" TULLISTANBUL " Page
12 - 13 May, 2000 Adventures in Istanbul
By

BORAÇETİN®

Old Friends , Come Together

Bu Sayfadaki Tüm "ÖZEL FOTOĞRAFLAR" BORA CETIN'e ve JETHRO TULL Prod.'a Aittir
İzinsiz Kullanılması durumunda Yasal Yollara başvurulabilinir ! ........Teşekkürler

This Page's SPECIAL PHOTOS are From BORA CETIN's Camera /& Page Created By BORA CETIN
So ;This Photo's "COPYRIGHT" owner's are ; BORA CETIN and JETHRO TULL Prod.......Thanks

CRAZY FAN

Last Updated ; 01 January ( Ocak ) 2005, 19:10
Since 14 May 2000 TULLIAN Visitors

ARKADAŞLAR ! : Bu sayfa ;1970'den beri "CRAZY-FAN"I Olduğum >" JETHRO TULL "ın 13 Mayıs 2000 Tarihinde verdiği ISTANBUL Konseri için ; Uçaklarının Havaalanına indiği 12 Mayıs 2000 saat 15:40'dan - 14 Mayıs 2000 ,Londra'ya Uçtukları saat 09:00'a kadar yanlarından ayrılmadığım Grubum ile ilgili Tüm izlenimlerim ve arşivimden ( Her YEŞİL-MAVİ Link bir fotoğraf ) oluşturulmuştur.
B.Ç. 14/05/2000

FRIENDS ! : This page is Prepared by me ,about the Amazing ISTANBUL concert at ; 13 May 2000
My Experiences urged me to make this page to share this excitement with you . ( Every GREEN-BLUE Link is Photo ! )
This page is dedicated to >" JETHRO TULL "Of which I am still "Crazy Fan"
( 44 Years Old "Crazy Fan" from TURKEY / ISTANBUL )......B.Ç. 14/05/2000

Coming Soon in English
.......MUHTEŞEMDİ......!
JETHRO TULL 13 MAYIS 2000 ,ISTANBUL
...... RÜYA GİBİYDİ..... !
13 MAYIS 2000 ISTANBUL'DA


İZLENİMLERİM ;
My Impression's ( Every second with TULL );
Her şey Avrupa turnelerinin son ayağı olan 13 Mayıs 2000 "Sofya" konserinin iptal edilmesini duymamla başladı. Efsaneleri Ülkemize getirmeyi gelenek haline getiren,MAJOR Müziğin Sahibi Eyüb İblağ'dan Müjdeyi almıştım. Yine de Kesinlik kazanana kadar ,1 Mart Milliyet , ve Gazetem Cumhuriyet'te haberleri çıkıncaya ve hatta ,Afiş ve Biletlerbasılana kadar emin olamadım...............................
Bilet konusu önemli. Beni tanıyanlar çok iyi bilirler , 1991 yılında JETHRO biletleri (Daha doğrusu İstanbul Festivali biletleri ) satışa cıkacağı günün gecesini ATATÜRK Kültür Merkezi'nin bahçesinde " Sabahlayarak " geçirmiştim ve o gün 17 Mayıs 1991 ,yani benim 34. Doğumgünümdü. Buna rağmen 141.sıradan Jethro bileti bulabilmiş, ancak bilet satanlara rica edip ,durumun önemini anlatıp ayrıca C 2 sırasından 3 kişilik bilet alma ayrıcalığına ulaşmıştım.
Bu sefer işim daha kolay oldu , çünkü Majör'ü ve Eyüp beyi tanıyordum. Bana DEEP PURPLE konseri için'de çok güzel yer vermişti.
Biletler satışa çıkmadan Açıkhava'nın en güzel sıraları olan C 1 ve C 2 yi Tümüyle satın aldım ( 1.Sıra işyerindekiler için, 2.Sıra En yakınlar ve Dostlar için .......Tabiiki hediye değil ! )
Ticket to Istanbul

