HacıAlinin Barositesi....................................................

---------------------*****MÜDAHALE DİLEKÇESİ*****----------------------------

RP davası üzerine Anayasa Mahkemesine verilen Hacı Ali Özhan dilekçesidir.

 
  1. MÜDAHALE NEDENLERİ
  • MÜDAHİLEN ON SAVUNMA
  • SONUÇ VE TALEP
  • ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
  •  

     

    ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

    ANKARA

    (Siyasi Parti Kapatma)................: SP.13 Hz. 1997/109

    Davaya Müdahale Eden ............: Hacı Ali Özhan ADRES........

    Davalı..............................................: Refah Partisi

    Müdahale Konusu.......................: Mağdur Sorumlu sıfatı ile Seçmen Vatandaş olarak davalı Parti yanında müdahaledir.

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Mahkemenizde açılmış bulunan Refah Partisinin kapatılması istemli davaya aşağıdaki neden, gerekçe ve taleplerimle -takdir Mahkemenizin olmakla- müdahale talebinde bulunuyorum.

    A- MÜDAHALE TALEBİMİN NEDENLERİ

    l-Bilindiği üzere, siyasi parti kapatma davaları kendine özgü bir ceza davası.. Anayasa Mahkeme'side bir ceza (dava mahkemesi) mahkemesi konumunda olup (SPK) Siyasi Partiler Kanunu 9B/1 ve 2949 sayılı Kanunun 33.maddeleri gsregi CMUK usul hükümlerinin uygulanacağı, kanunun amir hükmüdür.

    CMUK 365 vd.maddeleri gereği "suçtan zarar gören" her şahıs kamu davasına müdahale ederek Savcılığın kamusal iddia makamı yanında ferdi iddia makamını oluşturabilmektedir.

    Kanunumuzca, sarığın temsilcisi sıfatı ile vekil, koca ve kan-'ini temsilci müdafaa edebilmesine rağmen, ferdi müdafer makamında bulunmak ve sanığı desteklemek için ceza davasına katılmayı düzenie-nemiştir.

    Ancak, ceza mahkemesinde kamu davasına katılan, şahsi hak davasını açmışsa, bu davaya HUMK usulüne göre hukuk mahkemesi gibi bakılacağından, katılan, davalı olarak medeni sorumluyu göstermemi şse medeni sorumlu HUMK 53 maddesi gereği şahsi hak davasına müdahale edebilmektedir.

    2-CMUK'ta açıkça düzenlenmemiş olmasına rağmen, CUMK 53 Vd. maddelerindeki feri müdahaleye benzeyen "medeni sorumlu”, "ek ceza sorumlusu*' olarak tanımlanan şahısların, taraf yardımcılığı amacıyla "YARDIM KATILMASI" müdahale usulü Doktrinde kabul edilmektedir.

    Bu konudaki görüşünü Prof,Dr. Nurullah Kunter Muhakeme Hukuku dalı olarak Ceza Muhakemesi Hukuku isimli eserinde (Kazancı hukuk yayınları 8.Baskı) 225,294,306,307,308,309.sayfalarında belirtmis., isviçre'nin "bazı "kantonlarında sorumlu 3.kişiler sanıkla beraber olmak üzere davaya katılabildiklerini ve bu konuda CPPI (italyan Ceza Muhakemeleri Kanunu) 112, 123.maddelerini önermiştir.

    İş bu davada, müdahale dilekçem üzerine özel kanunlar ve CMÜK ta -uygulanacak hüküm bulunmadığında Anayasa Mahkeme'nizce yapılması gereken, ceza (dava mahkemesi) mahkemesi .sıfatı ile SPK'nu 121.maddesi yollamasıyle Medeni Kanun (MK) l. maddesince kendisini kanun koyucu yerine koyarak hüküm (kanun) boşluğunu doldurmaktır.

