harbiyem.sitemynet.com
MAIN PAGE
Ana Sayfa
Antakya
My City
İpekçilik
Silk Manufacture

The History of Silk
Photo Album
Daphne Soap
Şiirler
Duvar Yazıları
Otomobil
Öğrenilenler
Poems
Matematiksel Sevgi
İlginç Seri İlanlar
Chat Kuralları
Hayvanlar Alemi
Sanal Sevgilim
İlginç Mektup

MAIN PAGE
Ana Sayfa


Selam,

Harbiye (Daphne )

E-PROF

Harbiye, il merkezine 7 km. mesafede olup, Yayladağı ilçesi üzerinden Suriye ve dolayısıyla Ortadoğu'ya bağlayan E-91 karayolu üzerinde bulunmaktadır. Suriye hududuna 55 km mesafededir. Harbiye belediye teşkilatı Hatay'ın Anavatana katılış tarihi olan 1939 yılında kurulmuş bir beldedir.

Ayrıca Harbiye, tarihi Daphne olarak adını tüm dünyaya duyurmuştur. Yalnız Hatay'ın değil, belki de Güney Anadolu bölgemizin en şirin ve en seçkin yerlerinin başında gelmektedir. Konumu itibari ile Ortadoğu'yu Türkiye'ye bağlayan yol üstünde bulunduğundan bu ülkelerden gelen turistlerin hem uğrak yeri, aynı zamanda konaklama ve eğlence yeri olmakla birlikte bölgenin en güzel piknik yeridir. Her taraf yeşillik ve bol suları ile adeta cenneti andırır. Bir defa gelenin kolay kolay ayrılmayacağı ve tekrar gelmesi için güzellikleri ile ona davetiye sunar.

Her türlü sebze ve meyvelerin bol yetiştiği Harbiye, son yıllarda Ortadoğu ülkeleri olmak üzere gittikçe artan turist akınına uğramaktadır. Lokantaları, turistik otelleri, pansiyonları ve eğlence yerleri büyük bir gelişme göstermiştir. Çok sayıda aile tipi pansiyon mevcut olup, 2 tanesi işletme belgeli olmak üzere 5 adet oteli bulunmaktadır. Yaz aylarında otel ve pansiyonların haricinde halkın bir kısmı, yabancı turistlere evlerinin bir bölümünü kiraya vererek artan turist potansiyelini karşılamaya çalışmaktadır. Konaklama ve yeme-içme tesislerinin haricinde Harbiye şellaleler bölgesinde yazlık olarak yeşillikler ve çağlayanlar arasında yeme-içme tesisleri mevcuttur.

Harbiye el sanatları bakımından da adını tüm Türkiye'ye duyurmuştur. Heykelcilik bir hayli ileri durumdadır. Hakan Turizm Bakanlığının bir çok siparişleri buradan karşılanmaktadır. El tezgahlarında üretilen ipekçilik tüm Türkiye'de kabul görmüştür. Turistik eşya üretimi ve sap örmeciliği ile Türkiye çapında önemli bir pazara sahiptir.

Daphne (Harbiye) Efsanesi

Zeus'un oğlu Işık Tanrısı Apollon, ırmak kenarında genç ve güzel bir kız görür. Bu eşsiz güzelin adı Defne'dir. Apollon'un içinde arzular uyandırır. Onunla konuşmak ister. Fakat Defne, Işık Tanrısı'nın içinden geçenleri anlamıştır. Kaçmaya başlar. O kaçar, Apollon kovalar. Çapkın Tanrı bir taraftan kaçma seni seviyorum diye bağırır. Defne ise Tanrılarla sevişen kadınların başlarına neler geldiğini bildiği için korkuya kapılır ve kaçmaya devam eder. Apollon'a gelince, bu güzel periyi mutlaka yakalamak istemektedir. Aralarındaki mesafe gittikçe kısalır ve bir an gelir ki Defne, Apollon'un sıcak nefesini saçlarının arasında duyar. Artık kurtuluş imkanı kalmadığını anlayan Defne, birden durur ve ayağı ile toprağı kazıyarak şöyle bağırır:

-"Ey toprak ana, beni ört, beni sakla, beni koru".

Bu içten yalvarış üzerine Defne organlarının ağırlaştığını, odunlaştığını hisseder. Olgun göğsünü gri bir kabuk kaplar, kokulu saçları yapraklara dönüşür, kolları dallar halinde uzar, körpe ayakları kök olup toprağın derinliklerine dalar, bir defne ağacı oluverir.

Bu manzara karşısında şaşıran Apollon, Defne'nin ağaç oluşunu hayret ve üzüntü ile seyreder. Sonra da sarılır ve sert kabukları altında hala çarpmakta olan kalbinin sesini duyar ve şöyle seslenir:

-"Defne, bundan sonra sen, Apollon'unn kutsal ağacı olacaksın. O solmayan ve dökülmeyen yaprakların, başımın çelengi olacak. Değerli kahramanlar, savaşlarda zafere ulaşanlar, hep senin yapraklarınla alınlarını süsleyecekler. Şarkılarda, şiirlerde adımız yanyana geçecek".