Bilet işini hallettikten sonra Majör'ün isteği doğrultusunda Konser öncesi tanıtım hazırlıkları için görsel malzeme isteklerine yardımcı oldum. Basın ve TV istasyonlarına dağıtılan JETHRO TULL tanıtım görsellerinde Benim 20 Years ve 25 Years J.T. Videolarım kullanıldı. ( Başkaları için pek önemli bir ayrıntı olmayabilir ....)
.......................................................
JETHRO’yu BEKLEMEK ....( Waiting For JETHRO )
Günler yaklaştıkça , Dokuz yıl önce yaşadığım şeyleri tekrara yaşamaya başlamıştım.
Öyle bir ruh durumuna giriyorumki, onları müthiş derecede Kıskanıyorum, kimse veya kimselerle paylaşmak istemiyorum. Tümü ile bana ait olmalarını , benim için çalmalarını istiyorum.
Hele 1991'de daha da kötü hissetmiştim bunu, eğer olanağım olsa onları kimse ile paylaşmayıp, tüm konser biletlerini satın almayı ve yanlızca bana çalmalarını bile düşlemiştim.
Çılgınca bir kıskançlık ve paylaşamama duygusu.... Ruhsal açıdan hiçde sağlıklı bir durum olmadığını biliyorum ve bu durumumu çok az kişinin anlayacağından eminim ama ne yapayım , ben böyleyim. ( Boşuna "Crazy Fan" olmadık )
.......................................................
12 Mayıs 2000 CUMA ;
Sonunda beklenen gün geldi çattı işte. TULL karşılama ekibi olarak sabah Major'de buluştuk ve son kontrolleri yapıp havaalanına doğru yola çıktık.
Müthiş derecede heyecanlıyız........
14:30 da inmesi gereken uçak , 45 dakika gecikme ile indi. Çıkış kapısındaki bekleyişimiz görülmeye değerdi, 1991'den kalma İmzalı "Bez Pankartı"da almıştım , bizden başka yakınlarını bekleyen genç görünümlü karşılamacıların eline tutuşturdum . Kameralar hazır , nefesler tutulmuştu. Kapıda gözüktüklerindebayılacak gibiydim.
Yorgun görünüyorlardı. Bekleyen araçlara doğru yürürken , biryandan çekim yapmaya çalışıyor biryandanda teker teker hoşgeldiniz diyor ve yenilere kendimi tanıtmaya , eskilere de hatırlatmaya çalışıyordum. Martin tanır gibi yaptı ama D. Perry beni hatırladı ve hatırımı sordu. Araçlara binen grup elemanları iki araç ve bir Security aracı ile birlikte hareket ettiler. Bizim ise kendi araçlarımızı alıp onlara yetişmemiz zor oldu.
Otele saat 17:00 civarında ulaştık, Crazy Fan olmanın bir bedeli olarak daha önce Majör’den istediğim ve bulunamayan Otel oda rezervasyonumu başka bir arkadaşıma rica ederek ayarlamıştım. 134 no’lu odam ,grupla aynı katta idi. Eşyalarımı odama bırakıp çıktığımda koridorda Martin’le karşılaştık ve merhabalaştık. Suratı çok bozuktu, bana odasını veya Oteli , yada başka birşeyi beğenmemiş gibi geldi, ancak daha sonra hemen düzeldi. ( Sonradan sorduğumda ; yolculuk sırasında midesinden çok çektiğini söyledi ) ( Belki’de kibarlığından......)
BASIN TOPLANTISI ( Press Meeting ) ;
Basın toplantısı biraz gecikme ile saat 18:00 e doğru başladı. Basın toplantısına yalnızca IAN ve MARTIN katıldı diğerleri istirahat ettiler. Toplantıdan önce gelen haberlerde, IAN ın soruların büyük bölümünün Martin’e sorulmasını istediği haberi geldi, hazırlıklar ona göre yapıldı ancak Martin’e yöneltilen sorulara bile IAN yanıt verdi ( ! ) . Sorulan soruların çoğu oldukça sıkıcı , saçma , ipe sapa gelmeyen ve yalnızca soru sormuş olmak için sorulan sorular gibi geldi bana. Üstelik tercüme işini üstlenen ve JT’den bihaber dostumuzun uzatılmış yorumları’da iyice ortamı bunalttı ve Sonunda ; iyiki bittibu basın toplantısı dedirtti.
Toplantı bitiminde TV8 adına söyleşi yapan sunucu , benim toplantıda sorduğum birinci soruyu tekrar sordu ;
( - " JETHRO TULL , 2001 Yılında Bitiyor'mu ? " - diye sormuştum, IAN'da ; - " Yok böyle birşey, 70'li yıllarda sormuşlardı bu soruyu, ben'de O zaman KUBRICK'in 2001 SPACE ODDESSEY filminden yola çıkarak ; 2001 yılını söylemiştim, Bu günlere bu kadar çabuk ulaşacağımızı düşünememişim " demiş ve eklemişti; - " Devam ediyoruz ! " ) Bu kez IAN , tüm Tullian'ların merakla beklediği çok ilginç bir yanıt verdi ; - " MARTIN Bırakana kadar devam ederiz ", sonrada MARTIN'e döndü ; - " Kendini nasıl hissediyorsun ? Devam mı " dedi, MARTIN 'de ; - " Kendimi çok iyi ve güçlü hissediyorum , şimdilik DEVAM " dedi.
Toplantı sonrası İmza ve Fotoğraf furyası başladı. Bir anda dikkatimi birşey çekti. O ana kadar farketmemiştim demekki ? IAN kimse ile Tokalaşmıyordu!. elini sıkmak için ellerini uzatanlara ,elini incittiğini öne sürerek sağ kolunun dirseğini uzatıyor,isteyen bu dirseği sikıyor,isteyende kendi dirseği ile tokuşturuyordu. Tabii ilk başta bunu çözemeyenler elleri boşta, derin derin IAN'ın kendilerine uzattığı " Dirseğine " bakakalıyorlardı !
( Basın Toplantısından ilginç sorular ve yanıtları yakında....! )
...................................
Basın Toplantısından sonra ; Canlı Yayın aracını özel olarak getiren ve terasta teşkilatını kuran CNN Türk Tv’ye IANcanlı röportaj verdi. ( CNN'i çok Severim dedi ). Ancak yayın sırasında IAN’ın mikrofonundaki aksaklık birtürlü giderilemedi ve konsantrasyonunu bozdu.
CNN röportajından sonra “Özel Akşam Yemeği”için grup odalarına çekilirken biz de terasta ilk yorgunluk viskilerimizi yudumladık.
JETHRO İLE AKŞAM YEMEĞİ ( Spc.Dinner with JETHRO );
Aynı gece; JETHRO TULL ile birlikte , Otel Roof’unda " Çok Özel Bir Akşam Yemeği "; Yedik.
Yemeğin çok özel olmasının nedeni ; Rüyalarımın Efsanevi gurubu ile ve yanlızca 4 seçkin konukla birlikte bu yemeği paylaşmamdı. Yanlızca bir ağırlama yemeği olmanın çok ötesinde bir ortamdı, JETHRO TULL üyelerinin hepsi çok canayakın ve mütevazi insanlar. O kadar yorgun olmalarına ve yemeklerinin çoktan bitmesine rağmen ortamı terk etmediler.
Dinner With JETHRO TULL 12 MAY 2000 ,ISTANBUL