    CMUK’ taki bu boşluğun doldurulmasında kıyasen uygulanabilecek olan HUMK 53 maddesi feri müdahale usulü istisnai ve sınırlayıcı olmayıp benzer durumlarda uygulanabilecek bir hükümdür, (a.d. g.e. s,538)

    3-Anayasa, Temel haklar kısmı 4.bölümünde., bütün vatandaşlara seçme, seçilme, bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma, siyasi parti kurma, usulüne göre siyasi partilere girme hakkını temel hak olarak vermiştir.

    Bu nedenle, seçmen vatandaş olarak, davalı siyasi partinin kapatılması Anayasal temel haklarımın kullanımını azaltıcı olacağından tarafımı ilgilendirmekte ve mağdur etmektedir.

    Kapatma kararı ile, davalı parti yönünden temel anayasal haklarımı kullanamaz olacağım nedeniyle, mağduriyetimi gidermek amaçlı iş bu müdahale dilekçemi seçmen vatandaş sıfatı ile veriyorum.

    Mahkemenizce, davalı parti üyesi bulunmadığımdan seçmen vatandaş -sıfatı ile mağdur olmadığım veya zayıf ilgili bulunduğum nedeniyle müdahale talebim reddedilirse, davalı partiye üye başvurusunda bulunarak müdahale talebimi yenileyeceğimi belirtirim.

    Seçmen vatandaş veya davalı parti üyesi sıfatı ile müdahale talebimin reddi halinde, davalı partinin genel merkez ve taşra örgütü yönetim kurulu üye ve başkanlarının müdahalede bulunup bulunamayacaklarının tesbitini talep ediyor, davalı partice kabulü halinde bu sıfatı kazanarak Mahkemenize müdahale talebinde bulunacağımı tekraren belirtirim.

    Mağduriyetimin tesbiti ve müdahalede bulunabileceğimin kabulü halinde, seçmenler ve davalı parti üye ve yöneticilerince Mahkemenize ve yargılama usulüne büyük bir pratik güçlük getireceği nedeniyle talebimin reddi, hukuka -ve genel kabul görmüş ilkelerine aykırı olacaktır.

    Anayasa'nın 36,74.maddeleri temelinde, hukukun genel ilkeleri, hakkaniyet, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi belgeleri ışığında, doktrinde ve uygar ülkelerde olduğu üzere müdahale talebimin kabul edileceği inancındayım.

    MÜDAHÎLEN ÖN SAVUNMADIR :

    1-Bir siyasi parti kapatma davasında asıl olan siyasi partinin amacının mevzuata aykırılığı olup, bir cümlenin aykırılığı olmamalı sübjektif yorum yapılmalıdır. İddianamede, partinin ve temsile yetkililerinin asıl amaçının ne olduğu dikkate alınmadan yetkili ve yetkisiz üyelerce basına yansıyan şekliyle yıllar öncesine ait münferit konuşmalar esas alınmıştır.

    Bu konuşmaların yapılıp, yapılmadığı hangi amaçla ne ortamda yapıldığı, kasıtlarının ne olduğu Başsavcılıkça incelenmemiş aleyhe olan cümleler derlenerek iş bu dava açılmıştır.

    CMUK hükümleri gereği, Başsavcılıkça lehe ve aleyhe bütün delilleri toplayıp, parti çoğunluğunun asıl amacının tesbiti ve mümkün, olabileçeği kadar çok sayıda konuşma ve delilleri inceleyerek gerçeği ' ortaya çıkarmalı ve sonucuna göre "bu davanın açılması gerekirdi..

    iddianamede belirtilen bir kısım üyelerin görüşleri dışında -düşünceleri olan üye, milletvekili ve yöneticilerinin görüşleri partilerinin kapatılması davasında daha az önemli olamaz.

    Kaldı ki, büyük bir kitle partisinde değişik şekilde düşünenler olabileceği gibi yasaklı düşünceleri savunanlarıda parti disiplini ile engellemek mümkün olamayabilir. SPK 101/d maddesince, son 2 yıl içindeki 4.kısım yasaklarına aykırı fiilleri işleyen üyelerin Başsavcılıkça partiden ihracı uyarısı ön şart olarak düzenlenmesine rağmen böyle bir uyarı yapılmadığı halde bir kısım üyeler ihraç edilmiştir.

