bölümde çalışmaya katkısı olanlara teşekkür
edilir.Burada bir noktayı belirtmekte yarar vardır. Bazı önsözler, tüm klinik veya
hastane elemanlarının adlarını sıralandığı bir methiyeye dönmektedir. Bunun gibi
yanlış bir uygulama da tez çalışmasında hiç kimsenin katkısı olmamış gibi bir
reaktif bir düşünceyle bu sayfanın konulmamasıdır. Bu bölümden sonra, tezin ana
metni başlar. Bir tez şu ana bölümlerden oluşur:
a. giriş
b. genel bilgiler
c. materyal-metod (gereç ve yöntem)
d. bulgular
e. tartışma
f. sonuç
g. kaynaklar
Bazı tezlerde, özet bölümü de yer almaktadır;
ancak, zorunluluk yoktur. Tez uzun ve karışıksa özet bölümüne yer vermek yararlı
olur. Genel bilgiler bölümü tıbbi makalede yoktur, kapsamlı bir bölümdür. Tezin
anlaşılabilmesi için gerekli ön ve temel bilgiler bu bölümde yer alır. Tezin
konusuna göre birçok alt başlığı içerir. Örneğin; tarihçe, anatomi, histoloji,
fizyoloji, fizyopatoloji, farmakoloji, etyoloji, tanı yöntemleri, tedavi prensipleri,
komplikasyonlar, sınıflama vb.
Bu alt bölümler kısa olmalı ve klasik bilgiler
içermeli ve mutlaka kaynak kullanılmalıdır. Resim ve şekiller uygun yerlere
yerleştirilmeli, fotoğrafları orjinal olarak kullanmaya gayret edilmelidir. İdeal bir
tezde, kaynak sayısı 30±10 olmalı, sayfa sayısı 50±10 olmalıdır. Bir tezden en az
12 kopya A4 formatında basılmalıdır. Diğer ana yazım kuralları tıbbi makale yazım
kuralları ile aynıdır.
Bir tezin sadece yazımı için en az 3 ay süre
ayrılmalıdır. Tüm tez çalışması 1 - 2.5 yıl içinde tamamlanacak şekilde
planlanmalıdır. Bir tezde çalışmanın 2/3’ü tamamlanıncaya yazıma
geçilebileceğini ileri sürenler vardır. Yazıma materyal metod bölümünden başlamak
kolaylık sağlayabilir. Bazı tezlerde araştırıcının öz geçmişinin yer
aldığını görmekteyiz. Bu ayrıntılar tezin danışmanının görüşü alınarak
belirlenir.
Ek 1
Kaynak kullanım şekilleri
1. Standart dergi makalesi (yazar
sayısı altıdan fazla ise bundan sonrakiler ve ark. veya et al şeklinde yazılır)
You CFI, Lee KY, Chey RY, Mengue R.
Electrogastrographic study of patients with unexplained neusea, bioating and vomiting.
Gastroenterology 1980, Aug 79 (2): 311-4.
Veya
Goute AM, Haynes AR, Owen MJ, Farral M, James LA,
Lai LY, et al. Predisposing locus for Alzheimer disease on chromosome 21. Lancet 1989, 1
352-5.
2. Grup çalışması-organizasyon
The Rolay Marsden Hospital Bone Marrow
Transplantation Team. Failure of synegenic bone-marrow graft without precordirioning in
post hepatitis marrow aplasia Lancet 1977 2 742-4.
3. Yazar ismi verilmeden
Coffe drinking and cancer of the pancreas
(editorial). BMJ 1981, 283: 623-26.
4. Yabancı dilde makale
Messane F, Borghie S, Pestarino A, Picini R. Gambini
C. Localisations palmaires purpuriques de la dermatite herpetiforme. Ann Dermatol Venerol
1987; 114: 1545-7.
5. Cilde ait ekler (Supplement)
Magni F, Rossini G, Perti F. BN-52021 portects
guinea-pig from heart anaphylaxis. Pharmacol Res CVommun 1988; 20 Suppl 5: 75-8.
6. Sayıya ait ekler (Supplement)
Gardos G, Cole JO, Haskell D, Marby D, Paine SS,
Moore P. The natural history of tardive dyskinesia J Clin Psychopharmacol 1888: 8 (4Suppl)
35-37.
7. Cilde ait kısım
Hanly C. Metaphysics and innateness: A
psychoanalytic pespective Int J Psychional 1988; 69 (Pt 3): 388-99.