Toplam olarak ; rehberlerimizle birlikte 11 kişi idik. Yaklaşık 2 saat süren yemekte ; birçok konuda sohbet imkanı bulundu. Masada klasik Türk mezeleri vardı ; Kısır-Çerkez tavuğu-Yaprak dolma-Patlıcan salatası-Humus gibi mezelere ilgi gösterdiler. İlk başta D.Perry'nin yanında oturuyordum. Önümüzde ne varsa silip süpürdü ,İçecek olarak Soda içti, Martin Beyaz Şarap ve Portakal Suyu içti ,Ian ve Andy Bira içtiler, Jonathan ise biraz karıştırdı, son gördüğümde portakal suyuna Votka istiyordu. Ana yemeklerin ısmarlanmasına sıra gelince IAN ,MARTIN ve DOANE daha önceki Istanbul ziyaretlerinden edindikleri deneyim doğrultusunda siparişler verdiler. IAN ; Hünkarbeğendi , D.PERRY ; yine patlıcan ezmeli dilimlenmiş söğüş dana eti , MARTIN ise yine patlıcan ezmeli bir et yemeği yedi. JONATHAN Kalkan balığını , ANDY ise karışık ızgarayı tercih ettiler.
Yemek boyunca ( Daha doğrusu IAN masada iken ) Sigara İçilmedi. IAN sigarayı bırakalı 18 yıl olmuş. ( Benim'de 14 yıl olduğunu söyledim ) Sigara düşmanlığı üzerine "biz"sohbete başlayınca kimsede sigara içecek cesaret kalmadı. MARTIN ve DOANE zaten içmiyorlar. ( ANDY ve JONATHAN ise, ancak IAN masadan kalktıktan sonra sigaralarını yakabildiler.)
Yemek sırasında içkiden ve yemekten söz açılınca , IAN'ın yemeğe ve Acı'ya düşkünlüğü gündeme geldi. Mutfağa girmediğini ancak İngiliz televizyonunda yeni hazırlanan " Ünlüler ve Mutfakları " gibi bir program için önümüzdeki hafta ( Mayıs'ın son haftası )evinin mutfağında bir yemek pişirme şovu yapmak zorunda olduğunu söyledi.
Türkiye ve Istanbul'a bu yıl başka ünlü gruplar geliyormu ? diye sordular, programda olan Man at Work , C.Mangione ve Henüz anlaşma sağlanamayan King Crimson projesinden bahsedildi. Benim Tabii gözüm daha yükseklerde olduğu için ; YES , E.L.& P. , PINK FLOYD dileklerimi yineledim , IAN ; - " Diğerleri için birşey diyemem ama E.L.& P. ile birlikte konser verdik , çok iyi bir grup ve şovları çok çekici , Programları uygun olursa mutlaka Türkiyeye gelmek isterler , eğer Türkiyeye gelirlerse seyirciyi iyi etkileyeceklerine garanti verebilirim " dedi.
Sohbet sırasında Türkiye'den söz açılınca , 1991 Konserlerinden ve Istanbul ve EFES'ten bahsettik. Gerçektende IAN ; - " EFES'i hiç unutamıyorum, müthiş bir akustik vardı, harika antik bir tiyatroydu" deyince MARTIN ve DOANE'da katıldılar. Konser sonrası seyirci sahneye hücum etmiş, zor kaçmışlar. O gece ÇEŞME'de kalmışlar , Çeşmeyi'de çok beğenmişler. ( Beni en çok üzen şeylerden biri'de EFES konserine biletim olmasına rağmen, hastalandığım için gidememem olmuştur. )
Yine eskilerden söz açıldığında DAVE PEGG'in kulaklarını çınlatmadan geçemedik. Gerçektende, gerek IAN gerekse MARTIN ve DOANE ; D.PEGG den söz ederken duygulanıyorlar. Bunu hissettim. Dave'i ben'de Hem 1991 JETHRO konserinden , hemde 1993 FAIRPORT Istanbul Konserinden çok iyi tanıyorum. Her ikisinde'de beni hatırlayıp çok içten davranmıştı. Konu içki içmekten açılınca , MARTIN ; D.PEGG'in şarap sevdiğini söyledi ,Halbuki ben de "margarita" yı'da çok sevdiğini hatırlıyordum. Kimseye çaktırmadan doğru odama gidip , bütün "JETHRO EVRAKLARI" mın olduğu çantamı alıp masaya döndüm. 1991 Fotoğraflarımızdan PEGG 'li olanı gösterdim, önünde "margarita" vardı.
Tabii çanta açılınca ne kadar FOTOGRAF varsa ortaya döküldü. 1991 Istanbul'a ait tüm özel Fotoğraflarım ; IAN ve MARTIN başta olmak üzere herkesin çok ilgisini çekti , özenle seçtiğim yaklaşık 30 Fotoğraf tek-tek elden ele dolaştı , CRAZY FAN BORA'yı hatırlayamayanlar hatırladı ,tanımayanlar tanıdı.
ANDY , MARTIN'i Nasıl KAFAKOL'a Aldı ?
JONATHAN'ı Nasıl MasayaYATIRDIK ?
Sofradan önce biz ( Eyüp İblağ , Ben ve IAN ) ayrılmak zorunda kaldık, çünkü IAN’ın NTV ‘de canlı yayına yetişmesi gerekiyordu. 22:30 civarı NTV stüdyolarında idik. Canlı programı sunan Banu Güven’de J.T. hayranıymış, beni de tanıma nezaketini gösterdi, meğerse " İlk Türk J.T. Web Sayfası "nı ziyaret etmiş.
Canlı yayın programı başladı, bu arada IAN'ın makyajı yapıldı ve sonrasında ( Herhalde memleket özlemi ! ) cep telefonu ile makul uzunlukta ! bir görüşme yaptı. Daha sonra Stüdyo'yu merak edip biraz inceledi.
Yaklaşık 23:20 gibi IAN’ı canlı yayına aldılar. ( Tam o anda benim kameranın pili bitti ! ) .Yaklaşık 29 dk.'lık bir söyleşi oldu , basın toplantısına göre daha mantıklı ve özenle hazırlanmış sorular olduğu için herkes keyif aldı , güzel bir yayın oldu. Daha sonra tüm NTV canlı yayın ekibi IAN ile fotoğraflar çektirdi , benim bantları verdiler , biz de programın VHS copyasını rica ettik. Programı hazırlayan bu iki kibar sunucu bizi araçlarımıza kadar uğurladılar. Hızlı bir biçimde otelimize hareket ettik. Gerçekten'de IAN'ın performansı muhteşemdi. Uçaktan indiklerinden beri sürekli koşturuyordu. Otele döndüğümüzde iyi geceler dileyip doğru odasına çekildi.
ISTANBUL GECELERİ ? ( Istanbul Nightlife ? );
Martin ve Ian'ın gece dışarı çıkmadıklarını ve erken yatacaklarını biliyorduk ancak diğerleri için , Istanbul gece yaşamı ayarlanmıştı. Hayal Kahvesi ne gideceklerdi. Biz'de IAN'ı Otele bıraktıktan sonra H.Kahvesi'ne gittik. ( Çok yorgundum ve Normal zamanlarda asla ziyaret etmediğim bu tür Kapalı , Gürültülü , Sigara dumanlı yerlerin bana göre olmadığını biliyordum , yinede "Grubum" için katlanmaya değerdi ! )
Tahminlerimde yanılmamıştım, haftasonu kalabalığı vardı ve içeri girer girmez rahatsız oldum. ( Not : Hayal Kahvesi , bu tür mekanlar içerisinde en kaliteli olanlardan biri , zaten bilen biliyor. Sevgili Serdar'a haksızlık etmemeli ! ) . Üst kata çıktığımızda bizim ekip ve yalnızca JONATHAN vardı, diğer yorgun TULL'lar otelde kalmışlardı.
Jonathan Bira ile devam ediyordu.Program sonunda Nejat Y.( B.Özlemi )masaya geldi, Jonathan B.Özlemi'ne beğenilerini iletti. Biraz sohbetten sonra artık kalkmamız gerektiğini söyledim, çok geç olmuştu ve Otele döneceğim için Jonathan'ı da bana emanet etmişlerdi. Ancak sevgili dostumuz kalkmak istemiyordu. ( Gençlik işte ! ). H.Kahvesinin kapanmasına kadar kaldık, tam kapıdan çıkarken taxi'miz gelirken Nejat Y. , Jonathan'a ; Dur sana biryerdaha göstereyim ( JazzBar ) deyince çileden çıktım doğrusu . Neyse Jonathan Yanlızca 1 dakika ,lütfen deyince dayanamadım. Kıramadım ( Ne'de olsa TULL ! )
İçeride ortam aynı ,ama daha kalabalık ve gürültü vardı. N.Y., Moğollardan Engin Y.'yi görünce Jonathanı tanıştırdı ve birsüre sonra ona devretti ,biralar söylenince dayanamadım hani 1 dakikaydı ? dedim,valla 5 dakika dedi ,10 dakika kadar daha bekledim artık dayanacak gücüm kalmamıştı kimseye haber vermeden çıktım ve otele döndüm. ( Ertesi gün JONATHAN beni görür görmez özür diledi )
................................................
13 Mayıs 2000 CUMARTESİ ;
Tarihi günün sabahı ben 08:00 gibi Lobi'ye indim ,gruptan kimse yoktu. MARTIN ,çok erken uyanmış ve Günlük sabah " Marathon "unu yapmış. Büyük bir olasılıkla kahvaltısını etmiş ve odasına çekilmişti.
Grup gelmeden yapılan programda , bugün kahvaltıdan sonrası için bir Tekne ile Boğaz gezisi planlanmıştı. Ancak Dün akşamki yemekte IAN ; Konser öncesi çıkmak istemediğini , MARTIN ise ; Odasında " Çalışacağını " söyleyerek bu geziye katılamayacaklarını belirtmişlerdi. Onlara DOANE'da katılınca Tekne gezisi iptal edilmişti.
Bu nedenle JONATHAN ve ANDY'nin ne yapacaklarını sabah öğrenecektik. Saat 10:00 gibi JONATHAN göründü. Akşamki Istanbul gecesinden memnun kalmış. Dinlediği müziği sevmiş, iyi takıldılar dedi. ( Aslında ben onu bırakıp döndüm ama , habire o özür dileyip durdu ) .
Bu arada benim saat gözüne çarpmış. Ne kocaman saat bu dedi, Dalgıç saati olduğunu söyleyince bir Sualtı muhabbetidir başladı tabii. Ona ; Eski bir "MARMARA" dalgıcı olduğumu , ama artık Marmarada önümüzü bile göremediğimizi ,200 tür balığın yerine 2 tür bile kalmadığını anlatıp,sıkı bir ÇEVRECİ muhabbeti yaptık. ( Tabii adamcağıza Denizlerimizi kötüleyecek değilim, EGE ve AKDENİZİ'mizin reklamını yapmayı'da unutmadım. )
Biz Lobi'de bu sohbetleri ederken IAN ve MARTIN odalarında Çalışıyorlar, DOANE ise istirahat ediyordu. ( Daha sonra ANDY ve JONATHAN ; Rehberlerimiz ile " Sultanahmet " turuna çıkmışlar ). Önceki gecenin yorgunluğu nedeni ile saat 11:00 gibi bende odama çıktım ve öğle yemeğime kadar uyudum.
.......................................
D.PERRY ile BAŞBAŞA YEDİĞİMİZ ÖĞLE YEMEĞİNDE NELER KONUŞTUK ? ;
( In What Subjects did D. PERRY & I Talk at Lunch Together ? ) ;