    CMUK amir hükmü gereği lehe ve aleyhe "bütün delilleriyle gerçeğin ortaya çıkarılması için davalı parti milletvekilleri ile davalı parti il başkanlarından lehe delillerinin istenilmesi ve mümkün- sede dinlenilmeleri Mahkemeniz kararının doğruluğu, objektifliği açısından faydalı olacak, bunun sonucunda Mahkemenizce şüphe kesin kana-ata dönüşmediği sürece CMUK'un "şüphe sanık lehine uygulanır" ilkesince davanın reddi gerekecektir.

    2-İddianamede sayın Erbakan'a ait olduğu belirtilen 23.3.993 tarihli TBMM Başkanlığındaki konuşma, tamamen anayasa ve kanunlar çerçevesinde anayasa dışı görüş açıklama olup SPK.nun 4.kısım yasaklarına aykırılık yoktur. Görüşleri doğrultusunda kanunlarda değişiklik önerisi içermektedir. Bu görüşün, laik devlet düzenini eylemli olarak ortadan kaldıracak nitelikte yorumlanması mümkün değildir »Bu konuda sn. Hüsamettin Çindorukun dinlenilmesi gerektiği kanısındayım.

    Sn. Erbakanın 13.4,994 tarihli meclis grubundaki konuşmasının bütünlüğü içerisinde asıl amacının mutlaka iktidara gelecekleri inancında olduğunu, "..Türkiye'nin şu anda bir şeye karar vermesi lazım. ....altmış milyon buna karar verecek.." cümleleri ilede millet olarak -seçimlerde- karar verileceğini belirtilmektedir. Refah Partisi siyasi görüşünde olmadığı halde, objektif olarak Sn. Erbakanın asıl -amacının bu olduğuna inanıyor, bir kısım kelimelere maksadını aşar vurgular yaparak yanlış .anlamaya neden olduğunu düşünüyorum.

    Sn.Güven Erkaya tarafından 28.2.1997 tarihli KGK. toplantısında okunan konuşma metninin kaynağı olan Sivas sıcak-çermik ilçesi eğitim seminerini düzenleyen tertip komitesi, ilçe yönetim kurulu üyeleriyle ilgili ve bilgili olanlar tesbit edilerek haberi yapan basın mensuplarıda dahil dinlenerek bu konudaki delillerin doğruluğu araştırılmalıdır.

    Bir Başbakan'ın görevi ve toplumun "bir gerçeği gereği her kesimle görüşmesi doğal olup misafirlerinin kıyafetlerine karışamaya-çağı görgü kuralları usulüdür.

    Davalı partinin iktidar gibi en güçlü konuma, istediğini yapabilme imkanına eriştikten sonraki faaliyetleri sanıyorum gerçek amacın ne olduğu yorumunda ölçüt olabilir. Davalı Parti 1996/1997 doneminde iktidarda bulunmuş olmasına rağmen, Başsavcılıkça bu döneme ilişkin iddialar tali olup, muhalefet yıllarına ait 1993/1994 tarihli -V konuşmalardan bir kaç tanesinin iddianame konularak davanın açılması l yıllık iktidar döneminde Başsavcının iddialarını taşımadığını göstermektedir.

    iktidardaki bir partinin kapatılma davasında asıl Önemli olan, hiçbir yoruma gerek olunmayacak iş yapma döneminin, iktidar faaliyetleri olmalıdır, iktidardaki bir partiye, muhalefet döneminin T nedenleri ile dava açmaya hukuki ve iyiniyetli gerekçeler bulmak zordur.