8. Sayıya ait kısım
Edwards L, Meyskens F, Levine N. Effect of oral
isotrnetion on dyspastic nevi. J Am Acad Dermatol 1989 20 (2): 257-60.
9. Cild harici sayı
Baumeister AA. Origin of control of streotyhed
moment. Monogr Am Assoc Ment Defic 1978 (3) 353-84.
10. Sayı veya cild harici yazılar
Denoek K. Skiing in and throgh the history of
medicine Nord Medicinhist Arbs 1982: 86-300.
11. Roma rakamları ile sayfa nuramarını verme
Ronne Ansvarstall. Blood transfusion till fel
patient. Verdfacket 1989: 13: XVI-XXVII
12. Zorunlu olarak makalenin gösterilmesi
Spargo PM, Manners JM, DDAVP and open heart surgery
(letter) Anaesthesia 1989; 44: 363-4.
Fuhrman SA, Joiner KA. Binding of the third componet
of complement. C3 by Toxoplasma gondii (abstract) Clin Res 1987: 35-475A.
13. Geri çekilmeyi içeren makale
Shisdido A. Retraction notice. Effect of platinum
compounds on murine lymphocyte mitogenesis (Retraction of Alsabti EA. Ghalip ON, Salem MH.
In Jpn İJ Med Sci bsiol 1979, 32: 53-65 Jpn. J Med Sci Biol 1980; 235-7.
14. Geri çekilen makale
Albasti EA. Ghalip ON, Salem MH Effect of platinum
compoand on murine lymphocyte mitogenesis (Retracted by Shisdgido A. In: J Med Sci Biol
1980; 33: 235-7 Jpn J Med Sci Biol 1979: 32-53, 65.
15. Yorum içeren makale
Piccoli A, Bossati A. Earl steroid therapy in IgA
neuropathy Still an open queslion (comment) Nephron 1989; 51: 289-91, Comment in Nephron
1989 51: 289-91.
16. Yorum makalesi
Kobayashi Y, Fuyii K, Hiki Y, Tateno S. Steroid
therapy in IgA nephropathy: A retrospective study in heavy proteinuric cases (see
comments) Nephron 1988, 48: 12-7 Comment in: Nephron 1989, 51: 289-91.
17. Dizgi hatası yapılmış makale, kitap ve
diğer monografiler
Schotield A. The CACE questionnaire and
psychological health (published erratum appears in BR J ADDİCT 1989, 84: 701). Br J
Addict 1988183: 761-4.
18. Kişisel yazarlar
Colbson JF I, Armour WJ. Sport injuires and their
treatment 2nd rev ed. London S. Paul 1986.
19. Editör (ler), derleyen yazarlar
Diener HC, Wilkinson M, editors. Drug-induced
headache. New York, Springer-Verlag 1989.
20. Yazar ve basımcı olarak düzenleme
Virginia Law Foundation. The medical and legal
implications of AIDS Charlottseville: Type Foundation 1987.
21. Bir kitabın bölümü
Weinstein I, Swarts MN. Pathologic properties of
invading microorganisms. In Sodeman WA editors. Pathologic physiology. Mechanism of
disease Philadelphia: Saunders, 1974, 457-72.
22. Konferans bildirileri
Vivian VL, editor. Child abuse and neglect: A
medical community response Proceding of the first JAMA National Conference on Child
and Negleer, 1984, Mar 30-31 Chicago American Medical Association, 1985.
23. Konferans notları
Harley NH. Comparing radon daughter dosimetrik and
risk models. In: Gammage RB. Kaye SV, edidors. Indoor air and human healt. Procedings of
the Seventh Life Sciences Symposium. 1884 Oct 29-31 Knoxville (TN). Chestea (MI) Lewis,
1985: 69-78.
24. Bilimsel ve teknik rapor
Akutsu T. Total heart replacement device Bethesda
(MP: National Institutes of Health National Hear and Lung Institute; 1974 Apr. Report No.
NIH-NHLI-69-2185-4.
25. Tez
Youssef NM, School adjustment of children with
congenital heart disease (dissertation) Pitsburg (PA): Univ of Pittsburg 1988.
26. Patent
Harred JF, Knigt AR, Meintyre JS, Invertors, Dow
Chemical Company, assignee Epoxidation process. US patient 3.654,317, 1972 Apr 4.
Diğer basılmış materyel
27. Gazete makalesi
Rensberger B. Specter B. CFCs may be destroyed by
natural process. The Washington Post 1989 Aug 7, Sept A: 2 (col 5).
28. Odyovizyel
AIDS epidemic the physician’s role
(videorecording). Cleveland (OH) Academy of Medicine of Cleveland 1987.