12:30 gibi restaurant'a indim, karnım acıkmıştı. Salatamı ve ızgaramı söylediğimde D.PERRY kapıdan girdi. Beni görürgörmez yanıma geldi ve "oturabilirmiyim" ? dedi, iki kişilik masaydı tabiiki çok memnun oldum. Hal-hatır soruldu. Akşam hemen uyumuş ,yolda çok yorulmuş hatta sabah uyanıp tekrar yatmış yani daha uyanamadım bana bir Türk Kahvesi söyleyelim dedi. O arada benim salata geldi ,garsona "Aynısından" dedi ve ingilizce menü istedi. Dün akşamdan beğendiklerini tekrar ısmarladı ( Patlıcan salata - dolma - muska böreği ). Bu arada masaya benim için gelen su ; devlet dairelerinde olan dar boyunlu altı geniş sürahilerdendi. Ağzı açık olduğu için açık su içmediklerinden huylandı. Halbuki daha önce bende sormuştum kapalı bidondan boşaltıyorlarmış ,korkulacak birşey olmadığını söyledim.
Ana yemek olarak karışık ızgara söyledi. Ismarladıklarının hepsini bitirdi, tabağında hiçbirşey bırakmadı. Dikkatimi çeken şey ; Tabaklarının hiçbirinde en ufak bir "KIRINTI" dahi bırakmamasıydı. Son kalan pirinç tanesini dahi çatalı ile topladı. ( Bizim jenerasyon ; Büyüklerimizden böyle gördük, çünkü onlar 2.Dünya Savaşı yokluklarını yaşamışlar ,süpürge otundan ekmek yapıp yemişlerdi .)
Doane ile yemekte birçok konudan söz ettik. Benim ne iş yaptığımı merak etmiş ( Organizasyon komitesinden sanmış ). Asıl mesleğimin Jeofizik Mühendisliği olduğunu ancak 23 yııldır'da elektronik dünyası içinde olmam nedeni ile şu anda Panasonic/Technics/Mission markalarının Türkiye distribütörü olan firmada Ürün müdürü olduğumu söyleyince şaşırdı. Onun salonundaki RackSistemi de Technics miş, DVD'de almış ama henüz bir HomeTheatre sistem kuramadım dedi , biraz fikir verdim.
D.Perry bana herhangi bir müzik aleti çalıp çalmadığımı sordu ? elimle davul çalma işareti yaptım yine şaşırdı. İlk davul takımımı 1976 yılında aldığımı prof.çalıştığımı ancak şu anda fırsat bulaömadığımı , Davulumun'da evin bodrumunda durduğunu söyledim. "ZILDJIYAN" Zilleri üzerine konuştuk, Ben'de bir tane orjinal olduğunu söyledim, şimdiki Orjinallerin; "ISTANBUL" adıyla çıktığını ve tarihçesini konuştuk.
Bir ara bende ona ; JETHRO TULL'a son dönemde gelmiş en iyi davulcu olduğunu , çok iyi çaldığını ve bunun bir kompliman olmadığını söyledim. ( Bu gerçekten kompliman değil, ben çok zor beğenen bir Tullian'ımdır, B.Barlow'dan sonra bence en iyi davulcu DOANE ! ) . Bir süredir "sol kolu"nda problem olduğunu ve sıkıntı yarattığını , ancak sahneye çıkınca herşeyi unuttuğunu söyledi. ( Gerçektende Sol Kolunda dirseğin hemen üstünde bilekliğe benzeyen ve üzerinde saat büyüklüğünde bir parça olan bir bant vardı ve D.P. onu kolundan hiç çıkarmıyordu.)
Hazır Bir TULL yakalamışken , dün akşam gündeme getirmeyi unuttuğum Projelerimden biri olan "JETHRO TULL MÜZESİ" projemi açtım. Tabiiki ayrıntılara giremedik , bildiğim kadarı ile Israil'de böyle birşey yapmaya kalktılar dedi. Ben'de " Böyle birşey ancak Ingiltere'de gerçekleşir , bunu'da en iyi MARTIN WEBB ve DAVID REES gerçekleştirebilir" dedim. Bu kişilerle yazışıp görüştüğümü duyunca şaşırdı ve eğer görüşürsem D.REES'e selamlarını iletmemi rica etti.
Yemeğin sonunda beni çok şaşırtan birşey oldu ; masaya getirdiği gözlük kılıfına benzer bir kutudan çıkardığı hapları içmeye başladı ve tam "üç kez birer avuç"a yakın ( Evet yanlış görmedim, yaklaşık 25 adet'e yakın )hap yuttu. Sorduğumda hepsinin Vitamin ve Mineral hapları olduğunu , konserler sırasında çok enerji kaybettiğini ve terlediğini ve terle kaybedilen mineralleri böyle takviye edebildiğini anlattı. Çok şaşırdığımı görünce hayatta en çok nefret ettiği şeyin hasta olmak olduğunu ,hemde turne sırasında hasta olma düşüncesinin bile kendini daralttığını, bu nedenle kendine en iyi şekilde bakmak zorunda olduğunu söyledi.
Masadan kalkmadan önce adisyonu imzalarken garsona bahşiş vermek istediğini , TL olarak ne kadar vermesinin uygun olacağını sordu , birmilyon yeter dedim, yanında TL yokmuş adisyona eklesem olurmu dedi, olmuyormuş, Garson zaten istemedi ama , " - Sen üzülme DOANE ben sonra veririm " dedim . Soundcheck'e gelip gelmeyeceğimi sordu, tabiiki geliyorum ben " Crazy Fan " ım unuttunmu ? dedim gülüştük.
SOUND CHECK SIRASINDA “ MIDGE “ TERÖRÜ ! ;
( MIDGE Terror ! during the Soundcheck ) ;