    Esasında, Cumhuriyet Başsavcılığı makamı süreklilik göstermesine rağmen, Sn.Başsavcı Vural Savaş'ın göreve başlamasından önceki olayları dayanak yaparak iş bu davayı açması, önceki başsavcı Haluk Yardımcının dönemi ve takdirine giren konulara-başlatılmış ve bitirilememiş soruşturma yoksa- müdahale niteliği taşıdığı gibi "bir anlamda " dönemin Başsavcısınca suç olmadığı takdiri yeniden takdir edilmiş demektir. CMUK' daki takipsizlik hükümlerini burada hatırlatmak isterim. Bu konuda Sn. Başsavcı Haluk Yardımcının dinlenilmesi zorunluluğu doğmaktadır.

    3-îddianamenin, Anayasamıza göre laiklik başlıklı bölümü ile deliller kısmının 8.maddesinde, Başsavcılıkça laiklik ve din eğitiminin ne olduğu hakkındaki değişik ülkelerden örneklerle anlatılmaktadır.

    Refah Partisinin görüşlerinin, bu görüşlerden farklı olduğu hatta diğer partilerinde farklı olduğu kolayca görülecektir. Öyleki, Başsavcılığın imam hatipler konusundaki görüşüne göre ihtiyaçtan fazla imâm hatip okullarını açan siyasi partiler sırf bu nedenle kapatılabilir olmaktadır. Bu partiler içinde böyle bir dava açılmış değildir.

    MGK. kararları tavsiye kararları olup, hükümeti bağlamamakta muhalefetteki bir siyasi partiyi ise doğrudan ilgilendirmemektedir.

    laikliği benimsediğini söyleyen-yorum farkıyla- laikliğe aykırı eylemi olmayan, laikliğe açık ve kesin olarak karşı gelmeyen bir siyasi partinin, laikliğe aykırı olduğu zorlama yorumuyle kapatılması CMUK'un amir hükümlerine, hukuka, hakkaniyete ve ülke gerçeklerine uygun düşmeyecektir kanısındayım.

    4-İddianamede dayanılan Anayasa'nın 68, 69.maddelerinin uygulanabilmesi için, Mahkemece "bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir "V odak haline geldiğinin" tesbiti gerekmektedir.

    Odak; merkez,kaynak anlamı taşıyıp aykırı fiiller yoğun ve sürekli bir şekilde davalı parti genel merkezinden kaynaklanmalı ve bu L, fiillerin işlenmesi merkez organlarınca amaçlanmalı, somut hareketlerle yönlendirilmiş ve desteklenmiş olmalıdır.

    Aykırı fiiller hakkında ceza mahkemesi kararları, Başsavcılıkça çıkarma ve organlara el çektirme kararları sürekli bir şekilde \ tesbit edilmiş, partinin bütününü kopsar nitelik ve yoğunlukta olmalıdır. Büyük bir kitle partisinin disiplin hükümleri ile denetim zorlukları bir yana, iktidar gibi en güçlü konuma gelmiş istediğini yapma şansını ele geçirmiş bir partinin l yıla yakın iktidar faaliye- L, tinden; iddianamede, tarikat şehlerinin Başbakanlık'ta yemeğe davet edilmesinden başka bir vakıa yoktur. Bir kısım milletvekillerinin seçimden önceki 3-4 yıl öncesi konuşmaları ile Sn.Erbakan'ın 1991 yılında Sivasta yaptığı' iddia edilen konuşmalar, sansasyonel yönü ağır ba-

    sına yansıyan şekliyle derlenerek,iddianamede; odak haline geldiği iddiasıyla bir partinin kapatılmasını istemek için yetersiz ve zayıf kalmaktan da öteye bu nedensellik bağı ile kapatılmayacak parti yok gibidir. Odak olma kavramı tartışmalı, kuşkuya yer vermeyecek kadar açık ağır, ciddi ve partinin bütününü kapsayacak yoğunlukta olmalıdır. Ayrıca konuşmalarında dışında subuta ermiş delillerle somut, tartışmasız \ kesin hükümlere dayanmalıdır. Anayasa koyucunun amacı budur.

    5-Davalı parti Gn.Baş.Yrd. sn,Ahmet Tekdal'ın 24.11.1996 tarihli konuşmasında hak nizamı için partisinin desteklenmesini propaganda etmektedir. Konuşmanın içeriği ve bütünlüğünde kanuna aykırılık yoktur.