Bu tatlı sözler üzerine Defne, dallarını eğerek Apollon'u saygı ile selamlar.

İşte bu öykünün geçtiği yer bugünkü Harbiye'dir.

Apollon teessür ve heyecan içinde o ağacı amblem olarak aldı ve parlak yapraklarından başına bir taç yaptı. İşte o zamandan beri şiir ve silah zaferi Defne dalı ile ödüllendirilir ve Defne'nin gözyaşları bugün hala Harbiye'de şelaleler meydana getiriyor.

Efsanelere göre bir dağ perisi olan Dafne (yani Türkçesi ile "defne") Eros'un attığı bir ok ile yaralanır. Bunun sonucunda aşık olma yeteneğini yitirir. Ama kader ağlarını örmüştür bir kere. O kimseye aşık olamaz ama Apollon ona aşık olur! Apollon günlerce Dafne'nin peşinden koşar durur. Bu imkansız aşka daha fazla dayanamayan tanrılar, Dafne'yi bir ağaca döndürür. Apollon da gelip bu ağacın bir dalını kırar ve başına taç yapar. İşte taa o zamanlardan beri hatunlar erkeklerin başının tacı olur! Öyle değil mi?

Harbiye bugün bir mesire yeri. Gerçekten bir doğa harikası. Yeşillikler içinde akan sular, şelaleler. Ama, gel gör ki, özellikle havaların iyi olduğu hafta sonlarında temizlikten bu kadar uzak bir Cennet parçası olamaz! Mangalını kapan, Harbiye'ye gidiyor. Kesif bir duman her yeri kaplıyor. Ortalıkta tek bir çöp tenekesi bile yok. Bunlar iki sene öncesinin gözlemleriydi, umarım düzelmiştir.

Ve Yemekler...

Antakya'nın özgün yapısı yemeklerine de yansımış. Farklı etnik ve dini yapılar Antakya'ya özgü bir yemek kültürünün oluşmasını sağlamış.

Uygun bir mevsimde Harbiye'de bulunan Hidro tesislerinde yöresel yemekleri tadmak tam anlamı ile bir keyif. Mekan aslında 70-80 yıl önce Fransızlar tarafından yapılmış olup 2004 yılında işletme sahibi sayın Yunus Öztürk tarafından ciddi bir restorasyondan geçirilip modernize edilerek çağın gereklerine uygun bir yapıya dönüştürülmüştür.

Sofraya önce humus, patlıcanlı ve acılı ezmeler ile bol limonlu yeşilliklerin yanında bir daha hiçbir yerde yeme fırsatı bulamayacağınız susamlı pideler geliyor. Daha sonra içli köftenin Harbiye'de yapılan türü olan "oruk" ile lahmacun sunuluyor. Arkasından ızgarada pişirilen tavuk ikram ediliyor. Perdeyi kapatan ise künefe. Hiç tartışmasız söyleyebilirim ki, Türkiye'de en iyi künefe Harbiye'de yapılıyor. O kendine özgü peynirin yanı sıra, saç teli inceliğindeki kadayıfı başka bir yerde bulmak mümkün değil. Mutlaka ve mutlaka tadılması gerekiyor!

Bir küçük not: Tavuk ve künefe tabakları o kadar büyük ki, iki kişi bir porsiyon ile rahat rahat doyar!


Bitirirken...

Antakya'dan 50-80 dolar karşılığı 1-2 günlük Halep gezisi yapmak da mümkün. Kentte bu turları düzenleyen firmalar bulunuyor.

Böylesine zengin bir yerleşim birimini bir-iki sayfa ile anlatmak mümkün değil. Mutlaka ve mutlaka birkaç günlüğüne de olsa yaşamak, sokakları teneffüs etmek, hatta benim gibi geceyarısı "kaybolmak" gerekli!!!

 

Daphne & Apollo

About the place I have been living in..
Harbiye (Daphne)

The ancient city is located 7 km away from Antakya city center and is a beautiful promenade place. This ancient city is the famous city of Daphne of the ancient ages. According to the legend, Apollo, son of Zeus and god of light sees a young and beautiful lady named Daphne and falls in love with her. The god wants to speak and tell her his love. But the afraid young Daphne starts to run away from the god. After a short chase, Daphne understands that she could not escape from the god. She prays "O mother earth, cover me, hide me, protect me". Then Daphne was transformed into a tree under the astonished looks of Apollo. After this event the victories of poetry and warfare starts to be awarded by the branch of the Daphne tree. Another rumor is that the waterfalls of Harbiye was formed from the tears of Daphne. The city of Daphne was famous with its waterfalls in Selevkos periods and was a worldwide famous promenade place. There were numerous mansions, temples and entertainment facilities. The arranged Olympic games at the stadium of the city was legendary. However severe earthquakes had destroyed this beautiful ancient city and there have been no visual structures or artworks left. Harbiye is now a famous and beautiful promenade place located at a plateau and also is an important district with the discovered and uncovered statues and touristic souvenirs. The natural silk clothing produced in the district with workbenches are highly demanded both in the country and abroad.