Saat 15:00 de soundcheck için Açıkhava'da olmalıydık. Bunu için 14:50 de Lobide biraraya geldik. MARTIN'e nerede olduğunu , onu özlediğimi söyledim, güldü. Konser için repertuara aldıkları bazı parçaları odasında çalıştığını söyledi. ( İşte "MARTIN" , işte Jethro yu JETHRO yapan adam, 54 yaşında ve işini nasıl ciddiye alıyor ! ). Araçlara binmeden önce Martin bana akşam havanın nasıl olacağını sordu ( Gerçektende dün çok iyi olan hava bugün öğlene doğru bozmuştu. Sert bir rüzgar vardı ve parçalı bulutlu idi .) Evet ,sevgili Tullian'lar sizler için kendimi feda ettim ve MARTİN'in morali bozulmasın diye ona yalan söyledim ; " - Hava az rüzgarlı ama yağmur yağmayacak Martin " , dedim. Bir şey daha dikkatimi çekmişti ; grup elemanlarının hepsinin boynunda resimli passcard'ları asılı idi . İki araba hareket ettik ( IAN daha sonra gelecek ). Martin, Doane ve Jonathan bir araçta ,Ben Andy ve Nesli bir araçta idik. İstanbul trafiğini yaşadık tabii. Bu arada araçların radyoları sürekli "Açık Radyo" ya ayarlı idi. ( Onlar'da Sponsormuş ). ( Oldum olası bu istasyon'a ısınamadım )
Sürekli bir adamcağız yana yakıla ,ızdırap içerisinde Yalelli-Yalel diye bağırıyor. ANDY önce ;-" Ben otantik müzikleri severim " deyince birşey yapmadık ama hem tıkalı trafik hemde "YALEL" hepimizin canına okudu , kibarlığından kapatın da diyemiyor, - " Bu adam acı mı çekiyor'da böyle bağırıyor " deyince şöföre radyoyu kapattırabildik
Açıkhava Tiyatrosu'nun arka kapısından girdiğimiz andan itibaren herşey değişti. Bahçede JETHRO ekibinin muhteşem otobüsü duruyordu.( Tüm teknik ekip ve Grup eşyaları ve teknik eşyalar bu otobüsle taşınıyor. Yetmemişki ,arkasına birde küçük karavan eklemişler. ) Araçlarımızdan inerken hemen otobüsün önünde 1991 den tanıdığım "MIDGE"i gördüm ve yanına gittim , merhabalaştık , beni tanıdı çünkü 1991 turnesinde ondan , bir kırmızı polo-shirt vererek ( Kandırarak ) aldığım ve 11 Mayıs 2000'e kadar yıkatmadığım , üç gün boyunca ise gömleğimin altına giyip hiç çıkarmadığım JETHRO TULL Tişörtümü almıştım. Hemen gömleğimin iki düğmesini çözüp T-shirt ü gösterdim, beraber güldük. Fazla sohbet edecek zaman yoktu çünkü teknik ekip acayip koşturuyorlardı.
Grup içeri girdi, arabalardan biri IAN'ı almak üzere geri döndü , bizde sahne kapısı önünde bekliyoruz. Güvenlik müdürü dahil herkes,MIDGE'in kapıdan kimseyi geçirtmediğini ve terör estirdiğinden yakınıyordu. Biraz sonra Eyüp İblağ geldi , elinde JETHRO TULL Prod.'un özel olarak bastırdığı Passcard'lardan vardı. Bir adet " GUIDE " kartını benim için almış ( Bakınız Sayfanın en altı..... )sağolsun , çok işime yaradı ve bütün kapıları açtı, kendimi gerçekten "Ayrıcalıklı" hissetmemi sağladı. Kartı cebime koydum , birazsonra Midge önümden geçerken ; - " Bora, kartını görünür yere asmalısın" diye fırçalamazmı ? , hemen kravata iğneledik tabii.
Grup soundcheck'e başladı. IAN yaklaşık yarım saat sonra gelerek provalara katıldı. Biz hala sahne arkasında idik , duyduğumuza göre Midge Açıkhava nın görünen hiçbiryerinde kimseyi istemiyormuş. Yinede Eyüp, Serdar ve Ben Koşaradım yan merdivenlerden en üste kadar çıktık ve Bilet klübesine "Sığındık" . 17,5 Milyondan Numarasız bilet satışları sürüyordu. Bu arada JETHRO TULL sahnedeydi ve çalıyorlardı. Kameram yanımdaydı ama bilet gişesinin arka kapısından bakıldığında sahne görülmüyor , yalnızca tavan spotları görünüyor ve ses duyuluyordu. Kameramı hazırladım, CRAZY FAN'lık kolaymı ? kapıyı 10 cm kadar aralayıp kameranın mikrofonu ile çekebildiğim kadar prova seslerini kaydettim ( Tabii Bilet gişesinin seslerini'de..! ).
Yaklaşık 1,5 saat böyle heyecanlı geçti. Saat 18:00 civarı Soundcheck bittiğinde Eyüp'ten IAN'ın program değiştirdiğini, otele dönülmeyeceğini ,konser'e kadar burada ( Açıkhava'nın soyunma odalarında ) kalınacağını öğrendik. Digital camera kasetim (DV) otelde kalmıştı ve eğer fırsat olur da konseri çekmeye niyetlenirsem 30 dk.lık kasetim kalmıştı. ( Kötü Oldu ! )
jETHRO TULL , ISTANBUL KONSERİ ;
Açıkhava Tiyatrosu kapılarının saat 19:00'da açılacağını öğrendik. Bu arada JETHRO TULL Marchandise ekibi, J.T. Rozetleri ve SweatShirt satışına başlamıştı bile. Aqualung ve Dot-Com Swt.Shirtler hem xxlarge hemde 10 Milyon TL idi ( Alsamıydım ? ) ama Aqualung - DotCom ve Flut Rozetler 3 Milyon'du ikişer tane aldım. ( Ismarlamayı düşünüyordum, ayağıma daha ucuza gelmiş , kaçırırmıyım ? ) . Hemen bir " Flut-Jethro Tull " rozetini keyifle yakama taktım.
Saat 19:00 da kapılar açıldı. Geleneksel J.T. Seyircisini kapıda karşılamak iyi oluyormuş ( gerçi birkaç Zıpır çıkmadı değil ama onlarda arada kaynadı gitti ) ( Aslında 9 yıl önceki " Siyah Tişörtlü Görevliler ! " olsaydı, bunlara zıpırlık nasıl olurmuş gösterirdi ama neyse ...........! )
13 MAYIS 2000 ,ISTANBUL