    Sn. Şevket Kazanin birey veya Adalet Bakanı olarak partili bir Belediye Başkanının tutuklanmasında, cezaevinde ziyaret etmesi Mahkeme kararını protesto şeklinde değerlendirilmesi tek açılı, önyargılı bir yorumdur.

    Sn. Şükrü Karatepe'nin konuşması üzerine, Kayseri Devlet Güvenlik Başsavcılığınca soruşturma başlatılmış, Bilirkişilerce hazırlanan ve suç unsuruna rastlanılmayan raporları Başsavcılıkça benimsenerek takipsizlik kararı verilmiştir. Bu karardan basın organları bilirkişilere hakaret derecesinde sıkça bahsetmiş olup Başsavcının duyumu dışında olamaz. Başsavcı, iddianamesinde davalı parti lehine yorumlanabilecek Devlet Güvenlik Başsavcılığı takipsizlik kararından bahsetmemesine rağmen, iddianamenin 6/B işaretli yerinde bir konuşmanın bilirkişice Savcılık ve Mahkeme kararı olmayan-suç unsuru- bulan raporundan genişçe bahsetmiştir.

    Öğretim kurumlarında, başörtüsü ile bulunmanın Mahkemenizce laikliğe aykırılık tesbitine rağmen, davalı partinin mahkeme gibi düşünme, yorumlama zorunluluğu yoktur. Ancak, mahkeme kararlarına uymak: zorundadır. Bu konudaki karşı düşüncelerin açıklanması, bu konu da yasa değişikliği amaçlı yasal toplantı ve eylem düzenlemeleri anayasal düşünce ve örgütlenme özgürlüğüdür. Bu konudaki eylemler yaygın olmakla beraber konuşma ve düşünce açıklamanın dışına çıkılmamıştır.

    Kaldıki, davalı partinin l yıllık iktidar döneminde bile halkı fışkırtıcı, suç olacak nitelikte eylemleri bulunmamasına rağmen, bu nedenle laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği iddiası anlaşılmaktan uzak olup, Başsavcılıkça düşünce açıklamak, propaganda ve örgütlenme hakkı ile suç unsurlu eylem karıştırılmıştır.

    laiklik ilkesi, dinin devlet işlerine karışmaması olduğu kadar, devletinde din işlerine karışmamasıdır. İddianamedeki Laiklik ilkesinin unsurlarının -c- bölümünde, gereklerinin temel olarak özgürlüğü, ancak; istisnai olarak sınırlanmasından, sömürülmese-sinden bahsetmektedir- Dolayısı ile, din1e bu istisnanın dışındaki bir müdahalede Laikliğe aykırıdır.

    Şahsen, laik olmam ve türban giyilmesi -taraftarı olmadığım halde, buna inanan insanların inancı gereği davranması da dürüst, erdemli insanlardan beklenilebilecek bir davranış olarak yaşaması ve karşılıklı- saygı hakları içerisin de her iki kesimin yaşaması toplumsal barış için zorunludur. Sorun inandığı gibi yaşamak isteyen insana Devletin laikliğe aykırı anlayışı ile müdahalesinin kaynaklandığı inancında olup, davalı partiyi de bu görüşler içerisinde görerek yorumladığımızda Başsavcı gibi düşünme olanağı kalmamaktadır.

    6-Bu davada, sayın Erbakan Anayasa'nın 148.maddesince mutlaka dinlenilecektir.

    Sn,.Ahmet Tekdal, Sn.Şevket Kazan, Sn,Haluk Yardımcı, Sn. Deniz Erkaya, Sn.Hüsamettin Çindoruk., ile milletvekilleri Sn.Halil ibrahim Çelik, Sn. Hasan Hüseyin Ceylan, Sn. Şevki Yılmaz, Sn. Memduh Büyükkılıç ve Belediye Başkanı Sn.Şükrü Karatepe'nin iddianamede isimlerinin geçmesi ve konu hakkında ilgili ve bilgili olmaları nedeniyle CMUK'un amir hükümleri gereği zorunluluk vardır.