 The Love Story of Daphne & Apollo

The love story of Daphne & Apollo
In Greek Mythology

Daphne was a nymph in Artemis's group who, along with all other nymphs, made a vow of chastity. Her father was Peneus, a river god.
Apollo was the god of light, music, youthfulness, science, healing, and music. He was commonly seen with a lyre and skilled in the bow and arrow, much like his twin sister Artemis. Their parents were Zeus and Leta (a mortal woman).

Daphne was Apollo's first love, but it was caused by Eros's (Cupid's) arrrow. Apollo had insulted Eros, saying that he was better at the bow than he. So Eros sent two arrows, one with a blunt end tipped in lead that made people reject the first person they saw. The other arrow, a sharp one tipped in gold, made that person fall in love. With the lead arrow, he hit Daphne, and with the golden arrow, he hit Apollo. Now Apollo is aflame with love for Daphne and thus he pursues her. However, Daphne is disgusted by even his name, for she only wants to run free with the animals and has no need for marriage.
Apollo runs after Daphne, telling her to come back, and fears that she will fall and harm her faultless body. He says that he is a worthy lover since he is Zeus's son and says there is no herb that can cure his passion, even though he is god of medicine. But she flees and he keeps chasing her, and he is faster. She can feel his breath and knows he is getting closer so she prays to her father, a river-god, to tranform her shape into something less desirable. As she speaks, she is transformed into a laurel tree. However, Apollo still loves her, and clasps the tree as if it were her. Therefore, he names the laurel tree his and is now always seen with a crown of laurel leaves around his head, lyre, and quiver. All the Roman generals from henceforth wear laurel garlands when they celebrate victory. As Apollo declared this, the laurel nodded as if it agreed.

---excerpt from the myth

"So ran the god and girl, one swift in hope,
The other in terror, but he ran more swiftly,
Born on the wings of love, gave her no rest,
Shadowed her shoulder, breathed on her streaming hair.
"Her strength was gone, worn out by the long effort
Of the long flight; she was deathly pale, and seeing
The river of her father, cried 'O help me, dear father,
If there is any power in the rivers,
Change and destroy the body which has given
Too much delight!' And hardly had she finished,
When her limbs grew numb and heavy, her soft breasts
Were closed with delicate bark, her hair was leaves,
Her arms were branches, and her speedy feet
Rooted and held, and her head became a tree top,
Everything gone except her grace, her shining.
"Apollo loved her still. He placed his hand
Where he had hoped and felt the heart still beating
Under the bark; and he embraced the branches
As if they still were limbs, and kissed the wood,
And the wood shrank from his kisses, and the god
Exclaimed: 'Since you can never be my bride,
My tree at least you shall be! Let the laurel
Adorn, henceforth, my hair, my lyre, my quiver:
Let Roman victors, in the long procession,
Wear laurel wreaths for tryumph and ovation.
Beside Augustus' portals let the laurel
Guard and watch over the oak, and as my head
Is always youthful, let the laurels always
Be green and shining!' He said no more. The laurel,
Stirring, seemed to consent, to be saying Yes."
---from Ovid, Metamorphoses

Harbiye (Daphne):

Antakya-Yayladağı yolu üzerinde 7 km. uzaklıktadır. Seleukos ve Roma dönemlerinde çağlayanlarıyla tanınan dünyaca ünlü bir safiye yeri olan Defne çok sayıda köşkleri, tapınakları, eğlence yerleriyle ünlüydü ve stadyumunda düzenlenen olimpiyatların ihtişamı dillere destandı. Şiddetli depremlerle yok olan şehirden bugüne gözle görülür bir eser kalmamıştır. Harbiye bugün de çok ilgi gören bir mesire ve sayfiye yeridir. Aynı zamanda heykeller, ipek ve turistik eşya üretimi yönüyle de tanınır.
 

Mitolojide Defne

Birgün erkek güzelliğinin sembolü olan tanrı "Apollo", THESSALIA ırmağını çevreleyen ormanda gezerken orman ve superisi güzel "Daphne"yi görür ve kalbini ona kaptırır. Ancak ırmak tanrısı Peneus'un kızı Daphne kendini tanrı "Gaia"ya adamış ve bakire kalacağına söz vermiştir. "Daphne" Apolloyu farkedince uzaklaşmaya çalışır. Ancak Apollo tarafından yakalanacağını anlayınca babasından kendisini kurtarması için yardım ister. Kızını reddedemiyen baba onu oracıkta defne ağacı şekline dönüştürür. Yakışıklı tanrı Apollo, kendine defne ağacından bir taç yapar. O günden beridir eski İsparta'da krallar, kahramanlar, şairler, ressamlar ve artistler defne yapraklarından yapılmış taç giyerler
 

 

 

b.bahri.ozturk@teacher.com

Bana ulaşmak için yukarıdaki e-mail adresini kullanın