Saat 20:00 ; Bizimkiler ( Oğlum Can ÇETİN 12 Temmuz 1991 Konserini en önden izlediğ zaman 8 yaşındaydı ) dahil herkes geldi . Heryer doldu çünkü extra numarasız bilet satılmıştı. Özellikle B-C ve D-C sıralarının arasındaki merdiven boşluklarında " Zıpırsal Yığılmalar " oldu ! 20:30'a doğru sahne kenarında bir an IAN belirdi ,şöyle bir seyirciyi kontrol edip kaçtı.
20:30 ; ön grup Metropolis çıktı . Kesinlikle yorum yapmak istemiyorum . Yalnızca ( Page & Plant öncesi çıkan " Nekropsi " ile ilgileri yoktu ! ) Kariyerlerine JETHRO TULL'un ön grubu olarak çıkma niteliğini eklediler. ( ve iyiki yarım saati geçmediler ! )
Yaklaşık 20 dk'lık aradan sonra ışıklar karardı ve sahneye 5 Muhteşem adam çıktı
13 MAYIS 2000 ,ISTANBUL

NELER ÇALDILAR ? ( Song List )
1-)For a Thousand Mothers
2-)Nothing is Easy
3-)Thick as a Brick
4-)Hunt by Numbers
5-)Beside myself
6-)Teşekkür ve Grup elemanlarının Tanıtımı
7-)Bouree
8-)Habanero Reel
9-)Fatman
10-)SLOB
11-)? ( D.March ? )
12-)DotCom
13-)Awol
14-)Boris Dancing
....Bulmaya Uğraşıyorum..
( My God + Hunting Girl + APP + Locomotive )?....
Final Alkışları ve Bis
Bis-); Aqualung + Living In The Past + ( Balon Şovu)+ Cheerio ( Sahneyi Terkederler )
Luis Armstrong'dan - "What a Wonderful World" Çalar
Işıklar söner , Jethro TULL seyircisi Açıkhava Tiyatrosunu Boşaltmaya başlar.
Not: Acele ile çıkarılmış bir liste , hatalar olabilir .Toparlamaya çalışıyorum , Doğru liste en yakın zamanda burada
................................................
1991 yılında Tüm istanbul konserlerini görüntülememe rağmen ve Bu kez İki Kamera ile Tüm JETHRO TULL serüvenimizi çekmeme rağmen, Konser sırasında "Çekim" yapmaya elim gitmedi. Nedenlerini şimdi anlıyorum ; en ön sırada idim ,yerim uygun değildi, adam gibi konseri izlemek istedim ve en önemlisi JETHRO TULL'a bu kez o kadar yakındımki, sanki onlardan biri idim, herhangi bir müdahalede o kadar insanın arasında yerin dibine geçme duygusunu yaşamamak için.........tam çekim yapmadım.
İlk 15 dakikayı gizli kamera olarak, ve Bis bölümünün tamamını ( 15 dk ) olarak toplam 30dk'lık hatıra bir çekim yaptım. Yukarıda Görülen konsere ait fotoğraflar , bu görüntüleri çektiğim Dijital kamera alınmadır.( Fotoğraflar için "PICTURES" sayfası yaptım, Link sayfanın altında )
................................................
KONSER YORUMU ve SONRASI ;
( Concert Review & After ) ;