    Yine Sivas'ın sıcak-çermik ilçesindeki eğitim seminerini düzenleyen tertip komitesinin veya ilçe yönetim kurulunun ve başkanı ile Dalaman ilçesi eski başkanı Sn.Süleyman Akbulut ile yeni başkan Sn Ömer Halit Malatya 'linin ve bunları haber yapan (iddianame ek-2 dedir) basın mensupları ile iddianamede basında yer aldığı gösterilen haberleri yapan basın mensuplarının da dinlenilmelerinde ceza mahkemesi-dava mahkemesi-sıfatı nedeniyle CMUK' un amir hükümleri gereği zorunluluk vardır.

    RP'li milletvekilleri ile îl Başkanlarının tamamının dinlenilmesi-2949 sk.30,33.maddeleri ile SPK' nun 98 maddesince ilgili re "bilgili olma sıfatları nedeniyle- lehe delillerin toplanması ve gerçeğin ortaya çıkarılmasında takdir Mahkemenizin olmakla beraber mutlak fayda olacaktır.

    Aksi halde, basın organlarında yayımlanan haberler ve haber şekilleri ile adalet dağıtmak kuşkusu altında kalınacaktır.

    Kamuoyuna mal olmuş hir partinin, aykırılık halinin takdirinde milletin görüşünün ne olduğu gerçeği de araştırılmaya değer olduğundan, Mahkeme kararınızın kesin olması da dikkate alınarak davanın uzayabileçeği ihtimaline karşın adalet aceleye getirilmemeli, zamana adalet feda edilmemelidir. Davalı partinin ülkemizin en büyük partisi olması, iktidarda bulunmuş olması, milyonlarca üyesi bulunması nedenleri ile Mahkeme kararınızın etkisi de düşünüldüğünde, siyasi parti kapatma davalarının kendine özgü istisnai bir ceza davası olma özelliği de dikkate alınarak, demokrasimiz açısından yukarıda ismi geçenlerin bu ve resen nedenlerle dinlenilmelerini talep ediyor, yalnızca bir süre gecikmeye neden olacak bu usul işlemlerinin kabul edileceği inancını taşıyorum.

    Bu talebimin kabulü ile, duruşmanın taraflara güven veren benzeri bir fayda oluşacak, hem de adalet dağıtımının millet tarafından kontrolünü sağlamış görülmesiyle demokrasiye uygun olacaktır.

    7-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ne kadar hukuk içinde kaldığına inanırsa inansın, gerçekte hukuk içinde kalsa bile kamuoyunda; Yalnızca Başsavcıca açılabilen bu dava nedeniyle davranış ve konuşmalarından siyasi saikleri ile hareket ettiği kanısı mevcuttur. Başsavcının- gensorun un reddedildiği günün ertesi günü tesadüf olsa bile basın toplantısı ile iş bu davayı açması, konuşmasının sonunda "böyle bir davaya yardımcı olanlardan allah razı olsun" mealindeki beyanı ile iddianamenin basında yer almasını dileyerek RP'nin içyüzünü milletin görmesini İstemesi,herkesçe hukuki bulunamayacaktır.

    Yine, davalı partice verilen 215 sayfalık ön savunmanın okunmadan , önceden hazırlanan 80 .sayfalık görüşün ertesi günü mahkemeye verilmesi ve görüşünün sonunda davalı partinin kapatılması kararı ile Mahkemenin en şerefli hizmet yapmış olacağını belirtmesi, yargılamada takdir edilecek hızlılık prensibinin dışında iddia makamının ön yargısı gösterdiği kanısındayım. Bunların sebebi olmasına rağmen, usulde savcılığın reddi mümkün olmadığından ınahkemenizce takdiri yapılacaktır.