29. Bilgisayar arşivi
Renal system (computer program) MS-DOS version.
Edwardsville (KS): Medi-Sim, 1988.
30. Materyal
Toxic Substances Control Act: Hearing on S776 Before
the Subcomm. On the Environment of the Senate Comm. On Commeree, 94th Cong, Ist Sess, 343,
1975.
31. Harita
Scotiand (topographic map). Washington National
Geographic Society US. 1981.
32. İncil gibi kutsal kitaplar
Ruth 3:1-18 The Holy Bible. Authorised King James
version New York: Oxford Univ Press, 1972.
33. Sözlük ve benzeri kaynaklar
Ectasia Dorland’s illustrated medical dictionary,
27 th ed. Philadelphia: Saunders, 1988-527.
34. Klasik materyal yayınlanmamış materyal
The Winter’s Tale: Act S, sciene 1, lines 13-16
the complete works of William Shakespeare, London: Rex, 1973.
35. Baskıda
Lilywhite HB, Donald JA. Pulmonary blood flow
regulation in an aqratic snake. Science, in press.
Ek 2
İstatistik terimleri
Bağımsız grup: Bir grupta bulunan
deneğin diğer grupta bulunmamasıdır, her grupta farklı denekler vardır.
Bağımsız grup: Bir denek üzerinde
birden çok gözlem yapılması veya deneğin iki ayrı grupta yer almasıdır.
Parametrik test: Bir testte ortalama,
varyans, oran vb. gibi ölçüler kullanılıyorsa bu test parametrik bir testtir. Bu
testte ölçümle belirtilen karakterler vardır. Örneğin: uzunluk, ağırlık, Hb
miktarı, yaş, kolesterol miktarı, kopma basıncı vb.
Nonparametrik test: Ölçü yerine
sıralama, sayma, işaretleme gibi işlemlerin kullanıldığı testtir. Bu testte de
sayımla belirtilen karakterler kullanılır. Örneğin: saç rengi, cinsiyet, meslek,
iyileşme, prognoz (iyi veya kötü) mortalite vb.
Paramerik testlerde normal dağılım
gösteren veriler analiz edilir, nonparametrik testlerde ise nominal, ordinal ya da normal
dışı dağılım gösteren sayısal veriler değerlendirilir. Örnek; Hb: % 7.2 g
parametrik bir veridir, buna karşın “anemi” ise nonparametriktir. Bir testin
uygulanabilmesi için gerekli koşulların ne olduğu veya koşulların sağlanıp
sağlanamadığı bilinmiyorsa verilerin analizinde nonparametrik testler
kullanılmalıdır.
Ortalama (mean): X olarak gösterilir,
kümenin verilerinin aritmetik ortalamasıdır.
Ortanca (median): Veriler
büyüklüklerine göre sıralandığında bu sıranın ortasındaki veridir.
Range: En alt-en üst sınır
değerlerini belirtir.
Mod (mode): En çok elde edilen
değerdir, bir dizide en çok tekrarlanan sayı o dizinin mod’udur.
Standart sapma: S veya SD olarak
gösterilir, bir veriler grubunda ortalama değer çevresindeki dağılımdır.
Varyans: Standart sapmanın karesidir.
Standart hata-yanılgı (standard error):
SE olarak gösterilir, standart sapmanın, denek sayısının kareköküne bölünmesiyle
elde edilir, çalışma gruplarındaki ortalamaların karşılaştırıldıkları
grafiklerde kullanılır.
Normal dağılım eğrisi: Bir grubun
veya rastgele örnekleme ile oluşan kümenin verilerinin dağılımı eğri biçimidir,
simetrik veya çan şeklindedir. Eğer simetri bozulmuş ve tepe noktası sola kaymışsa
sağdan basık denir ve denekler ortalamadan daha küçük değerlerde toplanıyor
demektir. Tepe noktası sağa kaymışsa soldan basık eğridir, denekler ortalamadan daha
büyük değerlerde kümeleniyor demektir.
Sensitivite: Duyarlılık= gerçek
pozitiflik demektir. Örneğin: meme kanserinin varlığını gösterme oranı, o inceleme
yönteminin sensitivitesini gösterir.
Spesifite: Özgüllük=1-yalancı
pozitiflik demektir. Örneğin, mevcut patolojinin meme kanseri olmadığını
gösterebilme oranı, o inceleme yönteminin spesifitesini gösterir.