Daha önce canlı olarak 4 J.T. konseri izlemiş bir Fan olarak , 100 üzerinden Puanlarım ; a-)SES DÜZENİ (92) ( Sağol Staras ) , b-)MIXAJ (89)( Genelde iyi idi ), c-)SAHNE YERLEŞİMİ (96) ( J.T.Crew ) , d-)AKUSTİK (84) ( J.T.Crew + Staras ) , e-)TONE CONTROL (72) ( Konser sırasında değişti, Bazen tizler azaldı bazen Baslar distortion'a kaçtı ).................................................
Grubun Konser Performansı muhteşemdi , teker teker yorumlamayacağım. Zaten son avrupa Turnesinin Bootleg'lerini dinlemiştim. Gerçekten Zirvedeler ( Aman böyle devam etsin ).
Konser biter bitmez ,tebrik ve teşekkürleri kabul edip , Bizimkileri uğurladıktan sonra sahne arkasına geçtim. IAN sahne arkasında sıra ile alınan hayranlarını kabul ediyor, imza ve fotoğraf veriyordu. DOANE boynuna bir havlu sarmış, ( herhalde ? ) üşütüp hasta olmamak için telaşla odasına çıkıyordu. Martin ,önce Kulisteki odasındaSeçilmiş Fan'lara imza verdi, sonra aşağıya indi. Kulis koridorunda herkes toplanmıştı. Kulise sızmayı başarabilen Fan'lara İmzalar veriliyordu. Çok başarılı bir konserin ardından Hepimiz çok neşeli idik , yorgunluklar bile hissedilmiyor, herkes birbirini kutluyordu.
Teknik ekip ise çok büyük bir hızla aletleri toplamaya başlamışlardı , MIDGE'in yanına gidip tebrik ve teşekkür ettim, Nasıldı ? 91'deki gibimiydi ? dedi, daha iyiydi dedim ,hoşuna gitti.
Go to ; BIG PICTURE
Yavaş yavaş bizde toparlanalım dedik, IAN , MARTIN ve DOANE diğer araba ile hareket ettiler.
ANDY ve JONATHAN , Lisa ,Ben ; Mustafanın kullandığı araba ile Otele doğru yola çıktık. Konser nedeni ile trafik sıkışıktı , radyoda ( Tabiiki Açık Radyo ! )bu sefer TSM çalıyordu, sohbet koyulaştı. ANDY Istanbul'u çok sevdiğini, " Istanbul,Brilliant" sözcükleri ile ifade etti . Türkiyeye ilk kez 14 yaşındayken geldiğini Pamukkale ve Antalya'ya hayran kaldığını, hatta " Hintli bir turist kıza aşık olduğunu " söyledi. Türkçeyi,de sevdiğini , Neslihan'ın Türkçe konuşmasına hayran kaldığını ve çok melodik bulduğunu söyledi. Konuşa ,konuşa Otele geldik işte.
................................................
Konser sonrası Otelimizedöndükten sonra , hemen eşyalarımı bırakıp bar’a indim ( 1991 deki deneyimlerime göre ; her konser gecesi mutlaka IANile barda Birasını yudumlar iken buluşurduk ). Bu kez de öyle oldu. Otelin barı "Radio Bar" da buluştuk , tabiiki yanında iki güzel hanım vardı ( Rehberlerimiz Lisa ve Nesli ).
IAN 'ın dışında ANDY de bardaydı ,hemen konser nasıldı ? diye sordu, klasik yanıtımı verdim tabii ( Muhteşem ! ). Grubum'la başbaşa kalmıştım. Konser sonrası JETHRO TULL ile olmak çok güzel olur. Onlar sakin , güleryüzlü ve esprili olurlar. Biraz sonra bize JONATHAN'da katıldı. Gerçekten’de grubun en “Genç” ve en canayakın elemanı Jonathan’dı. Bizim masaya oturdu, konser yorumlarımı sordu. ( Yanıt ne olabilir ki..? )
Artık birşeyler'de imzalatmak zamanı gelmişti. Ltd.Edition " 1368 " no:lu " Bends Like a Willow " CD'sini , Küçük Konser Afişini( Bakınız En aşağıdaki " teşekkürler " linki ) ve Evimin salonunda başköşede duran MU Posteri'ni imzalatacaktım. MU Posterinin 1991 den kalma imzaları silinmişti ( Siz siz olun Faber-Keçeli kalemle imza attırmayın ).
Bu posteri açınca JONATHAN hemen gelip ve kalemi alıp imzalamaya başlamazmı ! dur ! ne yapıyorsun ? ( diyemedim tabiii.....! ) ( Tullian'lar bilirler ; MU Vinyl ( 1975 ) içinden çıkan bu resimde o güne kadarki bütün TULL üyeleri bir yemek masası başında biraraya gelmişlerdir .
LAST SUPPER

Doğal olarak JONATHAN'nın bu posterde olmasına imkan yoktu çünkü o zaman 4 yaşındaydı ! ) İmzasını attıktan sonra incelemeye başladı ama iş işten geçmişti , IAN'a ( 9 Yıl sonra ) aynı posteri imzalatırken ,IAN'ın gülümsemesinden aynı şeyleri aklımızdan geçirdiğimizi anladım....!
.Bu arada ANDY iki şişe bira içti ( Yabancı yeşil şişeli ,markasını anımsayamadım - Heineken olabilir ), biraz sohbete katıldıktan sonra izin istedi.
..........................................................
IAN’a HANGİ TÜRK CD'SİNİ VERDİM ? ;
( Which Turkish CD , Did I Gift to IAN ? ) ;

Andy ayrıldıktan sonra Ben , IAN , JONATHAN , Kızlar , Mustafa ve bize daha sonra katılan Eyüp ile çok güzel sohbetler yaptık. Aklımda birşey kaldı ; Jonathan ve IAN Açıkhava'nın Tuvaletlerinin çok kötü olduğunu belirttiler ( Tabiiki Kendilerinin girdiği Sahne arkasındaki tuvaletlerden bahsediyorlar, Birde diğerlerini görseler ! ) ve konu döndü dolaştı DAVE PEGG'in her yıl düzenlediği "Cropredy" festivaline geldi ,IAN ; - " DAVE in Festivali çok ucuz ama Tuvaletler çok Pahalı ( Tabiiki Bakımlı demek istiyor ), Adam (D.Pegg), < BOK >tan para kazanıyor valla" dedi çok güldük tabii. ( Gerçekten Açıkhava sahne tuvaletleri Rezalet ! ben girdiğimde utandım valla , Efsaneler'e çok ayıp oluyor ! )
Birara Jonathan , önceki akşamki yaramazlıklarından söz açtı IAN'a , dinlediğim adamlar oldukça iyiydi dedi bende B.Özlemi sandım, başladım methetmeye , meğerse değilmiş. JazzBar'da MOĞOLLAR'dan Engin Yörükoğlu ile karşılaşmıştık ya, ayrılırken E.Y. Jonathan'a Moğolların son CD'sini vermiş, ( Jonathan'da discman'ından birazını dinlemiş ) , IAN'a ; "Ingiltereye dönünce bir kopye de sana yapayım dinle" dedi , IAN'da "olur" dedi . O anda bende şimşek çaktı ! Jonathan'a "CD Double mıydı" dedim , "Evet" deyince yerimden fırladım. ( Ben çok eski bir Moğollar dinleyicisiyim Bkz: ARSIV Çok yeni bir G.Hit's Double CD çıkardılar "Moğollar 1968-2000" ,11 Mayıs Perşembe günü almış ve Jelatinini açıp dinleyecek fırsatı bulamamıştım.) Hemen Otel garajındaki arabama koşup bagajdan CD'yi alıp yine koşarak Bar'a döndüm. Jonathan'a "CD Bu mu" dedim? "Evet" dedi , aynen IAN'a uzattım ve "Bu'da benim hediyem , eğer kabul edersen" dedim. Aldı ve teşekkür etti, "Dikkatle dinleyeceğim" dedi. ( Fotoğrafta IAN'ın önünde ve üzerinde gözlüğü duran Mor renkli kutu bu CD'dir ! )
...........................................................
IAN'IN BİRA BARDAĞINI Jethro Hayranı "BARMEN"e Nasıl Kaptırmadım ? ;
( How I Could not Let The IAN's BEER GLASS Caught to "BARMAID" ,Who is FAN OF JETHRO ! )