    Anayasa Mahkemesi Başkanı Sn. Yekta Güngör Özden'in laiklik ve Atatürk hakkındaki görüşleri, davalı partinin görüşleriyle uyuşmadığı gibi "tam tersi olduğu kamuoyunca yakından 111 inmektedir. Davanın, Sayın Başkanın dava tarihinden önceki basında sıkça yer alan görüşleri ile ilgili konu -Laiklik ve Atatürk- nedeniyle açılmış olması Sn. Başkanın tarafsızlığından kuşku duymamakla beraber, gerçekte Sn.Başkancada tarafsız olunabileceğine rağmen, kamuouyunda tarafsız olamayabileceği tarafsızlığını koruyamayacağı kuşkusu vardır.

    RP'nin yetkili -temsilcilerine izafeten basında yer alan sn. Başkanın reddi istenecek haberleri, davanın açıldığı günlerde sn.Başkanın emeklilik tarihinin tartışılması bu kuşkudan kaylanmakta dır. Bu durumun karara gölge düşürecek önemde olması, yargılamada hakkaniyete uygun davranılmadığı şüphesini dahi uyandırmamak gerektiğinden (a.g-.e. s.330,337) Sn. Başkanın gerçekte tarafsız olmasının, yetmeyeceği, kamuoyunca ve özelliklede davalı parti yönetimi, üye ve seçmenlerince tarafsız olacağına inanılması gerekir.

    Sn.Başkanın dava boyunca konuşmama hassasiyetine rağmen, yukarıdaki nedenle 2949 sk'nun 49, 46/5 maddesi gereği davadan çekilmesinin takdir Başkanımızın olmakla beraber-uygun olacağı kanısındayım.

    8-Demokrasilerde siyasi partilerin kapatılmamaları görüşü yanında, dava konusu fiilin anayasanın herhangi bir hükmüne aykırılık ile siyasi parti yasaklarına aykırılık hali "birbirinden önemle ayırılmalıdır. Bir siyasi parti demokrasinin işlemesindeki rolü gereği anayasa dışı bir talebi, hatta anayasaya aykırı bir talebi de savunabilmeli, kanunlarda belirtilmemiş bir hakkı, yanlış sanılanları savunma hakkı olmalı ve doğruya millet karar vermelidir. Anayasa çerçevesinde, anayasa kadar düşünmek fiilen zaten mümkün olmadığı gibi, anayasanın değiştirilemez ilk 4 maddesi dışındaki hükümlerinin değiştirilebileceği hükmüne de aykırıdır.

    Bir siyasi partinin eleştiri ve yorumları ile sisteme zenginlik verdiği, siyasi partilerin kapatılarak fikir gerçeğinin yok edilemediği yaşadığımız olayların bir gerçeği olup, seçmenlerce oy verilmeyerek cezalandırılmanın .dışında bir müeyyidenin demokrasi ile ne kadar bağdaştığı ciddi bir tartışma konusudur.

    Yargı kuvvetinin kaynağı Anayasanın 9 .maddesince turk milleti adına karar vermektedir. Siyasi partilerin kapatılma davalarında millet adına mahkemeniz değil, bizzat milletin seçimlerde karar vermesi oy vermeyerek demokrasiye daha uygun olacaktır.

    Kuşkusuz özgürlükler sınırsız değildir. Ancak, çok önemli ve can alıcı olan sınırlandırmanın sınırlanmasıdır. Siyasi Partinin temel yaşam hakkına aykırı kapatılma kararı hakkın özü: ile bütününü yok etmektedir. Bu nedenle siyasi partilere sınırsız özgürlük verilmeli demokrasinin havası, suyu gibi özdeşi olan bu kurumlar istisnasız, mutlak anlamda kapatılmamalı, vazgeçilmez unsur özellikleri korunmalıdır. Refah Partisi, kendisinden önceki 28 siyasi parti hakkındaki kapatma davasında 14 siyasi parti kapatıldı, 9 dava reddedildi, 5 davada hukuki varlığın sona ermesi kararı verilmiştir. Demokrasilerde siyasi partiler kapatılmamalı" görüşünü kamuoyuna açıklamamış olmasına rağmen----- tarafımca rastlanılmamıştır.----- bugün isabetli olarak belirtmektedir.