Tanısal bir testin sensitivite ve spesifitesi
arttıkça hastanın tanısındaki doğruluk derecesi de artar.
p değeri: Olasılık (probability)
düzeyini gösterir. p= 0.20 denildiği zaman, o olayın 100 ölçümde 20 kez
rastlantıya bağlı olarak çıkacağını ifade eder.
Güven sınırları (confidence internal):
Bir bulgunun istatistiki olarak anlamlı sayılması için en fazla % 5 yanılma ile
oluşması gerekir. Yani ölçümler % 95 güven aralığı içinde olmalıdır.
Önemlilik testleri: Elde edilen
değerlerin ya da varılan sonuçların istatistiksel olarak anlam taşıyıp
taşımadığını veya anlamlı olup olmadığını test etmek için başvurulan
yöntemlerdir. Bir testteki verilerin iki çeşit olabildiğini daha önce belirtmiştik;
ölçümle belirtilen, sayımla belirtilen veriler.
Student’s t testi: Bağımlı ya da
bağımsız iki veri grubunun ortalama değerleri arasında anlamlı fark olup
olmadığını saptayan parametrik bir testtir.
Mann-Whitney U testi ve Wilcoxon testi,
nonparametrik testler olup t testinin kullanıldığı yerlerde kullanılır. Ancak, denek
sayısı gruplarda 30’dan azsa veya denek sayısı yeterli fakat veri parametreleri test
varsayımlarını yerine getiremiyorsa, bu testlere başvurulur.
Ki kare (chi square) testi: Bağımsız
grup oranlarının karşılaştıılmasında en sık kullanılan testtir. Bu testte bir
nominal değişkenin (örneğin ilaç cinsi), diğer bir nominal değişkenle (örneğin
prognoz) ilişkili olup olmadığı araştırılır. Gözlenen ile beklenen veriler
arasında farkın anlamlı olup olmadığının belirlenmesi temeline dayanır. Bu testte
niteliksel veriler kullanılır; hasta sağlam, iyileşti, kötüleşti gibi. Başka bir
ifade ile, bu test, iki ya da daha çok grup arasında fark olup olmadığının, iki
değişken arasında bağ olup olmadığının saptanmasında kullanılır.
Fisher’s exact test: Beklenen
sayıların küçük olması halinde ki kare testi yerine kullanılır. Örneğin, aynı
hastalığa karşı değişik yöntem uygulandığında, iyileşmeyen veya komplikasyon
gelişen hastalarda beklenen frekans beşten aşağı ise, yöntemler arasındaki fark bu
test ile saptanabilir.
One-way ANOVA testi: İkiden çok
bağımsız grup verilerinin değerlendirilmesinde tek yönlü varyans analizi
kullanılır. Buradaki tek yön ifadesi, grupları birbirinden ayıran tek özellik
olduğu, ya da grupların tek değişkeninin değerleri ile ayrıldığı anlamına gelir.
Kruskal-Wallis tek yönlü varyans analizi:
ANOVA’nın nonparametrik karşılığıdır.
McNemar testi: Bağımlı grup
oranlarının karşılaştırılmasında kullanılır.
Regresyon analizi: Değişkenlerden
biri bilindiğinde, diğerinin değerini tahmin edebilmeye yarayan istatistiki analizdir.
Kaplan-Meier analizi: İzlem süresi ve
ölüm olasılıklarından yola çıkarak sağkalım tablosuna varan bir analizdir.
Kaynaklar
1. Alaçam E. Bilimsel Etkinlik ve Yayını, Derleme,
ANkara, TÜBİTAK Yayınları, 1995.
2. Cole AH, Bigelow KW, Tez Hazırlama El Kitabı,
İstanbul İnkılap Kitabevi, 1994.
3. Çelik F. Asistan Rehberi, İstanbul Bilim İlaç
Yayınları, 1995.
4. Day RA. Çeviri. Bilimsel Bir Makale Nasıl Yazılır
ve Yayımlanır? Ankara, TÜBİTAK Yayınları, 1994.
5. Hayran M, Özdemir O. Bilgisayar, İstatistik ve Tıp,
Ankara, Hekimler Yayın Birliği, 1996.
6. Knapp RG, Miller MC: Clinical Epidemiology and
Bioistatiscis, Baltimore, Williams Wilkins, 1992.
7. Sayek İ, Ağalar F. Klinik araştırma ilkeleri,
Türk J. Gastroenterol 1996; 7: 183-189.
8. International Committee of Medical Journal Editors.
Uniform requirements for manuscript submitted to biomedical journals. BMJ 1991; 302:
338-41.
|