1991 The Marmara Oteli çalışanları beni çok iyi hatırlarlar. IAN'ın bira içtiği bardağı saklamak için istediğimde çok şaşırmışlardı. Sonra'dan otelde çalışan bir arkadaşımın arkadaşı söyledi, " Çılgın'ın biri , adamın bira içtiği bardağı bile almış " diye söylenti yayılmış. O bardak; bir saydam koruyucu içerisinde salonumun başköşesinde durur.
Bu kez'de böyle bir niyetim yoktu, fakat bar muhabbetimiz uzayınca birden aklıma geldi , IAN son birasını bitirdiğinde garson bardağa uzandığı anda hemen bardağı kaptım, fazla parmak izi olmasın diye de hemen kamera ve posterlerimin olduğu yere koydum. IAN ; buna alışık olduğu için hiç şaşırmadı, fakat masadakiler şaşırdı , Lisa ; " - Tüh ben almayı düşünüyordum ! " demezmi. Hemen IAN'a bir bira daha ısmarladık, bira gelince IAN ; " Bana yetti içmem " deyince , içme ama bir dokun'da Lisa nın da gönlü olsun dedik, şöyle bir güzelce dokundu ve bıraktı. Gülüştük tabiii.....
İlerleyen saatlerde IAN kalktıktan sonra benim bardağı sürekli keserken bir an dalmışım, bir baktım bardak yok, fırladım doğru barın mutfağına , iyiki bulaşıklıkta bir tek bira bardağı var, garson'a bu bardağı nereden ne zaman aldın dedim, benim bardakmış hemen geri aldım , o sırada bizim barmen pis-pis sırıtmazmı ! meğerse benim tepkimi ölçmek için garson'a o aldırtmış, ben uyanmasam'da bardağı o alacakmış. Sonuçta IAN'ın 2000 kadehi 'de evdeki başköşede , 1991 deki'nin yanındaki yerini aldı .
...........................................................
Not= 11 Kasım 2000'de oteli ziyaretim sırasında "Şef" barmen Semih ile tekrar buluştuk. Beni ilk gördüğünde " - Asla emin olamayacaksınız ! " esprisi yaptı. O'na yeni "TULL Kitabı" hediye ettim , bize çok güzel müzikler çaldı ve ona " SAM " ( Play it again Sam ... ) adını taktım.
(2002 Ziyaretimde "SAM" i bulamadım ..., bir cafe'ye müdür olmuş ...)
...........................................................
IAN'ı da yatırdıktan sonra ; Son gecemizin son saatlerini Jonathan NOYCEile kapadık . Sürekli esprileriyle bizi gülmekten kırdı. Sabah 05:50 de uyandırılmak üzere resepsiyonu uyardıktan sonra 03:00 gibi odalar çekildik.
14 Mayıs 2000 PAZAR ;
Sabah 06:30’da Havaalanına hareket için otelden üç araçlaayrıldık. Uğurlama ekibinde yalnızca Nesli , Musti ve BEN vardık.
Biz Musti ile arabaları park edip gelene kadar IAN ve MARTIN bagaj işlemlerini bitirmişler pasaport bölümüne doğru ilerliyorlardı. Bizi görünce durdular, IAN beni göstererek MARTIN'e ; - " Sabah sabah uyumayıp bizi uğurlamaya gelmiş , bu gerçek bir "CRAZY FAN" dedi , MARTIN'de gülümseyerek onu doğruladı. MARTIN elimi sıkarak herşey için ve onlarla olan birlikteliğim için teşekkür etti ve çok kısa sürede ( Seneye )tekrar gelme dileğinde bulundu.
IANise ; sürekli onlarla birlikte olmama , ilgime ve Özellikle NTV Canlı yayını ve diğer basın kuruluşları için kendi Orijinal Videolarımın kullanılmasına izin verdiğim için teşekkür etti , ben sadece başımı öne eğip, mahcup bir ifade ile ;" Everything For Jethro Tull " diyebildim. Dirseklerimizi tokuşturduk , güldük ve uzaklaştılar. IAN'ı en son GiftShop'ta SAZ'ları incelerken bıraktım.
D.PERRYnin ayakları geri gidiyor gibi geldi, Istanbula doyamadığını tekrarlayıp durdu. Keşke bir gün daha olsaydı dedi. D.REES'e selamlarını ve uğurlamaya gelemeyenlere sevgilerini iletmemi istedi.
ANDY ve JONATHAN ise biraz daha bizlerle birlikte olmak ve Kahve içmek istediler. Bir Coffee-shop'ta oturduk. Sohbet sırasında yine duramadım ANDY'ye ;- "Hadi artık ilk JETHRO TULL DVD sini çıkaralım , Bir yüzü 20.Yıl ,ikinci yüzü 25.Yıl olsun , tıpkı Mike OLDFIELD'ın Tubular Bells II - III'i gibi" dedim. Çok iyi olur ama birsürü Copyright problemi çıkabilir dedi ( Herhalde "Chrysalis"i kastediyor ). Yine'de konunun üzerine gideceğini ve IAN ile konuşacağını söyledi.
İlk kahvelerimizi JONATHAN , ikincileri ise ANDY ısmarladı ve servisini'de kendileri yaptılar. Gerçekten de gözlerinden , bakışlarından ve davranışlarından bizleri sevdiklerini belli ediyorlardı. Bu duygu gerçekten hiçbirşeye değişilemeyecek bir duygu.
.................................................................
Teşekkürler , teşekkürler ve teşekkürler . Herkes birbirine teşekkür etti inanın ( Hem de defalarca .........)
Geride gözüyaşlı JETHRO severler ve belki uçakta gözleri buğulu 5 efsane adam.........
Yine gelin ; Dünyanın EN İYİ GRUBU , yine gelin ne olur .
BORA ÇETİN ( 44 Yaşındaki çooooook eski Türk JETHRO’sever , “CRAZY FAN” )
14 Mayıs ( May ) 2000

( Daha bitmedi ..!...Yeni Fotoğraflar ve İzlenimler ....Yakında.. )
Bu arada " YENİ " Jethro Tull Kitabı 26 Ekim 2000'den beri piyasada

"IAN"ın Istanbul Yorumları için , ( IAN ) Sayfasını tıklayınız.
"BASINDAN" ; ( PRESS ) Sayfasını tıklayınız.
"Daha Fazla FOTOĞRAF" ; ( PICTURES ) Sayfasını tıklayınız.

[ Sign my GuestBook ] - [ Read my GuestBook ]


BORA ÇETİN Jethro Tull " Türkiye " Sayfasına
Dönmek için Kart'ı Tıklayın!
Go to ; BORA ÇETİN's TULLTURK Pages
Back To the ; BORA ÇETİNs
Jethro Tull "Turkey" Page, Click Card


" Everything For JETHRO TULL "

 

Copyright ©2003, Bora CETIN;
Bu sayfada yer alan tüm yazı ve fotoğraflar "Bora CETIN"e aittir, izinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.
www.tullturk.com