    Mahkememizce, bir çok kararınızdaki belirtildiği üzere, anayasanın "bütünü, asıl amacı, hukukun genel ilkeleri, hakkaniyet, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi belgeleri ile Anayasanın "..dünya milletler ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak ... çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma yönünde.." başlangıcındaki amaçlara uygun yorumlar yapılacağı kanısındayım.

    Sonuç ve Talep.......: Öncelikle yukarıdaki nedenler ve Mahkemenizce gözönüne alınacak nedenlerle, müdahale dilekçemin davacı ve davalıya tebliği ile görüşlerinin alınmasından .sonra;

    -Mağdur (Medeni) sorumlu sıfatı ile seçmen vatandaş olarak davalı yanında "yardım katılması" olarak MÜDAHALE TALEBİMİN KABÜLÜNÜ,

    -Kabul edilmediğinde, davalı parti yanında ek ceza sorumlusu sıfatı ile RP'li üye ve yöneticilerinin müdahalelerinin mümkün olup olmadığının tesbitini,

    -Kabul edilmediğinde, Siyasi Parti Kapatma davalarına müdahale usul ve şartlarının tesbitini,

    Müdahale talebimin kabulünden sonra;

    1-Sn. Genel Başkan Necmettin Erbakan' dan sonra olmak ve karar görüşmesinden önce olmak şartıyle;.-a-Ahmet Tekdal, b-Şevket Kazan, c-Haluk Yardımcı, d-Deniz Erkaya, e-Hüsamettin Çindoruk, f-Halil İbrahim Çelik, g-Hasan Hüseyin Ceylan, h-Şevki Yılmaz, ı-Memduh büyükkılıç i-Şükrü Karatepe ’nin CMUK’ un amir hükümleri gereği dinlenilmesi,

    2-Sivas sıçak-çermik ilçesi eğitim semineri tertip komitesi üyeleri ile ilçe yönetim kurulu üyeleri ve Dalaman ilçesi eski başkanı Süleyman Akbulut ile yeni başkanı Ömer Halit Malatya'linin ve iddianamedeki basında yer aldığı söylenen, eklerinde bulunan haberleri yapan basın mensuplarının tesbiti ile dinlenilmeleri-CMUK' un amir hükümleri gereği,

    3-RP'li milletvekilleri ile il başkanlarının tamamının Mahkeme 'nizce belirlenecek bir usulle CMUK'un sanık lehine yorum, leh ve aleyhe delil toplama, gerçeği arama ilkesi gereği ve 2949 sk. 30,33.maddeleri ile SPK 'nun 98 maddesi gereği ilgili ve bilgili olma sıfatları nedeniyle takdir mahkemenizin olmakla beraber dinlenmelerini.

    4-Son savunma hakkımı saklı tutar demokrasi anlayışım gereği davalı Refah Partisi hakkında açılan kapatılma davasının Reddini talep ederim.

    12.08.1997

    Hacı Ali Özhan

     

    ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

    Esas Sayısı : 1997/1 (Siyasi Parti-Kapatma)

    Karar Günü : 4.9.1997

    A- Davaya, kapatılması istenen siyasal parti yanında katılmak amacıyla başvuran Av. Hacı Ali özhan'ın isteminin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE,

    B- Karar örneğinin, başvurana tebliği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,

    4.9.1997 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

    Başkan Yekta Güngör ÖZDEN

    Başkanvekili Güven DÎNÇER

    Üye Ahmet N.SEZER

    Üye Samia AKBULUT

    Üye Haşim KILIÇ

    Üye Yalçın ACARGÜN

    Üye Sacit ADALI

    Üye Ali HÜNER

    Üye Lütfi F.TUNCEL

    Üye Mustafa YAKUPOĞLU

    Üye Fulya KANTARCIOĞLU

    Not: Anayasa mahkemesi kararı üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptığım başvuru halen inceleme aşamasındadır. HAÖ.

    hacialiozhan@mynet.com..............................ana sayfa